Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aylar önce bu köşeden şöyle yazmıştık: “Dünya sporunun merkezi İsviçre’den Amerika’ya kayıyor.” Sharapova ve arkasından gelecek onlarca sporcu, doping veya biyolojik pasaportlarındaki abnormalite cezaları alacak, birçok uluslararası çatı organizasyonunda FIFA, UEFA, IAAF gibi yolsuzluklar, hırsızlıklar, görevi kötüye kullanmalar ortaya çıkacak. Kısaca yıllardır yazdığımız gibi bu köhne ve iğrenç yapı çökecek ve umarım yerine yeni bir sistem inşa edilecek.

        Sadece köhne kurumlar değil, köhnemiş ezberler ve düşünceler de değişecek sporda. Gündemdeki konu doping ve biyolojik pasaport olduğundan, önce ülkemizde yanlış bilinenleri bir düzeltelim ki herkes papağan gibi tekrar tekrar aynı şeyleri söyleyip yazmasın.

        Dünya doping sıralamasında en tepedeki ülkeler olan ABD, Rusya, Çin, Kanada, Brezilya, Fransa, İspanya, İsviçre, Almanya ve birçok ülkeden daha temiz olduğumuzun altını çizelim. Yani Türkiye bir doping ülkesi değil ama bu algıyı oluşturan iki etken var. Biri ‘içeriden bilgi’yi manipüle edenler ve bunun üzerine algı oluşturanlar.

        Bunun iki net örneğini vereyim. 2020 Olimpiyat Oyunları adaylık sürecinde IOC Gelişim Komitesi’nin İstanbul’a ziyarete geldiği gün, bazı gazetelerde Aslı Çakır Alptekin’in dopingli çıktığı haberi yayınlandı. Aylar öncesinden bilinen bu habere daha sonra TSYD ödül verdi. Oysa Aslı dopingli olduğu için değil, biyolojik pasaportunda abnormalite olduğu için ceza almıştı. Üstelik daha sonra açıklanan WADA raporlarında IAAF Başkanı Lamine Diack ve oğullarının, WADA’nın defalarca yaptığı uyarıya rağmen Türkiye Atletizm Federasyonu’nu kasıtlı olarak bilgilendirmediği ortaya çıktı. Doğal olarak Aslı ve Gamze olimpiyatlara katılmıştı.

        Gamze Bulut ile ilgili haber de benzer şekilde servis edildi basına. Bu sefer IOC Başkanı Thomas Bach’ın Türkiye ziyaretinden bir gün sonra. Üstelik 2011-2012 ve 2015 yıllarına ait biyolojik pasaportundaki abnormaliteler nedeni ile. Peki, neden 4-5 yıl geçtikten sonra tam da IOC Başkanı’nın ziyareti beklendi bu açıklama için? Ne tesadüf değil mi?

        WADA Başkanı Craig Reedie düzgün bir spor adamı ve hukukçudur. Mutlaka bu tesadüfleri üreten ‘sahtekâr zatları’ deşifre edecektir. ‘Sahtekâr’ ve ‘zat’ özellikle seçilmiş sözcüklerdir. Benim arkamdan bu tanımlama ile konuşanlara açıktan cevap olması için...

        “Dopingin sebebi ödül yönetmeliğidir.” Bu klişeyi de açalım. Yine Aslı ve Gamze örneğinden yola çıkarsak 2012 Londra Oyunları’nda 1500 finalini koşan 13 sporcudan yıllık kazancı en az olanlar Afrika ülkeleri adına koşan atletler ile Aslı-Gamze ikilisiydi. Önce sponsorlar, kulüpler dünya çapında sporcularımıza, rakiplerine yakın maddi yatırım yapacaklar ki sonra ödülü tartışalım.

        Bu yarışı ilk 8 sırada bitiren atletlerin tam altısı ya araştırma altında ya da ceza aldı! Yarışı 8. bitiren kuvvetle muhtemel bronz madalya alacak. 100 metrede dünyanın en iyi süreleri arasında şu ana kadar Usain Bolt dışında dopingsiz derece olmaması gibi.

        Türkiye’nin dopingle mücadelesi başarılı şekilde devam ediyor. Ah şu tesadüfler olmasa! Olimpik yılın başında “Oyunlar başladı” diye bir yazı yazmıştım, mesaj alınmış belli ki. Öncelikle Ukrayna yasak getirmeden önce Türkiye vatandaşı olmuş bir yüzücünün iznini alan devlet yetkililerine ve işi tamamlayan Uğur Erdener’e teşekkürler, o yazıda geçen sporcu için.

        Zat-ı muhterem bir de bu tesadüflere bir el atsan da şu sahtekârları, manipülatörleri bir bulabilsek. Zira halkın algısı bizim bir doping ülkesi olduğumuz yönünde. Hatta Sharapova’nın, müthiş bir gizlilik ve PR programı ile yaptığı açıklamaları sonrası onun masumluğunu kabullenmiş bir çoğunluk mevcut. Oysa bence Sharapova, en az Aslı ve Gamze kadar suçludur. Tek avantajı Türk olmaması mı!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar