Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Elektrik piyasası yurtdışı ve yurtiçindeki gelişmeler sebebiyle kötü günler yaşıyor. Elektrik üretiminde kullanılan ithal kömür ve doğalgaz fiyatlarının aşırı yükselmesine çözüm olarak bulunan model ise yerli kaynaklardan elektrik üreten santralleri çalışamaz hale getirmiş durumda. Yerli kaynaklardan üretilen elektriğe kamunun belirlediği rakamlar, üretim maliyetlerini karşılamadığı için santraller üretim yapamaz hale gelmiş durumda!

        Elektrik piyasası üretim, iletim ve dağıtımdan oluşuyor. Geçen yılın toplam değerlerine bakıldığında elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini özel sektör gerçekleştirmiş. Sorun da yoktu. Elektrik iletimi bütünüyle kamu otoritesinde ve beraberinde dağıtım tarafını da denetlemesi gerekiyor. Kışın önemli sorunla karşılaştılar. Tehlike de henüz geçmiş değil. Elektrik dağıtımı ise tamamen özel sektör marifetiyle yapılıyor. Ama Isparta’da karla birlikte ortaya çıkan kriz, yatırımların yapılmadığını, denetim ve kontrolde problemler olduğunu ortaya çıkardı. Yazın da benzer şekilde elektrik dağıtımında sorunlar yaşanacak gibi görünüyor. Yani elektrikte 3 sacayağının ikisinde kısa süre önce sorunlar ortaya çıktı. İlgili kamu yetkilileri nasıl bir stratejiyle hareket ediyor, neden böyle davranıyor bilmiyorum ama kararlarını gözden geçirip, tedbir almazlarsa üretim tarafındaki sıkıntılar ve sebep olacağı sorunlar diğer ikisine benzemeyecektir.

        REKLAM

        Şöyle ki, Türkiye’nin toplam kurulu elektrik gücü 100 bin megavata ulaştı ama geçen yıl yaklaşık olarak olan 53-55 bin megavat güç ile elektrik üretimi yapıldı. Elektrik üretiminin yetmediği zamanlarda ise kesinti uygulamaları ülke genelinde gezdirilerek dengelemeye gidildi. Bu yıl da ortalama 57-58 bin megavat güç ile elektrik üretimi yapılacağı tahmin ediliyor. Talepteki artış ise yüzde 3,5-4 seviyelerinde. Gelişmeler ise elektrik üretiminde yerli santrallerin devre dışı kalması sebebiyle enerji pahalılığına ve elektrik kesintilerine işaret ediyor.

        Daha önemli husus ise özellikle kömür gibi yerli kaynaktan elektrik üretimi yapan ve kesintisiz enerji sağlayan baz güç santrallerin maliyet artışları nedeniyle çalışamayacak olmalarıdır. İstihdam meselesi, cari açığa etkisi, katma değer üretilememesi gibi ortaya çıkacak çokça sorun söz konusu. Elektrikte ciddi bir kriz geliyor. Acilen çözüm bulunmaması durumunda elektrik sorunu ülke ekonomisinde giderilmesi zor hasarlara yol açacaktır.

        Türkiye elektrik piyasasında uzun zamandır serbest piyasa koşullarında mevcut mevzuatlar ile elektrik ticareti yapılıyordu. Serbest piyasada elektrik ticaretine ek olarak, yerli kaynakların desteklenmesi amacıyla 04.08.2016 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde 2016 yılında yerli kömür yakıtlı termik santrallerden piyasa fiyatının üstünde belirlenen bedel ile elektrik alımına başlanmıştı.

        2 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ) yerli kömür yakıtlı elektrik üretim santrallerinden elektrik enerjisi satın alımının 2018 yılından geçerli olmak üzere 7 yıl süre ile (2018 - 2024) gerçekleştirilmesine ve elektrik satın alım bedelinin üçer aylık dönemlerde belli parametreler uyarınca eskale edilmesine karar verilmişti.

        2018 yılında döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar neticesinde ise satış fiyatı ve eskalasyon hesaplamalarında düzenlemeler yapılarak, söz konusu enerji alım desteği kamu otoritesi tarafından 2021 yılı sonuna kadar devam ettirildi. 2022 yılı dahil 4 yıllık süreç için açılan ve kapsamı genişletilen elektrik alım ihalesinde fiyat teklifleri talep edilmesine rağmen teklifler değerlendirmeye alınmayarak ihale iptal edildi. Böylece yerli kömür yakıtlı santrallere tanınan enerji alım desteğine de son verilmiş oldu.

        REKLAM

        Öte yandan 2022 yılının ilk üç ayında dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmeler neticesinde enerji emtia fiyatlarının aşırı yükselmesi sonucu elektrik fiyatlarında artış yaşandı. Kamu otoritesi de emtia fiyatlarının ve döviz kurunun artması üzerine ithal kömür ve doğalgaz yakıtlı termik santralleri destekleme kararı aldı. Bu çerçevede 8 Mart 2022’de Resmî Gazete’de yayınlanan Nükleer Düzenleme Kanunu ile Elektrik Piyasası Kanunu’na, “tüketiciyi ve/veya maliyeti yüksek üretimi destekleme bedeli belirleneceği, bu bedelin üretim maliyeti düşük üreticiden karşılanacağı” hükmü eklendi.

        Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) 17.03.2022 tarihli Kurul kararı ile uygulamaya ilişkin Usul ve Esaslar yayınlandı. Fakat 29.03.2022 tarihli EPDK Kurul Kararı ile santraller arasında farklılaşmaya gidildi. Öncesinde tüm piyasa aktörleri için aynı olan azami fiyat uygulaması kararlaştırıldı ve 1 Nisan 2022 itibariyle yürürlüğe girdi.

        1 Nisan 2022 öncesinde, serbest piyasada gerçekleşen saatlik fiyatlar kaynak tipine bakılmaksızın tüm katılımcılar için geçerliydi. Mesela, 31 Mart 2022’de tüm santral tipleri için satış fiyatı 1745 TL/MWh gerçekleşmişken, ertesi gün 01 Nisan 2022 tarihinde elektrik satış fiyatları yerli kömür için 1200 TL/MWh’e düşürüldü. Kaynak bazında azami uzlaştırma fiyatları şu şekilde belirlendi;

        Kaynak Tipi Azami Uzlaştırma Fiyatı(TL/MWh) Asgari – Azami Fiyat Limiti (TL/MWh)
        İthal Kömürler 2500 0 - 2500
        Doğalgaz/Fuel Oil/Nafta/LPG/Motorin 2500
        Diğer Kaynaklar (Yerli Kömür dahil) 1200

        Mayıs 2022 dönemi itibariyle uygulama ise şöyle;

        Kaynak Tipi Azami Uzlaştırma Fiyatı(TL/MWh) Asgari – Azami Fiyat Limiti (TL/MWh)
        İthal Kömürler 2731,99 0 - 2750
        Doğalgaz/Fuel Oil/Nafta/LPG/Motorin 2572,86
        Diğer Kaynaklar (Yerli Kömür dahil) 1277,99

        Kaynak bazında “Azami Uzlaştırma Fiyatı” belirlenmesi ve 01.04.2022 tarihinde uygulamaya geçilmesi ile yerli kömür yakıtlı santraller için 1200 TL/MWh Azami Uzlaştırma Fiyatı ile birlikte 0 TL/MWh asgari fiyat limiti açıklandı. Bu nedenle günlük oluşan en düşük fiyat 105 TL/MWh ve en yüksek 1200 TL/MWh olmak üzere ortalama elektrik satış fiyatı 1200 TL/MWh’in de altında gerçekleşmektedir.

        Baz yük santral olarak adlandırılan kömür yakıtlı santrallarda saatlik bazda yük almak, yük atmak veya ünite devreye almak ya da çıkarmak istenmeyen durumlardır. Dolayısıyla oluşan fiyat seviyelerine göre santrali devreden çıkarmak ve tekrar devreye alma işlemi yapılamamaktadır. Bu sebeple yerli kömür yakıtlı santraller elektrik satış fiyatının çok düşük olduğu saatlerde bile çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu durumda reel olarak maliyetin altında fiyatların oluşmasını beraberinde getiriyor ve ciddi maddi kayıplara neden oluyor.

        REKLAM

        Ülkemizde yerli kömür yakıtlı termik santrallerin büyük çoğunluğu ana yakıtı açık ocak yöntemiyle işletilen kömür sahalarından karşılanıyor. Açık ocaklarda cevherin üstündeki toprağı kazıyarak, üstünün açılması sağlanmakta ve bu işler için kullanılan ekskavatör ve kamyon yönteminde tüm araç ve teçhizatın temel maliyeti olarak mazot, patlayıcı madde ve operatör maliyetleri ön plana çıkmaktadır. Son dönemlerde artan akaryakıt fiyatlarından dolayı da kömür yakıtlı santrallerin ana yakıt maliyetleri önemli ölçüde artış gösterdi.

        Azami Uzlaştırma Fiyatının aylık eskalasyonu yüzde 30 ÜFE, yüzde 60 ABD Doları kuru ve yüzde 10 sistem kullanım tarifesindeki değişimlere göre yapılması belirlendi. Oysaki yukarıda anlatılan sebeplerden dolayı yerli kömür yakıtlı termik santrallerinin elektrik üretim maliyetlerinin büyük kısmı kömür maliyeti, kömür maliyetinin büyük kısmı da akaryakıt fiyatları ile ilişkilidir. 1 Ocak – 16 Mayıs 2022 tarihleri arasındaki akaryakıt fiyat artışı yüzde 72 oldu. Aynı dönemde ABD Doları döviz kurundaki artış ise yüzde 15 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla, eskalasyon hesabında akaryakıt değişiminin kullanılmaması yerli kömür maliyet artışlarını yansıtamamaktadır.

        Üretim maliyetleri yaklaşık yüzde 70 artarken, gelirin yüzde 15 oranında artması, doğal olarak santrallerde üretimin sürekliliğini zorlayacağının, hatta imkânsız hale getireceğinin tahmin edilmesi ve bilinmesi gerekir.

        Başta artan akaryakıt maliyetleri olmak üzere elektrik üretimi için maruz kalınan işletme maliyetleri, yukarıda açıklanan “Destekleme Bedeli Uygulaması” ile belirlenen “Azami Uzlaştırma Fiyatı” ile karşılanamaz duruma gelmiştir. Yerli kömür yakıtlı santrallerin üretim maliyetlerinin altında bir satış fiyatına mahkûm edilmesiyle yerli kömür yakıtlı santrallerin üretim arzı sıkıntıya sokulmaktadır. Daha doğru ifadeyle yerliler bir nevi cezalandırılmaktadır.

        Baz yük üretim santralleri, daha anlaşılır ifade edersek sürekli olarak aynı kapasitede üretim gerçekleştirerek, güvenilir ve sürdürülebilir elektrik arzı sağlayan, yerli kaynaklarımızı kullanarak, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltan yerli kömür yakıtlı santraller, geçmiş dönemde uygulanan desteklemenin iptal edilmesinin akabinde piyasada oluşan elektrik fiyatlarının çok altında belirlenen fiyattan elektrik satmak zorunda bırakılmıştır.

        REKLAM

        Elektrik piyasasında garip ikilem ve anlaşılması zor, tuhaf bir durum ortaya çıkmıştır. İthal ve yerli arasında tercih ülke ekonomisine zarar verdiği ortadayken yabancıdan yana kullanılmıştır. Doğalgaz ve ithal kömür yakıtlı santraller, belirlenen yüksek fiyatlar ve destekleme bedeli uygulamasıyla maliyetlerini karşılayan fiyatlardan satış yaparken, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri YEKDEM çerçevesinde yüksek bedellerle enerji alım teşvikinden faydalanırken, yerli kömür yakıtlı santraller üretim yapamaz hale getirilmiştir. Peki bu stratejiyi geliştirenler nelere sebep oldular ve olacaklar?

        31 Mart 2022 tarihinde yerli kömür yakıtlı santraller azami fiyat limiti olan 1745 TL/MWh’den elektrik enerjisi satmakta iken, Mayıs 2022 döneminde artan enerji emtia fiyatları ile azami fiyat limiti 2750 TL/MWh’a yükseltilmesine rağmen 1277,99 TL/MWh bedelden elektrik satabildi.

        Yerli kömür santrallerinin uygulanan azami fiyat seviyesi nedeniyle üretilemeyecek olan elektrik enerjisi doğalgaz ve ithal kömür gibi yüksek maliyetli santrallerden temin edilmek zorunda kalınacak. Bu durumda hem elektrik maliyetleri artacak hem ülkemizin cari açığı olumsuz etkilenecek hem de artan elektrik talebinin karşılanmasında sorunlar ortaya çıkacaktır.

        Sonuçta yerli kaynak üreticilerinden yabancı kaynak satıcılarına sübvansiyon anlamına gelen bu uygulamanın mantığı ve hakkaniyeti yok... Bunun sorgulanması gerekiyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar