Mali uçurum paketinde hesabı kim ödedi, avantayı kim kaptı?
2013 yılbaşı, özellikle finans kesimi için, önceki yıllardan farklı olarak eğlenceli değil gerilim altında geçti. ABD'de Demokratlar ile Cumhuriyetçiler bir uzlaşmaya vararak gerekli yasaları çıkarmazlarsa, bütçe açığını azaltmak için bazı vergi artışları ve harcama kesintileri 1 Ocak'ta otomatik olarak devreye girecekti. Bu zorunlu kemer sıkma toparlanmakta olan ABD ekonomisinde büyümeyi ciddi ölçüde düşürecekti. Bu yüzden "mali uçurum" olarak adlandırılmıştı
Son seçimlerin en önemli konusu da buydu ve her iki partinin duruşu arasında da bir uçurum vardı. Obama ve Demokratlar zenginlerin vergilerinin artırılmasını ve kamu harcamalarının sınırlı ölçüde azaltılmasını savunuyordu. Cumhuriyetçiler ise vergilerin artırılmasına karşı çıkıyor, hatta iş dünyası için çeşitli vergi indirimlerinden söz ediyor ve bütçe dengesinin sadece kamu harcamalarını kısarak yapılmasını savunuyordu. İki partinin yaklaşımı arasında bir uçurum olunca, mali uçurumun nasıl bertaraf edileceği büyük soru işaretiydi.
Son dakikada da olsa ve yasalaşması 1 Ocak'a yetişmese de uzun süren pazarlıklar sonucunda bir uzlaşma sağlandı.
Her mali düzenleme, yani vergilerin kimden ne kadar alınacağı ve nerelere ne kadar harcanacağı konusu, temelde bir kaynak transferi işlemidir. Sonunda devlet birinin cebinden paraları alıp bir diğerinin cebine koyar. ABD'yi mali uçurumdan kurtarmak için ortaya konan mali paket, kimden alıp kime verdi acaba?
■ Obama seçimlerde orta ve alt gelir gruplarının vergisinin artırılmasına kesin olarak karşı çıkıyordu. Ancak tersi oldu ve kriz döneminde getirilen vergi indirimleri kaldırıldı. Ortalama bir işçi yaklaşık bin dolar daha fazla vergi ödeyecek. Üst gelir gruplarının vergisi de artıyor, ancak bu onları pek yaralayacak düzeyde değil.
■ Üstelik onların yararlanabileceği birçok vergiden kaçma yolu aynen devam edecek. Çoğu milyarder olan hedge fon yöneticileri ve özel yatırım şirketlerinin yöneticilerinin fon yönetim paylarına sağlanan vergi kolaylığı devam edecek. Başta Goldman Sach ile Bank of America'nın merkez binalarının inşaatı olmak üzere Manhattan'daki gayrimenkul projelerinin finansmanına sağlanan vergi muafiyeti sürecek. Yurtdışında yatırımı bulunan veya yurtdışına kredi veren banka ve dev şirketlere sağlanan vergi muafiyeti devam edecek. Enerji şirketleri, kömür üreticileri, biyo yakıt üreticileri, Hollywood ve TV yapımcıları, rom üretici ve ithalatçıları, otomobil ve kamyon yarışı şirketleri, demiryolu işletmecileri, tarım işletmeleri, kuşkonmaz ve yosun yetiştiricileri, araştırma geliştirme harcamaları, düşük enerjiyle çalışan alet yapan şirketler için vergi indirimleri ve vergi iadeleri devam edecek.
Kriz döneminde getirilen gelir vergisi indirimleri devam etseydi bunun faturası 120 milyar dolar olacaktı. Bu kaldırılarak çoğu orta ve alt gelir gruplarından olmak üzere 120 milyar dolar daha fazla vergi toplanacak. Buna karşın vergi indirimleri yoluyla şirketlerin kasasına 75.3 milyar dolardan fazla para konmuş olacak. En kârlı çıkanlar da Wall Street milyarderleri olacak. Dev çıkar grupları, en ünlüleri eski senatörlere ait olan lobi şirketlerine ödedikleri milyonlarca doların karşılığını kat kat almış bulunuyorlar.