Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1900'lerin başlarından itibaren aynı şehrin yakın arkadaşlarının başlattığı, özü rekabete, dostluğa, saygıya ve spor sevdasına dayanan mücadele, özellikle 80'li yılların ortalarından günümüze dejenere edilerek, iğrenç bir sidik yarışına dönüşmüştür. Faruk Ilgaz, Fikret Arıcan, Ulvi Yenal hatta son dönemde Özhan Canaydın gibi başkanların yerine, sporun ruhundan, centilmenlikten, saygıdan nasibini almamış başkan ve yöneticiler gelmiş, Lefter'lerin, Metin Oktay'ların yerinde ise artık Volkanlar, Sabri'ler', Emre'ler, Caner'ler, Eboue'ler, Melo'lar ve Meireles'ler var.

        MAÇ KRİTİĞİ!

        Sahadaki futboldan anlamam. O yüzden hiç maç kritiği yazmadım. Pazar günkü maçın kritiğini yazmak için de futboldan anlamaya gerek yok. O yüzden birkaç satır yazacağım kendi üslubumda. Maç öncesi her iki takım yönetimi de Avrupa kupalarında final oynayan kulüplerin üstünde transfer harcaması yaptıkları sezonun sonunda, artık geleneksel hale getirilmiş stratejilerini kullanarak, karşılıklı çatışma ve düşman üretme çabaları ile taraftarlarının hataları sorgulaması yerine düşmanına! odaklanmasını sağladılar.

        Aziz Yıldırım maçtan bir gün önce F.Bahçe Mali Kongresi'nde kulüp içi siyaset yaparak, Galatasaray'a yüklendi. Galatasaray da büyük bir hevesle beklediği ortayı değerlendirip, "biz bu kulübün başkanını kaale almıyoruz" diyerek, ortak çıkarlarını korudu iki düşman kardeşin. Zaten centilmenlik kisvesinde taraflı medya aracılığı ile gündeme özellikle getirilmiş "rakibi alkışlama" manipülasyonu amacına ulaşıp, gerginliği arttırmışken iki kulübün yaptığı resmi açıklamalar ekmeğe yağı sürmüştü.

        Maç başlarken şampiyonluğunu bir hafta önce garantilemiş, kutlamış Galatasaray da şampiyonluğu rakibine kaptırmış Fenerbahçe de gergindi. Elbette bu özenle hazırlanmış gerginlik hatta düşmanlık ortamında futbolcular da kendilerine biçilen rolü oynadılar. Birbirinin gırtlağına sarılan, kasti tekmeler atan, küfürler savuran birer nefret makinesine dönüştüler. Sahada futboldan, oyundan çok, kavga, terbiyesizlik ve düşmanlık vardı.

        Maçın sonunda iki kaybeden takım sahada şenlik yapıyordu! Galatasaraylılar ezeli rakiplerine yenilmenin üzüntüsü yerine, geçen hafta kutladıkları şampiyonluğa rağmen çatışmayı körüklemek adına sahanın ortasında toplanarak dans ediyor, soyunma odasının duvarına yazılar yazıp, imzalar atıyordu. Ezeli rakiplerine şampiyonluğu kaptıran Fenerbahçeliler ise şampiyonluğu "kaybettik ama yendik" aymazlığı ile taraftarı ile sanki şampiyon olmuş gibi coşkulu kutlamalar yapmaktaydı.

        F.Bahçeli Selçuk, Twitter'dan "G.Saray iyice abarttı, geçen yıl beraberliğe seviniyorlardı bu senede mağlubiyete :)" diye mesaj atarken, futbolda yaşamadığı başarı, tecrübe kalmayan, dünyada saygınlığı olan ama anlaşılan bizim futbolumuza hemen uyum sağlamış Drogba da Twitter'dan şunları yazdı, "Herkes bu stadın cehennem olduğunu anlatıyordu. G.Saray taraftarlarından özür dilerim ama sıkıcı bir maçtı ve hiçbir şey kaçırmadılar. Haftaya gerçek stat ve taraftarı görsünler." Al birini vur ötekine.

        Türk sporunun lokomotifi diye büyük misyonlar yüklediğimiz bu sportmenlik ve saygı fakiri iki kulübün (ki diğerlerinin de farkı yok) çatışma, ayrışma ve kutuplaştırmadan başka toplumumuza verdikleri hiçbir şey kalmamıştır. Aldıklarının ise maddi olarak neredeyse karşılığı yoktur. Bugün gelinen noktayı hiç kimse 3 Temmuz'a bağlamasın çünkü bu rezalet 10 yıllardır sürüyor, son birkaç yılın işi değil. 3 Temmuz bu durumun sonuçlarından biridir sadece. Pazar gecesi iki takımın yöneticileri de, futbolcuları da hatta taraftarları da tarihlerini, onları büyük yapan büyük futbolcularının, büyük başkanlarının, büyük taraftarlarının kemiklerini sızlattılar, son yıllarda hep yaptıkları gibi. Ezeli rekabet ve ebedi dostluk yerini rezil bir sidik yarışına bırakmıştır artık. Farkında olmadıkları ise bu yarışın rüzgara karşı olduğu ve her geçen gün kendi üstlerinin daha da pislendiğidir. Bazıları buna hala ezeli rekabet, "Dünya Derbisi" veya marka değeri sanıyor!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar