Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra yeni bir şeyle tanıştık: Siyasi ittifaklar.

İki ittifak bloğu var şu anda.

Cumhur İttifakı.

Millet İttifakı.

Henüz yeni tanıştığımız için, bu ittifak modellerinin siyasi etkilerini, hukuki kısmını, etik bölümlerini tam olarak analiz edemiyoruz.

Zaman ilerledikçe, ittifak modelleri geliştikçe ya da değiştikçe bunu daha iyi anlayacağız.

İTTİFAKLAR OY KAYMASINI HIZLANDIRDI

Benim mevcut siyasi ittifak yapısıyla ilgili biraz farklı düşüncelerim var.

Siyasi ittifaklar seçimler öncesinde oluşması gereken yapılardır bence.

Seçim olmadığında neden bu ittifaklar birlikte hareket etmeye devam ediyor?

Bunun siyasi olarak etkileri var.

Mesela oy geçişkenliği.

Millet İttifakı’nda CHP’den İYİ Parti’ye oy kayması yaşanıyor.

Cumhur İttifakı’nda da zaman zaman MHP’den AK Parti’ye, bazen de tersi oy kaymaları oluyor.

Tek başına iktidar olmak isteyen bir parti için bu aslında sakıncalı bir durum.

Ancak "Bizden diğer ortağımız partiye oy kaymasının mahsuru yok" diyorlarsa bilemem tabi!

SİYASİ VE HUKUKİ SORUMLULUK TAŞIR MI?

İttifak üyesi bir partinin siyasi kararları, politik duruşu diğer ittifak üyesini bağlar mı?

AK Parti ve MHP, CHP’nin bazı açıklamalarına bakarak İYİ Parti’yi sorumlu tutup eleştiriyor.

Yine İYİ Parti ve CHP, AK Parti hükümetinin icraatlarını eleştirirken, “küçük ortak” diyerek MHP’yi de bundan sorumlu tutuyor.

Peki birbirinden bağımsız ve oldukça farklı siyasi kulvarlarda olan iki parti, bir ittifakta yer aldığı için yaptıklarından karşılıklı sorumlu olabilirler mi?

Bunun bir de hukuki kısmını düşünelim.

AK Parti devleti yönetiyor ve birçok karara imza atıyor. Bunların bir kısmı kanuni düzenleme bir kısmı ise idari. Bunlarla ilgili bir yargısal süreç olsa ve siyasi sorumlular hakkında soruşturma açılsa, MHP de buna dahil edilebilir mi?

Öte yandan İstanbul ya da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ve ekibi bir yargı sürecine girse, ona yardım ve destek olduğu için İYİ Partili yöneticiler de bundan sorumlu tutulabilir mi?

Hukukçuların daha net cevap vereceğini bir konu.

Ancak cevabı aranacak ilginç bir konu bence.

İTTİFAKLAR SADECE SEÇİMLER ÖNCESİ KURULMALI

Her parti, ittifaklar yüzünden kendi bağımsız siyasetini tam olarak yapamıyor aslında.

Bu da onu seçmen nezdinden zor durumda bırakıyor.

AK Parti bazı konularda MHP’nin hassasiyeti nedeniyle sessiz kalıyor.

Ya da MHP, AK Parti nedeniyle bazı konuların çok üzerine gidemiyor.

Saadet Partisi’nin şu anda çektiği sıkıntı, İttifak meselesi yüzündendir.

İyi Parti’nin yaşadığı sorun, HDP’nin dolaylı, CHP’nin direkt üye olduğu ittifak nedeniyledir.

Bu ve benzeri sorunlar yüzünden ittifak yapısının aslında yanlış kurgulandığını düşünüyorum.

Her parti sadece seçimlerden bir süre önce ittifak kurmalı ve bağlayıcı metinlere geçici süre için imza atmalı.

Seçimler bittikten sonra da herkes kendi yoluna gitmeli, kendi bağımsız siyasetini yapabilmeli.

Parlamentoda çoğunluğu yakalama ihtiyacı da, her kanunun için, her siyasi partiyle ayrı ayrı konuşularak yapılabilir. Zaten mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle birçok sorun çözülebiliyor.

Kısacası seçimlerle sınırlı, belirli bir süre için geçerli olacak ittifak yapısı, siyasi ve hukuki açıdan daha sağlıklı bir yöntem olarak geliyor bana.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar