Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kasım ayı başında Fenerbahçe'de kongre var. 3 Temmuz sürecinden en çok etkilenen kişi Aziz Yıldırım, kulüp ise Fenerbahçe olmasına rağmen son iki yılda futbolumuzun en tepesindeki Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor'da hatta Türkiye Futbol Federasyonu'nda yönetimler ve başkanlar değişti, bir tek Aziz Yıldırım yerinde kaldı. Yıldırım'ın başkanlığında Fenerbahçe 16. yılına doğru gidiyor. Muhtemelen başkan adayı olacağı yaklaşan kongrede, yeniden başkan seçilmemesi pek muhtemel görünmüyor Yıldırım'ın.

        Normal şartlar altında, UEFA'nın verdiği cezalar ve CAS'ın bu cezaları onamasının ardından Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören'in hemen istifa etmesi gerekirdi, Türkiye'deki adli yargının nihai olarak sonuçlanması beklenilmeden. Ancak mevzu Türk futbolu ise ne normallik aramak lazım ne şartların yerine getirilmesini veya uygulanmasını.

        3 Temmuz öncesi, Yıldırım Demirören üç büyükler tarihinin en kötü başkanıydı, Aziz Yıldırım ise belki de en iyisi. 16 yıla yaklaşan iktidarında Fenerbahçe'nin tesisleşmesi, kongrenin grupçulardan, tribünlerin "reisler"den temizlenmesi, futbol dışı branşlarda elde edilen başarılar ile gerçekten Türkiye standartlarının çok üzerinde, dünya kulübü haline getirdi Fenerbahçe'yi, futbol hariç. Aziz Yıldırım öncesi Fenerbahçe 37 yılda 13 şampiyonluk kazanmıştı yani her 2,8 sezonda bir şampiyonluk. Aziz Yıldırım döneminde ise 15 sezonda UEFA'ya göre 4 (3,75 sezonda bir), TFF'ye göre 5 yani 3 sezonda bir şampiyonluk.

        Futbol ile pek barışık olamadı Yıldırım, futbol da onunla. Diğer alanlarda kazandığı ivmeyi, futbolda tutturamadı. Fenerbahçe bir taraftan neredeyse hiç finansman yükü altına girmeden onlarca tesis ve Şükrü Saraçoğlu'na sahip olurken kulübün milyarlarca doları kötü futbol yönetimi sonucu heba edildi.

        Tezatların adamıdır Aziz Yıldırım, Dr. Jekyll ve Mr. Hyde misali. Bir tarafta Türk spor tarihinin belki de en başarılı başkanı diğer yanda Türk spor tarihinin en büyük utançlarından birinin aktörü.

        Şimdi merak edilen Aziz Yıldırım'ın yeniden aday olup olmayacağı. Oysa Fenerbahçeli Aziz Yıldırım, CAS'ın şike ve teşviği onamasından sonra bir daha aday olmamak üzere istifa etmeliydi. Bugün ceketini assa kazanacağı seçime girmeyeceğini açıklamalıydı Fenerbahçe'ye, Fenerbahçeliliğe yakışan şekilde. Aziz 'Yıldırım'cı F.Bahçe bırakmayacaktır varlık sebepleri başkanlarını. Çünkü kendi sözü ile "O ne yapmışsa, F.Bahçe için yapmıştır."

        3 Temmuz öncesi, 13 yıllık iktidar dönemi boyunca ve 3 Temmuz sürecinde kendine verilen destekler, şike ve teşvik suçundan yargılanırken cezaevinde dahi başkan seçilen, kulübünün değil kendisinin yargılandığı davada bile savunmasını "Fenerbahçe" arması ile veren Aziz Yıldırım artık Fenerbahçe olmuştur, Fenerbahçe de Aziz Yıldırım.

        Yaklaşan kongrede aday olursa, bu son başkanlık dönemi, Fenerbahçe ile Aziz Yıldırım bütünleşmesinin sonu olacaktır. Etle tırnak birbirinden ayrılacaktır, çok acılı ve sancılı bir süreçte. Tüm bu öngörülerimin elbette kendisi de farkındadır, o yüzden yeni bir çıkış planını hazırlamıştır diye düşünüyorum. Bu yüzden Aziz Yıldırım'ı yakın gelecekte siyasi bir figür olarak görürsek çok şaşırmayacağım.

        Ancak Türk siyasi tarihinde cezaevinde yatmış, tutuklu kalmış tüm şahsiyetler "fikir suçlarından" veya siyasi nedenlerle ya da askeri darbelerden sonra bu süreçten geçmişlerdir. UEFA'nın hükmettiği gibi şike ve teşvik suçlarından değil. Umarım Aziz Yıldırım, bunun da hesabını yapmıştır.

        2 Kasım'da Aziz Yıldırım ya Fenerbahçe Başkanı'nı seçecek, ya Fenerbahçe, Başkanı Aziz Yıldırım'ı. Sonuç ne olursa olsun, kısa vadede aynı kapıya çıkacak ve çok zor bir süreçten daha geçecektir Fenerbahçe. Fenerbahçe veya diğer kulüplerin kongre üyeleri, o kulüplerin taraftarlarını ne kadar temsil eder, neye, niye, neden ve nasıl oy verir? Bu başka bir yazı konusu ve kanayan cılk bir yaradır Türk futbolunda.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar