Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD telekomünikasyon şirketleri AT&T ve Verizon, ABD Federal Havacılık Dairesi’nin (FAA) havacılık güvenliğini gündeme getirmesinden sonra oluşan endişeler nedeniyle 5G’nin hizmet girmesinin ikinci defa ertelemesini kabul ettiler. Yaklaşık bir ay önce yine bir erteleme olmuş, 5 Ocak 2022’de 5G’nin hizmete girmesi hususunda mutabık kalınmıştı, ama mecburen 2 haftalığına ikinci erteleme kararı alındı.

        FAA, 5G’nin yeni kablosuz sinyallerinden kaynaklanabilecek sorunları azaltmak için erteleme istemişti. 5G’nin kullandığı frekans bandı, küresel olarak uçak radyo altimetreleri için kullanılan 4.2-4.4 GHz frekans bandına yakın olmasından dolayı havacılık endüstrisi kaygılarını gündeme getirmişti. 5G istasyonlarından gelen sinyallerin, uçakların inişlerinde radyo altimetre cihazlarına zarar vereceği konusunda endişeleri söz konusu.

        FAA daha önce 5G kablosuz yayınlar sebebiyle radyo altimetre verilerinin güvenilmez olabileceği için NOTAM yayınlamak zorunda kalacağı uyarısını yapmıştı. Türkiye’nin erkenden 5G’yi test etmek üzere harekete geçmesini de bu gelişmeler engellemiş olabilir. Üstelik ABD’de havacılık ve 5G’nin beraber tartışıldığı dönemden bir süre önce Türkiye’de İstanbul Havalimanı'nda 5G'nin test amaçlı devreye girmesi söz konusuydu. Sebebi açıklanmadan ertelendi. Belki de bu tarz bir tartışma bizde de sessiz yapıldı, yapılıyor.

        Öte yandan FAA, Avrupa’da kullanılanlara benzer bir dizi önlemi altı ay boyunca ABD’nin en önemli 50 havalimanında uygulamaya koymayı telekomünikasyon şirketlerinin teklif etti. AT&T ve Verizon ise belirli havalimanlarındaki pistlerin etrafındaki girişe yasak bölgeler ile yaklaşma ve kalkış yollarında azaltılmış sinyal seviyelerini içeren önlemler önerdi.

        Avrupa’da 5G hizmetleri 3,6 GHz frekans bandını kullanmakta. Ayrıca havaalanlarının çevresinde 5G'yi hariç tutma alanları var. Buralarda yer istasyonları daha az güç kullanıyor. ABD’de benzer düzenlemelerin yapılması öneriliyor.

        Öte yandan Avrupa’da FAA’nin muadili düzenleyici EASA ise geçtiğimiz ay 5G sinyallerinden güvenli olmayan bir müdahale riski tespit etmediğini, ancak ABD’deki durumun farklı olduğunu açıkladı. Neticede ABD’nin 5G’ye geçmesi güvenlik tartışmaları yüzünden iki hafta daha ertelendi. Bakalım nasıl bir düzenlemeyle 5G ABD'de hizmete girecek.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Kazakistan'da derin müdahale!

        Kazakistan'da derin müdahale!
        0:00 / 0:00

        Kazakistan’da başlayan eylemleri sadece doğal gaz ve petroldeki aşırı artışlar üzerinden değerlendirmek doğru olmaz. Kazakistan’da halkın taleplerini tam anlamıyla ifade edip, değerlendirecek muhalefetin olmaması, Rusya-Çin arasındaki katalizör konumu, Rus nüfusunun yoğunluğu, batı ile yakınlaşması, ülkedeki batılı şirketlerin enerji projelerindeki etkinliği ve kazanılan paraların halkın istihdamına ve sosyal refahına çok fazla yansımaması gibi epeyce sebebi bugünkü gelişmelere gerekçe göstermek mümkün.

        Ayrıca Kazakistan’ı sürekli olarak kendi ekseninde tutmaya çalışan Rusya’nın zaman zaman bu ülkede yaşayan Rus nüfusunu da gerekçe gösterip haklarının korunması anlamında yaptığı uyarılarla bu coğrafya ile yakından ilgilendiği de biliniyor.

        Kazakistan’ın son yıllarda Türkiye ile daha fazla yakınlaşmasının da Rusya’yı rahatsız ettiği batılı ülkeler tarafından gündeme getiriliyor. Ancak durum tam olarak öyle değil, ama yakınlaşmanın Rusya ile birlikte olması arzu ediliyor. Putin-Erdoğan ikilisi de bu süreci Kafkaslarda olduğu gibi şimdiye kadar iyi yönetti.

        Ancak Rusya-Türkiye arasında elbette rekabette var. Mesela Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) Arjantin merkezli INVAP firmasıyla ortak kurduğu GSATCOM Uzay Teknolojileri AŞ vasıtasıyla Kazakistan’da haberleşme uydu ihalesine girdi, kazandı. Fakat akabinde Rusya’nın baskısıyla TUSAŞ’ın kazandığı ihale iptal edilerek, haberleşme uydu işi Rusya’ya verildi. Bu husus ticari ilişkiler çerçevesinde değerlendirebilir.

        Fakat kısa süre önce TUSAŞ, Kazakistan ile 3 adet ANKA İHA sistemi anlaşması yaptı. Eğer bu gelişmeler sonrasında Rusya, kendi üretimi benzer ürün olmamasına rağmen ANKA alımlarına da müdahale ederse süreci farklı okumak gerekir.

        Diğer taraftan yaşanan hadiseleri besleyen çok farklı gelişmeler söz konusu. Moskova, Türkiye-Kazakistan ilişkisinden ziyade ABD, NATO ve diğer batılı ülkelerin bu coğrafyada varlık göstermesinden rahatsız. Bir de bölgede şimdilik görünmeyen Rusya-Çin rekabeti söz konusu. Rusya bir vesileyle Kazakistan’ın yanından ayrılmasını istemiyor.

        Kazakistan yönetimi ise halk eylemlerine birkaç kez muhatap olmasına rağmen buradan dersler çıkarıp, gerekli önlemi almakta geç kalmışlar. En büyük zafiyetlerden birisi bu.

        Dolayısıyla Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in zor durumda en yakın müttefiki Rusya’dan yardım istemesini ve sonrasında gelişmelerin nasıl bir seyir alacağını gözlemlemek gerekir. Ayrıca böyle bir hadiseye de dışardan sadece Rusya’nın müdahale edebileceğinin de bilinmesi lazım. Rusya yerine başka bir ülkenin devreye girmesi, Rusya’nın direkt gelişmelerin içinde olacağı anlamı taşıdığını hatırlatmaya bile gerek yok.

        Kazakistan yönetiminin yeraltı zenginliklerini özellikle de enerji kaynaklarını halkın refahında kullanmada zayıf kalması, sıkıntılı dönemde enerji ürünlerine iki kat zam yapması görünen en somut sebeptir. Dış güçler, teröristler, yabancı parmağı gibi söylemleri bu açıdan da değerlendirmek gerekir. Dışardan gelen etkileri Kazakistan yönetimi şimdi değil, keşke önceden görebilme basiretini gösterebilseydi!

        Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi olan Kazakistan’ın, Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi sonrasında, bu çatı altında iş birliğinin geliştirilmesine verdiği katkının gelişen olaylardaki etkisi batılı analistlerin abarttığı kadar değil. Ayrıca Karabağ Zaferi aynı zamanda Türkiye-Rusya ilişkisiyle bu noktaya geldiği de bilinen durumdur. Fakat Rusya’nın içinde olduğu gelişmeleri çok daha geniş yelpazede değerlendirmek icap eder. Çünkü mesele sadece Kazakistan ile sınırlı değil!

        İstanbul Havalimanı 5G riski atlatmış olabilir mi!

        İstanbul Havalimanı 5G riski atlatmış olabilir mi!
        0:00 / 0:00

        Türkiye’nin 5G ihalesini nasıl yapacağı henüz netleşmiş değil. Bu yıl ihale yapılıp, 2023’te 5G’ye geçilmesi Ulaştırma Bakanlığı tarafından gündeme getirilmişti. Ama 3G ve 4,5G’deki gibi klasik yöntemlerle 5G ihale yapılması kesinlikle yanlış. Üstelik 4,5G’ye yatırılan paraların, ithal ürünlerin henüz karşılığı alınmış değil. İnsanların değil endüstrinin kullanacağı 5G'ye Türkiye’nin acil bir ihtiyacı da şimdilik yok.

        Fakat 5G teknolojisinin ülkemize gelmesi için de geç kalınmaması gerekiyor. Bu durumda ihtiyaca göre ihale modelinin geliştirilmesi gerekir. Birileri ihalelerle zengin olsun veya devlete lisanslar ile para kazandıracağız bahanesiyle 5G ihalesi yapılmamalı…

        Eğer günümüz şartlarında 5G ihalesi olursa tüm ürünler ithal olacaktır. “Uçtan uca yerli ve milli 5G” söylemi de hava kalacaktır. Önemli bir başarı kazanan ve 4,5G’de sahaya çıkan milli ULAK projesini görmemezlikten gelenlere çeşitli bahanelerle izin verilmemelidir. 5G’ye geçişte yerli ve millik kriterlerine mutlaka riayet edilmeli ve buna göre takvim belirlenmelidir.

        Öte yandan ABD’deki "havacılık-5G tartışması" için Türkiye’de ilgili yetkililerimiz bir açıklama yapsa fena olmaz. Mutlaka tartışmalar ve riskler konusunda Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) çalışmaları vardır. “Uçtan uca yerli, milli 5G” çalışması yapanların orta noktalarda neler yaptıklarını bilmiyorum, ama geçen yıl İstanbul Havalimanı’nda Türkiye’nin ilk 5G ağı hizmete girmiş olsaydı, yerli ve milli tartışması havada kalırdı. Sonra nasıl bir gelişme olduysa, her şeyi hazır olan 5G’nin hizmete girmesi rafa kaldırıldı. Acaba ABD’de gündem olan güvenlik risklerine benzer bir gelişme yaşanmış olabilir mi? Bilmiyorum.

        Fakat Huawei’nin 3 GSM operatörünün için ortak kullanacakları 5G altyapısını Ulaştırma Bakanlığı’nın desteğiyle İstanbul Havalimanı’nda kurduğunu biliyorum. Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone’da 5G pilot uygulamasına ortak alt yapı ile havalimanında başlayacaklardı. Acaba "havacılık-5G" güvenlik tartışması mı yoksa "5G'ye ihalesiz geçişe vesile olabilir" düşüncesi mi pilot sahada uygulamaya erteletti?

        Diğer Yazılar