Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Liverpool Üniversitesi Futbol Endüstrisi Bölümü Başkanı dostum Dr. Rogan Taylor, yıllar önce futbol tarihi ile ilgili bir sohbetimizde "Biz İngilizler uzun süre kalacağımız ülkelere rugby ve kriketi, kısa süre kalacağımız ama etkimizin devam etmesini istediğimiz ülkelere ise futbolu bırakırız" demişti.

Bugün, İngiliz Milletler Topluluğu'nda (Commonwealth of Nations) en popüler takım sporlarının neden rugby, kriket ve futbol olduğunu belki daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır Dr. Taylor'un sözleri. Osmanlı topraklarında futbol ilk kez İngiliz tacirler tarafından 1875 yılında, Selanik'te oynanmıştır. İngiliz emperyalizmi, etkisi altına almaya çalıştığı coğrafyalarda yerel halk ile ilişkilerini Kompradorlar (Yerli aracılar) ve İngiliz takım sporları geliştirmişlerdir.

Beşiktaş, G.Saray, F.Bahçe gibi geçmiş yüzyılın başlarında kurulmuş kulüplerimizin o yıllarda futbol dışında rugby ve kriket gibi branşlarda da faaliyet göstermesinin başlıca sebebi İngiliz emperyalizminin etkisidir. Galatasaray'ın kuruluş hedefi olarak Ali Sami Yen şunları söylemiştir: "İngilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak. Türk olmayan takımları yenmek." İngilizlerin ekonomik, siyasi ya da askeri boyunduruğu altındaki yerli halkı avutmak adına oynadığı "oyunun" adıdır futbol. Çünkü o yıllarda ekonomik, siyasi, sosyo-kültürel ve askeri alanlarda yenemediğiniz İngilizleri, bir futbol maçında yendiğinizde hem onları alt etmiş olduğunuzu sanıyordunuz hem de bu algı ile şehrin biriken tepkisinin gazı alınıyordu. İstanbul'un işgali sırasında, mütareke basını, İstanbul halkının İngilizlere karşı direnişini yumuşatabilmek adına onları "alt" eden Türk takımlarına bolca methiyeler ve kahramanlık hikayeleri düzerdi. Anadolu'da kurtuluş için savaşanlar, şehit düşenler hakkında tek kelime olumlu yazı çıkmazken, İngiliz General'in adına düzenlenen kupayı kazanan takım, yere göğe sığdırılamazdı mütareke basınında. "Futbola siyaset karışmamalı" bence de ancak bu söz maalesef kavramsal olarak hatalı bir sözdür. Siyasi ve ekonomik global oyun kurucuların kurduğu oyundur futbol, yani futbolun veya birçok takım sporunun kuruluş amacı zaten siyasaldır. Türkiye'de spor, müesses nizamı gereği diktatoryal bir yöntem ile üç İstanbul kulübüne sıkıştırılmıştır. Bu kulüpler tarihlerinin büyük bölümünde en hafif tabir ile siyaset ile tandem oynamışlardır. Kulüpleri önce İttihat Terakki üyeleri, devir değişince bu kez Cumhuriyet Halk Fırkası azaları, 1935'ten sonra Cumhuriyet Halk Partisi vekilleri veya bakanları yönetmiştir. Olimpiyatlara katılabilmek için sporcuların CHP üyesi olmasının zorunlu olduğu tek parti döneminde, İnönü-Bayar çekişmesi sonucu Beşiktaş'ın yerine Ateş-Güneş Spor'un hak etmediği şekilde zorla şampiyon yaptırılması ile parti içi iktidar kavgasının dahi çatışma alanı haline gelmiştir futbol. Demokrat Parti iktidarı ile artık "Demirkıratlı"lar kulüplerin yönetimindedir ve birçoğu daha sonra idamla yargılanacaktır. 60 Darbesi ile bu darbe dönemlerinin bayraktarlığı başlamıştır kulüplerde, hele Beşiktaş'ın 11 futbolcusunun formalarında harf harf Cemal Gürsel yazarak "Cemal Gürsel Kupası" maçına çıkması, İngilizlere bile rahmet okutur spor ve siyaset ilişkisinde. Tüm bu tarihsel rezaletler sürecinin her hangi bir döneminde veya olayında, stadyumlarda toplu protestoyu geçtim, tek tük tepkisini gösteren bile olmaz. Spor ve siyaset basını birkaç yazı dışında ya görmezden gelir ya da büyük çoğunlukla tüm bu rezilliklere alkış tutar. Adı ister Harrington ister Gürsel olsun, kulüpler vesayete biat etmeye, onu taçlandırmaya bayılır. Kulüpler reel siyasetle tandem oynarken, Olimpiyat komiteleri yönetimleri ise hem yerel siyasetin hem global "Oyun" kurucuların yolunda oyunlarına devam ederler.

"Oyun"un kurucuları, kompradorlar ve onların kayığına binmiş basın. Türkiye'de yüz yıldır futbol ve spor bu üçlü saç ayağı ile yönlendirilir, oyun böyle oynanır. Türk'ün spor ile imtihanı, bu "üstadların" bugüne kadar verdiği notlar ile hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar