Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seyahat dönüşleri hasta olmak çok rastlanan bir durum. Neden? Çünkü buna sebep olabilecek pek çok faktör söz konusu. Hava değişimi, soğuk algınlığı, farklı yiyecek ve içecekler, zaman diliminin değişimiyle uyku düzeninin bozulması ve dinlenememek gibi sebeplerin dışında başka etkenler de var. Uçaktaki dönüşümlü ve kuru havanın insan sağlığı üzerindeki etkisi, havalimanı ve kabin içinde temas edilen yüzeylerin hastalık riskleriyle dolu olması mesela...

        Genel kanaat havalimanı ve uçakların en kirli yerlerinin tuvaletler olduğu yönünde olsa da gerçek çok farklı. Havalimanlarında en kirli yerler çoğu yolcunun kullandığı check-in kioskları. Yolcuların havalimanına geldikten sonra biniş kartlarını almak için kullandığı bu kiosklarda yapılan ölçümlerde, evimizdeki tuvaletlere göre 1475 kat daha fazla bakteri gözlenmiş. ABD’deki 3 büyük havalimanında yapılan 6 ayrı yüzeyde yapılan testlerin neticeleri böyle. Ayrıca 18 test alanında, birbirinden farklı zamanlarda yapılan ölçümlerde ise yüzeylerin her santimetrekaresine düşen ortalama bakteri, mantar ve zararlı canlı miktarları ölçülmüş. Durum korkunç. Çünkü kiosk ekranlarında ortalama 253 bin 857 bakteri kolonisi ölçülmüş. Aynı ölçüm evlerimizdeki tuvaletlerde yapıldığında 172 bakteri görülmüş. Kısacası terminallerdeki kioskların kirliliğini tuvaletlerle kıyaslamak mümkün değil.

        Havalimanlarındaki en kirli noktalarda ikinci sırada her türlü kapı kolları ve üçüncü sırada ise tuvaletlerdeki musluklar geliyor. Kiosklara göre durum biraz daha iyi gibi görünse de kapı kollarında ortalama 21 bin 630, musluklarda da 19 bin 181 bakteri ölçülmüş.

        Uçaklar terminallerden daha temiz

        ABD’de üç havayolunun uçaklarında, kirliliği ölçen bir başka çalışma yapılmış. Ve uçak kabinlerinin terminallere göre biraz daha temiz veya daha az kirli olduğu tespit edilmiş. Gelelim uçakların en kirli noktalarına: Tuvaletlerdeki musluk başları, bir numarada yer alıyor. Musluklarda ortalama 95 bin 145 bakteri ve mantar örneği tespit edilmiş. Diğer bir ifadeyle uçak tuvaletlerinin muslukları, evimizdeki tuvaletlerin musluğuna nazaran 3 bin kat daha kirli... Uçaklarda en kirli ikinci yüzey neresi olabilir? Şaşırtıcı ama gerçek, maalesef servis masası. Ve ortalama 11 bin 595 bakteri ve mantar örneği bulunmuş. Uçaktaki en kirli üçüncü yer ise 1.116 zararlı canlı örneği ile emniyet kemeri tokaları...

        UÇAKLAR NE SIKLIKLA TEMİZLENİYOR?

        Havalimanları çok daha kirli olmasına rağmen temizlik meselesi işletmeciler, ülkeler ve kültürlere göre farklılık gösterse de uçaklara oranla daha sorunlu görünüyor. Uçakların ne kadar sıklıkla ve ne şekilde temizlenmesi gerektiğine dair maalesef bir kural yok. Bu tamamen havayollarına bırakılmış bir durum. Mesela Amerikan Federal Havacılık Dairesi’nin (FAA) şirketlerin uçaklarını ne kadar sıklıkta temizlemesi veya ne kadar iyi havalandırması gerektiği konusunda bir düzenlemesi yok. Düzenleyici kurumlar bir kural koymayınca, havayolları da paradan tasarruf etme eğilimi gösteriyor, uçaklar yeterince temizlenmiyor. Bu sebeple temizlik ekipleri de seferlerin sonunda, sıkıştırılmış zaman diliminde ancak çöpleri alabiliyor. Ve uçak bir sonraki sefere gönderiliyor. Anlaşıldığı üzere servis masaları, koltuk kolçakları, tuvalet muslukları gibi kirli yüzeyler bir önceki seferden kalan mikroplarla yeni sefere devam ediyor. Uçaklarda her yerin dezenfekte edildiği, derinlemesine temizlikler, en iyi ihtimalle ayda bir yapılabiliyor.

        Özetle: Her seyahatin sonunda hasta olacağınız, mikropların varlığı veya bu alanları kullanıyor olmanın sizi yatağa düşüreceğine dair bir zorunluluk olmasa da yolculuklarınızda yanınızda bir dezenfekte malzemesi bulundurmanızı öneririm. Seyahat esnasında da, servis masanıza doğrudan değen herhangi bir yiyeceği yemeden önce iki kez düşünmenizi tavsiye ederim.

        En dolu uçan havayolları

        Uçakta sizden başka yolcu olmadan, tek başınıza uçmayı ister miydiniz? Mesela istediğiniz koltuğa oturabilseniz, ayaklarınızı arzu etiğiniz şekilde uzatsanız, baş üstü dolaplarında boş yer aramasanız, istediğiniz ikramlar, tam beklediğiniz zamanda önünüzde olsa, horlayan insanlar, ağlayan çocuklar, çenesi kapanmayan yolcular etrafımızda bulunmasa nasıl olurdu?

        Evet tüm bunlar yolcular için kulağa hoş gelse de havayolları için elbette istenen bir durum değil. Zaten işin doğasına da aykırı. Çünkü havayolu için her bir boş koltuk, gelir kaybı demek. Yolcu-yük faktörü (passengerloadfactor PLF) belli bir seviyenin altına indiğinde, şirketler için ciddi bir nakit kaybı söz konusu olur. Nakit kaybının devam etmesi ise çöküştür. Dolayısıyla yüksek doluluk oranlarıyla uçmayı tüm havayolları ister ve bunun için çalışır. Aynı zamanda bu kriter de önemli bir başarı göstergesidir.

        Uluslararası Havayolu Taşımacıları Birliği (IATA) 2017 yılı için dünya genelinde havayollarının ortalama doluluk oranının rekor bir seviyeye, yüzde 81.4’e ulaştığını açıkladı. Bu oran, önceki yıllara göre önemli bir gelişmenin göstergesi oldu. Çünkü geçmiş yıllarda böyle bir doluluk oranı olmamıştı: 2016’da yüzde 79.6 2011’de yüzde

        78.1, 2005’te yüzde 75.1, 2000’den önceki yıllarda ise doluluk oranları yüzde 70’ler civarındaydı. IATA’nın açıklamış olduğu doluluk oranları, havayollarının kâr marjlarında yükseliş ve finansal anlamda bir rahatlık anlamına geliyor. Bu durumda hangi havayollarının doluluk oranlarının yüksek olduğu veya kimin daha az boş koltukla uçtuğu da merak edilmez mi?

        RYANAIR DOLULUKTA ZİRVEDE

        İrlanda’nın düşük maliyetli (lowcost) havayolu Ryanair, verimlilik konusunda tüm dikkatleri üzerine çekiyor. 2017’nin ilk 7 ayında yüzde 94.7 doluluk oranı yakalayan şirket, bu başarısını nisanaralık döneminde ise yüzde 96’ya yükseltmiş. Diğer düşük maliyetli şirketlerde de doluluk oranları yüksek. Çünkü ucuz bilet satan havayollarının hayatta kalabilmesi için yüksek doluluk oranlarına sahip olması gerekiyor. O yüzden geleneksel havayollarıyla kıyaslanmamalı...

        DOLULUKLAR AĞIR YÜKSELİYOR

        IATA’nın açıkladığı yıllık yüzde 81.4 doluluk ortalamasının altında kalan bayrak taşıyıcı havayollarının, düşük maliyetlilerle karşılaştırılmadan iyi analiz edilmesi lazım. Çünkü uçağı yüksek oranlarda yolcuyla doldurmak kadar, hangi bilet rakamlarıyla ve verimlilikle doldurulduğu da önemli. Bu sebeple tek başına doluluk kriteriyle değerlendirme yapmak doğru olmaz. Mesela IATA ortalamasına yaklaşan bayrak taşıyıcı şirketlerden THY yüzde 79.1, Austrian Havayolları yüzde 76.8, Emirates yüzde 77.2 ve Virgin Atlantic yüzde 78.8 ortalamasıyla dikkat çekiyor. Küresel ölçekte ulaşım ağı olan, bağlantılı uçuşlar veren şirketlerin doluluk oranlarını bir yıl önceki kendi performanslarıyla değerlendirmek daha doğru olabilir.

        THY’DE DURUM NEDİR?

        Türk Hava Yolları, 2017’yi yolcu sayısında bir önceki yıla göre yüzde 9.3 oranında bir artış yakalayarak 68 milyon 616 bin ile kapadı. Yolcu doluluk oranı ise bir önceki yıla göre 4.7 puan artarak yüzde 79.1 oldu. 2017’yi rekorlarla kapatan havayolu, bu yılın ocak ayında da yükselişini sürdürerek, tarihinin en yüksek ocak ayı doluluk oranlarına ulaştı. THY, ocak ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yolcu sayısını yüzde 36.6 artırarak 5.7 milyon yolcu taşıdı. Ocak 2018 döneminde doluluk oranı ise yüzde 7.3’lük artışla yüzde 79.8 olarak gerçekleşti. Düşük maliyetli konseptte yer alan Pegasus ise 2017’de toplam yolcu sayısını yüzde 15.2 artırarak 27.82 milyona çıkarırken, doluluk oranı da yüzde 84.6 oldu.

        En dolu uçan 10 havayolu

        1- Ryanair % 96

        2- Jet2 % 93.2

        3- Spicejet % 92.8

        4- EasyJet % 92.1

        5- Wizz Air % 91

        6- AirAsia India % 90.9

        7- Transavia % 89.5

        8- KLM % 88.4

        9- Norwegian % 87.7

        10- IndiGo %87.1

        Ehang insanlı testi de geçti

        Yerden kontrol edilen, pilotsuz bir hava aracında yolculuğun ne kadar tercih edileceğine dair tartışmalar devam ederken, Çinli girişimcilerin insan taşıyan otonom hava aracı projesi “Ehang 184”, insanlı testleri geçmeyi başardı. İlk olarak Tüketici Elektroniği Fuarı CES 2016’da dünyaya tanıtılan proje, Temmuz 2017’de ise Dubai’de insansız testlere başladı. Dünyanın ilk otonom yolcu drone’u, halka açık şekilde ilk resmi insanlı uçuşunu geçtiğimiz hafta Çin’in Lianyungang şehrinde başarıyla yaptı.

        HAVADA TEK BAŞINA

        Ehang 184, valizi ile birlikte toplamda 100 kilogramı aşmayan tek bir yolcuyu, saatte 100 km süratle ve yaklaşık 25 dakika boyunca uçurabilecek. Sisli hava şartlarından etkilenmeyen Ehang’ın şiddetli rüzgârlara da dayanıklı olduğu belirtiliyor. Kısa ve orta menzilde, düşük irtifalı uçuşlarla, yük ve insan taşımacılığı hizmeti sunması beklenen akıllı ve çevreci Ehang, elektrikle çalışıyor. Yolcunun, kabine girip koltuğa oturduktan sonra, kemerini bağlayıp gitmek istediği rotayı uçuş bilgisayarına girmesi ve ardından bir düğmeye basması yeterli. Bundan sonraki süreç, otomatik uçuş sistemi 4G kablosuz bağlantısıyla, yerdeki kontrol odasıyla iletişimle gerçekleşiyor.

        1 YOLCU 8 PERVANE 4 KOL

        Ehang 184’ün ismi, kendi içinde aracın küçük bir betimlemesini de barındırıyor: 1 yolcu, 8 pervane, 4 kol. Ehang’ın uzun menzilli test uçuşları 8.8 km mesafede saatte 130 km hız şartlarında gerçekleştirildi. 4 ayrı kolda, birbirleriyle sırt sırta bağlanmış 2’şerli rotorlar (pervaneler) bulunuyor. Birden fazla yedekli sistemi barındıran hava aracının, havada 8 rotorundan 4’ü bozulsa bile güvenli bir şekilde inebiliyor. Ehang emniyet sistemi sayesinde havada herhangi bir bileşeninin arızalanması veya kontrol merkeziyle bağlantının kesilmesi durumunda, uçak güvenlik için hemen en yakın alana iniyor. Yolcunun havada yardıma ihtiyacı olduğu zamanlarda devreye giren bir komuta merkezi de var.

        Teknik özellikler

        Net ağırlık: 260 kg

        Maksimum Güç: 152 kw (8 motor)

        Maksimum Seyir Süresi: 25 dk

        Menzil: 50 km

        Taşıyabileceği Yük: 100 kg

        Ortalama Seyir Hızı: 100 km/saat

        Maksimum İrtifa: 500 m

        Şarj Süresi: 1 saat

        KKTC Dünya Yamaç Paraşüt Hedef Şampiyonası dün Girne’de başladı. İlk kez Hava Sporları Federasyonu Başkanı Zeki Ziya’nın girişimiyle gerçekleşen organizasyonda, dünyanın çeşitli ülkelerinden 120 sporcu yarışıyor. Yarışmacılar üç gün boyunca toplamda 6 sorti uçuş gerçekleştirerek hedefe en yakın noktaya inmeye çalışacak.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar