Felaket tellallarını tanıyalım..

Son 6 yılda tarihlerinin en büyük servet artışını yaşayan işadamlarının 6 aylık krizde 'öldük, bittik' demesi ahlak dışıdır!

'Öldük, bittik' diye feryat eden Türk işadamları ve onlara ekranlardan çeşitli sıfatlarla tam destek veren bazı çevreler.. Felaket tellalları işbaşında.. Bugün ne dediklerine, neden dediklerine geleceğiz ama önce 6 yıldır nerelerdelerdi hatırlatalım:

Türkiye'de son 6 yılda yakalanan istikrar ve ekonomik büyüme en çok onlara yaradı. Bugün ağlayan 'büyük işadamlarımız' hayatlarında görmedikleri servet artışını son 6 yılda yaşadı. Muazzam kar oranlarıyla tarihi rekorlar kırarken 'Yaşadık, servetimize servet kattık' diye bağırmıyorlardı.

Son 6 aydır ise dünya global krizle sarsılıyor, büyük markalar iflas bayrağını çekiyor, yabancı bankalar batıyor. Haliyle Türk işadamları da eskisi kadar kazanamıyor. Peki bu, 6 yılda kazandıklarını unutup 6 aylık sıkıntıya bakarak -üstelik sıkıntı Türkiye kaynaklı değilken ve Türkiye bu krizden en az hasar almış ülkeyken- felaket tellallığı yapmalarını mı gerektiriyor?

Dünya devleri battı, Türkiye'de büyük bir şirketin iflası söz konusu mu? Hayır. Dünya bankaları kamu yönetimine geçti, en sağlam bankalar olarak Türk bankaları ayakta kaldı mı? Evet.

Bunları en iyi bilen kesim olmalarına rağmen 'Öldük, bittik, mahvolduk' diyen bazı işadamlarının anlattıkları gerçek dışı ve daha da önemlisi ahlak dışıdır.

Biliniz ki, felaket tellalarının amacı krizi bahane ederek hükümetten para koparmak, IMF'den gelecek paradan pay alabilmek ve kriz bahanesiyle işçi çıkarmaya kılıf oluşturmaktır.

Gün kriz çığırtkanlığı değil, birlik günüdür. Siyasetçisiyle, işadamıyla, emeklisiyle, işçisiyle, esnafıyla moralimizi yüksek tutma, kendimize güvenme günüdür.