Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Amerikan toplum yapısı ve kültürüne göre senaryolaştırılmış, çok tutan bir diziydi Umutsuz Ev Kadınları. Sonra çeşitli türevleri çıktı. Hatta "futbolcu eşleri" diye bir dizi hala gösterimde.

Her türlü ahlaksızlık, iffetsizlik, yalan, dedikodu ne ararsan var bu dizilerde. İnsan bir kez umutsuz kalmaya görsün, ne hallere düşer. İnsanlar kendi umutsuzluklarının teşhirini izliyor.

Bizim futbol ailesinde de on yıllardır umutsuzluk hakim. Her kademedeki başkanından, yöneticisine, futbolcusundan, yazarına, teknik direktöründen yorumcusuna kısacası futbol ailesinin önemli bir kısmına ahlaksızlık, iffetsizlik, şantaj, bel altı vurma, yalan, dolan, dedikodu ve eyyam sirayet etmiş. Çünkü böyle görmüşler, böyle yaşamışlar, zevahiri böyle kurtarmışlar kendilerine göre.

Sorunun merkezinde insan var elbette. Bir de bu pislikleri üreten sistem. Hangi denetim mekanizmasını getirirseniz getirin, hangi cezayı verirseniz verin, bireyin omurgası kırılgan, ahlaki formasyonu yeterli değilse, cahil ve de bu yüzden korkmuyorsa, en önemlisi vicdanı ve Allah korkusu yoksa bu kepazelik aynen devam edecektir. Oysa "Allah'tan umut kesilmez, unutmayın!" ey umutsuz futbol ailesi.

Aslı Nemutlu davası

Elim bir kazada (ki hala dilim varmıyor kaza demeye) hayatını kaybeden gencecik kızımızın ölümü üzerine görülen davada yargılanan Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık adliye çıkışında alkışlarla karşılandı. Kim olduklarını bilemiyorum.Belki sevenleri, belki protesto edenler, belki oraya özellikle getirilmiş şakşakçılar ama bir genç sporcunun ölümünden dolayı yargılanan bir federasyon başkanıydı alkışlanan kameralar önünde. Utanç verici bir görüntüydü.

MHK-TFF

Sayın MHK Başkanı, geçtiğimiz hafta yazdığım yazının "kanal kanal gezerek" kısmına alınmış. O akşam birçok TV kanalına bağlanıp, konuştuğu için öyle yazdım. Ekran sevdalısı olmadığını biliyorum ancak öyle algılamış ve kendi açısından haklı olabilir.

Ancak yazdıklarımın özünü atlamış. Benim söylediğim ve yazdığım, özür dileyerek konuyu kapatabilecekleriydi. Çünkü gurur duyulacak başarılara imza atan bir hakemimiz de olsa Fırat Aydınus eşine pek sık rastlanmayacak bir hata yaparak Caner'i haksız yere oyundan atmıştı.

Yıldırım Demirören, Rio'da 'Caner hatalı atıldı' diye bir açıklama yapmış. Bu sayfalardan ve televizyon ekranlarından sporu spordan gelenlerin yönetmesi gerektiğini savunan biri olarak umarım ki bu tipolojiye çok uyan Zekeriya Alp, kamuoyundan esirgediği özrü sadece Demirören'den dilemez.

Söz Yıldırım Demirören'den açılmışken, namusu ile ekmeğini kazandığı iş koluna yaptığım atıftan dolayı bana içerlemiş bir TFF yönetim kurulu üyesi ile ilgili bazı futbol programlarında yapılan haber ve röportajlara bakınca, federasyondaki ömrünün çok uzun olmadığını düşünüyorum. Belki bu yazıdan sonra biraz daha zaman kazanır ancak bazı kişilerle kurulan çıkar ilişkilerinin doğal olarak raf ömrü kısa olur.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar