Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Lance Armstrong bir efsanenin sahip olması gereken her şeye sahipti. Acılarla geçen çocukluk yılları, kanserle savaşı, bisiklete geri dönüşü, ezeli rakibi Jan Ullrich bisikletten düştüğünde onu bekleyecek kadar büyük sportmenliği ve 2001 'deki Alpe D'Huez tırmanışında bu sefer kendi bisikletten düşünce onu beklemeden pedala asılan Ullrich'i geriden gelip geçtiğinde, rakibine attığı bakıştaki özgüveni... Amerikan Ulusal Anti-Doping Ajansı'nın sıkı takibi ve baskılarından sonra Armstrong geçtiğimiz hafta bütün şampiyonluklarında doping yaptığını itiraf etti. Benim gibi ona hayranlık besleyen milyonlarca insan kandırıldıklarını düşünerek, artık ondan nefret ediyorlar. Bense bizi aptal yerine koyduranların başkaları olduğunu düşünüyorum.

        Dopingsiz reyting

        Bisiklet dünyasının en prestijli ve en zor yarışı olan Fransa Bisiklet Turu'nun 80'li yılların sonunda popülerliği iyice azalmıştı. Armstrong'tan önceki efsane Miguel Indurain ilk şampiyonluğunu kazandığı 91 yılında ortalama hızı saatte 38.747 kilometre ve turun yayın hakları bedeli 1.8 milyon Euro'ydu. 95'te Indurain ortalama hızını 39.1 kilometreye çıkarmış, turun yayın hakları bedeli de 10 milyon Euro'ya dayanmıştı. 99 yılında başlayan ve üst üste 7 yıl süren Armstrong fırtınası ile ortalama hız % 4.1 artarak 41.624 kilometreye ulaşırken, turun yayın hakları bedeli de 5 yıllığına 120 milyon Euro'ya yükseldi. İşin bir başka enteresan boyutu da bu 7 yıllık süreçte Armstrong'un 200'den fazla testten temiz çıkmasıydı.

        İlacın yan etkileri

        2011 yılında % 9.3 artışla, 3.3 milyar dolarlık pazar değerine ulaşan spor ilaçları endüstrisinin 2017 yılında 6 milyar dolara yakın bir pazar büyüklüğüne ulaşması bekleniyor. 7 yılda iki kat büyüyen bir

        endüstri. Aynı Fransa Bisiklet Turu gibi.

        Trilyonlarca dolarlık endüstriler haline gelmiş biyokimya, genetik ve farmakoloji gibi bilimlerdeki gelişmeler sonucu, artık her türlü tahlil en geç birkaç gün içinde sonuçlandırılıyor. 19 yıl toprak altında kalmış bir bedenden alınan numuneler dahi 2 ayda analiz ediliyorken, neden doping testlerinin

        sonuçları yarışmalardan hemen sonra açıklanamaz? Neden doping testlerinin sonuçları farklı zamanlarda farklı çıkar?

        WADA’nın işleyişindeki gri alanların fazlalığı, doping testlerindeki hatalar, çifte standartlar, insanın ister istemez aklına manipülasyon olasılığını getiriyor.

        Mesela, 92 Barcelona Oyunları’ndan bugüne kadar yapılan 6 Olimpiyatın beşinde Amerikalı sporcuların doping kullandığı ortaya çıktı. Sadece ev sahibi oldukları 96 Atlanta’da temiz çıkmış Amerika. Armstrong’un peşine düşen Amerikan Ulusal Anti-Doping Ajansı anlaşılan dükkanı kapatmış o dönem.

        Paranoya ve Ruhban Sınıfı

        Doping, antik çağlardan beri sporun açmazı. İlk antik 'Olimpia' Oyunları'nın bitmesinin iki sebebi vardı: 1 .'si yarışmaların politik olarak manipüle edilmesi, 2.'si ise günümüzün parasıyla yarım milyon dolar değerindeki ödülleri kazanmak adına Olimpianların doping yapmak için aşırı mantar ve tohum tüketmeleri. Antik sporcular gibi marihuana içerken görüntülenen bir başka efsane Phelps, elini kolunu sallayarak geldi Londra'ya. Ama vatandaşı judocu Nicholas Delpopolo yapılan testler sonucu kanında bulunan marihuana neticesinde oyunların dışında kaldı. Doping, sporcu veya takımın reytingine göre cezalandırılacaksa aynı Armstrong gibi Bolt'un veya Phelps'in aktif sporu bırakmasını paranoya içinde beklemekle geçecek ömrümüz ve görünen o ki sporun 'Ruhban sınıfı' kendi çıkarları uğruna daha çok efsane yaratıp sonra onları anılarımızdan silecekler. Bazıları buna sporun yüceltilmesi adına 'dopingle mücadele' diyor...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar