Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biz, “Türkiye tarımsal üretimi bakımından dünyanın kendine yetebilen ender ülkelerinden biri” olduğu günlerde büyüdük.

        Coğrafya derslerimizde, Anadolu topraklarından fışkıran bereket öğretildi yıllarca.

        İç Anadolu’nun hububat, Doğu Anadolu’nun hayvancılık, Ege’nin sebze-meyve üretiminde ne denli önemli merkezler olduğu belleklerimize işlendi.

        Sonra ne hikmetse sınırlarımız “yardım” adı altında gelen tarımsal ürünlere açıldı.

        Süt tozu geldi, ineklerimizi kestik...

        Bedava tohumlar geldi, yerlisini yasakladık.

        Kimyasal gübreyi görünce, doğal üretimi unuttuk.

        Ve bugünlere geldik...

        ***

        An itibarı ile Türkiye tarımsal üretim bakımından dışa bağımlı ülkelerden biri oldu ne yazık ki...

        Buğdayı, pirinci, hayvanı ve daha pek çok kalemi yurt dışından taşıyoruz artık.

        Tarımsal üretimin bu hale gelmesinin sosyal sonuçları ortada.

        Bir tarafta boşalan köyler, bir tarafta nüfus yoğunluğundan patlama noktasına gelen kentler.

        İşsizlik, her geçen gün tırmanıyor.

        Zira büyük kentlerin taşı-toprağı altın değil.

        Bugün yaşadığımız toplumsal yozlaşmanın en büyük nedenlerinden birinin üreten bir toplum olma özelliğimizi kaybetmemiz gerçeği olduğunu kimse inkar edemez.

        ***

        Peki Türkiye tekrar silkinip, kendine gelebilir mi?

        Bu sorunun yanıtı İzmir’de.

        İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal kalkınmayı destekleyen politikalarında saklı aslında.

        Uygulamalara şöyle bir göz atalım;

        Büyükşehir Belediyesi, Tireli üreticilerin sütünü alıp, öğrencilere ve dar gelirlilere dağıtıyor.

        Bir taraftan süt üretiminde devamlılık sağlanırken, bir taraftan da dar gelirliye sağlıklı beslenme adına ciddi bir destek bu.

        ***

        Bu kadar da değil.

        Çiçek alıyor, fidan alıyor.

        Köylü ürününü satabildiği için toprağını terk edip şansını kentlerde aramayı aklına bile getirmiyor.

        Sırf üretici yaşamını sürdürsün diye fidan dağıtıyor, hayvan dağıtıyor.

        Dahası topraklarını daha iyi işlesin, daha çok verim alsın diye makine desteği veriyor

        Bütün bunların üzerine, Ödemişli üreticilerin elinde kalan patateslerin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınacağı haberi geldi.

        Hem üreticinin elinde kalan ürün paraya çevrilerek üretimin devamı sağlanacak, hem de dar gelirliye destek olunacak.

        ***

        İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bazı uygulamalarını sevmedim, sevemedim.

        Tıpkı ulaşımdaki 90 dakika uygulaması gibi.

        Ama yiğidi öldür hakkını yeme.

        O Kocaoğlu, tarımsal kalkınmaya verdiği destekle tüm Türkiye’ye örnek olabilecek bir model ortaya koymuştur.

        Bunu da kabul etmek lazım.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar