Tepkinin ayarını kaçırmayalım
81 ilde 910 dernek, 408 vakıf, 27 üniversite, 114 oda, 550 sendika, 46 federasyon emekli amiraller için suç duyurusunda bulundu... Bu sayılar üç gün öncesinin. Muhtemelen daha da arttı…
Yargıtay’dan Sahil Güvenlik Komutanlığı’na, ilçe tarım müdürlüklerinden milli eğitim müdürlüklerine kadar… Onlarca bakanlık, devlet kuruluşu, bağımsız kurumlar açıklama yaptı...
Sorunlu bildiriye karşı tepki gösterdiler, “biz buradayız, hodri meydan” dediler…
Anlıyorum…
Ancak sivil toplum kuruluşları ve devlet kurumlarının kısa sürede bu kadar yoğun açıklama ve tepki göstermesi, “bir organizasyon mu var?” sorusunu akla getirdi doğal olarak.
Öte yandan bildiriyi organize ettiği gerekçesiyle gözaltılar başladı. Emekli amirallerin bir kısmı sabah 06.00'da evlerinden alındı…
Siyasilerin en üst perdeden, çok sert açıklamaları durmaksızın devam ediyor...
Medyaya, emekli amirallerin aileleriyle ilgili bilgiler sızdı…
Dikkat, tepkinin ayarını kaçırmayalım!..
KANTARIN TOPUZU KAÇMASIN
Neredeyse (CHP hariç) tüm muhalefetin tepki gösterdiği, usul, zamanlama, dil ve yönteme aklı başında herkesin itiraz ettiği bir olaya verilecek tepkide kantarın topuzu kaçmamalı.
Artık söylenecek tüm sözler söylendi.
Şimdi bırakalım yargı görevini yapsın, kimsenin etkisine girmeden adil bir yargılama süreci devam etsin.
Hükümetin bu olayı daha fazla köpürtmesi, daha çok üstüne gitmesi bir süre sonra “doz aşımı ilaç” gibi kendine zarar verir bir hale getirebilir.
Muhalefetin, “AK Parti buradan mağduriyet çıkartıyor” eleştirisini haklı çıkartmak istemiyorsa, tepkinin ayarını iyi tutmalı krizi yönetenler.
YARGILAMADA ADİL OLUNMALI
Anlaşılan o ki, bu bildiriyi imzalayanlar hakkında uzun bir yargılama süreci olacak. Tabii son kararı, soruşturmayı yöneten savcılar ve hakimler verecek.
Ancak emekli askerlerin yargılanma süreci, daha önce yaşanan benzer davalarda olduğu gibi, tartışma yaratmayacak kadar kanuna ve hukuka uygun olarak sürdürülmeli.
Ergenekon ve Balyoz davalarında yaşanan haksızlıklar, FETÖ davalarında yaşanan aksaklıklar, bu defa yeniden yaşanmasın. Bu sorunlar bildiriyi savunanların argümanları oldu bile.
Bildiriyi hazırlayanların, organize edenlerin karmaşık ilişkileri varsa, bunların ortaya çıkması ülkenin güvenliği açısından hayati önem taşıyor elbette.
Ancak adalet anlayışımıza ve yargı camiasının güvenilirliğine zarar verecek tartışmaların bir daha yaşanmaması için hakim, savcı ve güvenlik güçlerimizin azami hassasiyet göstermesi gerekiyor.
İletişimi yöneten ekiplerin de olayı doğal seyrinden çıkartacak aşırı tepkilere, sözlere, yayınlara izin vermemesi lazım.