Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzun yolculukların en dikkat çeken ayrıntılarından biri uçakta verilen ikramlardır. Şirketlerin en yoğun rekabet ettiği ve bazılarının ciddi gelir sağladığı alanlardan biri olan uçak yemeklerinin kalitesi de gün geçtikçe yükseliyor.Bu durum Türk Hava Yolları gibi yerde, özel yolcu salonlarında ve havada ikramlarıyla öne çıkan havayollarının da alametifarikası olarak dikkat çekiyor. Havayolları, iyi bir ikramla kabin içindeki atmosferi, özellikle uzun seyahatlerde eğlenceye dönüştürmeye çalışarak, yolculara hoşça vakit geçirtmeyi hedefler. Kabin personeli için servisler biraz yorucu olsa da diğer taraftan sorunlu yolcu sayısını önemli oranda azaltacağından onların da işini kolaylaştırmaktadır.

        Ancak, 10 bin metrede, bulutların üstünde yediğimiz yemeklere dair bilinmesi gereken bazı temel gerçekler olduğunu da unutmamak gerek. Sağlıklı beslenmenin öneminin arttığı, çoğumuzun diyetlerle uğraştığı bir dönemde, dikkatinizi uçaktaki ikramların 6 önemli detayına çekmek istiyorum.

        1- İkramlar donduruluyor

        Uçakta yediğiniz yemeklerin tamamına yakını, aslında daha önce yapılmış ve dondurulmuş durumda. Servise çıkmadan önce yeniden ısıtılarak hazır hale getiriliyor. Bazı iç hatlar ve kısa uçuşlarda ikram edilen sandviç ve salata gibi ikramların bu kapsamın dışında olduğunu belirtelim. Uçakta yemeklerin beklenen lezzette olmamasının en önemli sebeplerinden biri yeniden ısıtılarak servise hazır hale getirilmesi. Bu sebeple çeşitli şirketler, uzun uçuşlarda “uçan şef” bulunduruyorlar. Şu an THY’de yaklaşık bin ‘uçan şef’ görev yapıyor.

        2- First ve business classa özel yemek

        Uçakta iyi bir yemek istiyorsanız, first class veya business class sınıfında uçmanız şart. Havayolu şirketleri, aynı uçağın ekonomi sınıfında oturan bir yolcuya göre en az iki-üç kat fazla para ödemiş olan bu özel yolculara paralarının karşılığını verebilmek ve memnuniyetlerini artırabilmek adına mutfakta da pozitif ayrımcılık gösteriyor. Ancak THY’nin yöresel Türk lezzetlerini, Korean Havayolları’nın bibimbayı, Aegean Airlines’in Yunan lezzetlerinden aldığı ilhamı, Swiss’in İsviçre lezzetlerinden oluşan mönülerini ekonomi sınıfında sunmak için çaba gösterdiğini de belirtmiş olalım. Unutmayın ki, uzun uçuşların ikramları, kısa uçuşlara göre daha iyidir. Ayrıca süresi aynı olan iki uçuştan, dış hatlarda, iç hat uçuşuna göre her zaman daha iyi yemek vardır.

        3- Yemek kalitenizi yükseltebilirsiniz

        Başını Air France, KLM, Austrian Airlines, Aer Lingus ve British Airways gibi şirketlerin çektiği bazı havayolları ise ekonomi sınıfı yolcularına ekstra bir ücret ödemek suretiyle uçak içinde business ve first class yemeklerinden ikram etme şansı sunuyor. Bu yemeklerin çoğu, uçuşunuzdan kısa bir süre önce pişirilip servise hazır hale getiriliyor. Daha taze oluyor. Ortalama 15 dolardan başlayan bu yemek upgrade sistemiyle şirketlere önemli bir gelir kalemi de oluşturuyor.

        4- Pilot ve hostesler yiyor mu?

        Avrupa’da uçak içi yemek konusuna daha bilimsel yaklaşım getiren mevzuat çalışmaları yapılıyor. İşin hem catering firması kısmı, hem de yolcu tarafı, sağlıklı bir değerlendirme sürecine sokulmak isteniyor. Yakın bir zamanda bu kurallar kesin yaptırımlarla uygulamaya girebilir. Yapılan bir başka araştırma da kabin ve kokpit ekibinin uçak içindeki yemekleri çoğunlukla tercih etmediğini gösteriyor. Uçucu ekibin, eğer vakitleri varsa havalimanındaki restoranlarda yemek yedikten sonra uçuşa geldiklerini ortaya koyuyor.

        5- Köri varsa kaçırmayın

        Dünya genelinde pek çok havayolu şirketinin yemek servisi incelenerek yapılan araştırmalar, uçak içinde sunulan yemekler arasında en iyi lezzet performansının köri soslu tavuk olduğunu gösteriyor. Yani uçakta size sunulan yemek seçenekleri arasında köri varsa mutlaka onu seçin.

        6- İkramlar uyutuyor mu?

        Uzun yıllardır üzerinde konuşulan bir konu da havayolu şirketlerinin yemek mönülerini hazırlarken, yolcuları dinlendirici ve uykuya yönlendirici bir amaç izleyip izlemedikleri. Bu teori, uçuşun devamında yolcuların ekstra isteklerinin de önüne geçilerek, küçük de olsa tasarruf elde etmek istendiğine dayandırılıyor. Havacılık camiasından pek çok insan tarafından da dillendiriliyor. Elbette hiçbir havayolu bunu doğrulayan bir açıklama yapmıyor. Bu konu aynı zamanda uçuş psikolojisiyle ilgili bir durum. Ama birçok havayolunun kabin sıcaklığını 19-20 derecede tutarak özellikle sıvı tüketimini azalttığı, uykuya yönlendirdiği ve kabin personelinin daha az yorulmasını sağladığı bilgisini de unutmayın.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar