Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Bağnazlık diğer hiçbir alanda olmadığı kadar futbolda normalleştirilmiş, hatta yüceltilmiştir. Birey, futbol hariç herhangi bir konuda “Ben bağnaz bir .....yım” dediğinde, bir anda toplum içinde marjinalleşir ama her bağnaz, yani fanatik takım taraftarı kendini tanımlarken “Ben fanatik bir ..... taraftarıyım” demekten çekinmez, hatta övünür.

Geçtiğimiz hafta hayata veda eden Umberto Eco gündelik hayatta sıkça karşılaştığımız, hatta kanıksadığımız aptallık ve korkulara dair okumalarında futbolu bir metafor veya motif olarak kullanmıştır.

Futbol ile yatan kalkan bir ülkede, fanatizm üzerine yazılan binlerce spor makalesinin içinde Eco’dan alıntılar, hatta kırıntılar dahi kullanılmaması -bilgisizliği bir kenara bırakırsak- öncelikle net bir cesaret yoksunluğudur. Yazarın fanatik taraftar kitlesini karşısına alma korkusu, Eco’nun düşüncelerinin toplumumuzdan, ‘normal’ futbol veya sporseverden saklanmasına sebep olmuştur. Futbolda fanatizm yüceltilirken, hatta artık tek rayting ve tiraj kaynağı haline gelmişken, Eco’nun futbol ve fanatizmi üzerine söylediklerini tartışmaya açmak, gerçekten cesaret işidir.

Çok fazla felsefeye boğulmadan, kısaca Eco’ya göre futbol üzerinden fanatik taraftarı anlatalım.

Yüz milyonlarca taraftarın bağnazca peşinden koşturduğu bu oyun bastırılmış tutkunun psikopatolojisini yansıtır. Stadyumlarda sıkça karşılaştığımız toplu veya bireysel küfürler, bu küfürlerden oluşan besteler, yüzlerce, binlerce birey tarafından beraberce söylenir. Üstelik bunların kilise korosu gibi algılanarak söylenmesi, bu psikopatolojinin ürünüdür.

Küfür, içinde cinsellik varsa küfürdür. Freud’çu yaklaşımla küfürün içindeki cinsellik, doğal cinsellik değil ‘tecavüz’ amaçlıdır. Şimdi stadyumlarda duyduğunuz hatta belki sizin de söylediğiniz o küfürleri kelime kelime hatırlayın... Kendinizi sorgulayın, bulduğunuz cevap size tokat gibi gelebilir!

“Ben fanatikleri sevmiyorum”, “Futbol fanatiklerinin garip bir kusuru var. Futbolla ilgilenmiyor bile olsan seninle futbol konuşmakta ısrarcı davranıyorlar” diyen Eco sizce haksız mı? Açıkça yazmak gerekirse, Eco ile aynı düşüncedeyim. Bu bağnazlara ne tek kelime anlatabilirsiniz ne de onlarla iki kelime tartışabilirsiniz. Çünkü takıntılı bir körlükte ısrarcı ve kendilerinden memnundurlar, hiçbir şeyi sorgulamazlar.

Birikmiş kinlerini, baskılanmış hayatlarının istifrasını stadyumlardan böğürerek bocalayanların giderek teslim aldığı tribünlerde o güzel oyun nasıl izlenecek ki! Öte yandan stadyumlar, Roma İmparatorluğu’ndan beri ‘toplumların istifrası’ için kullanılmış klozetlerdir bir anlamda da.

İster izleyin, ister oynayın, futbol keyifli bir oyundur. Bu köşede çokça alıntı yaptığım gibi dünyanın en kolay şeyidir bir takımın taraftarı olmak Eco’ya göre. Ama bunu sapkınlık ve bağnazlık düzeyine taşımak, hastalıklı bir aidiyet maalesef.

“Futboldan değil, fanatiklerden nefret ediyorum.”

Umberto Eco

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar