Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir katile anılarını anlatması için 7 milyon dolar vermek doğru mu?

        Gazeteci yazar Abdi İpekçi cinayeti ve iki ayrı gasp suçundan cezaevinde bulunan Mehmet Ali Ağca tahliye günü yaklaşırken İngiliz The Sunday Times Gazetesi’ne gönderdiği mektupla yine tartışmalara yol açtı. Japonya’dan Kanada’ya kadar birçok ülkeden kendisine film ve TV belgeseli tekliflerinin geldiğini belirten Ağca, cezaevinden çıktıktan sonra vereceği bir televizyon röportajı için 2 milyon dolar ve otobiyografisinin de dahil olduğu iki kitap için 5 milyon dolarlık anlaşma imzalayacağını duyurdu. Şimdi cevaplanması gereken birçok soru var: Ağca bu yayınlar aracılığıyla yıllardır cevap bulamamış soruları aydınlatabilir mi yoksa bu girişim, tipik bir “Ağca sansasyonu”ndan başka bir şey değil mi? Bu anılar küresel boyutta ilgi uyandırabilir mi yoksa bir katilin anılarına bu kadar fiyat biçilmesi etik olarak hatalı mı? Konuyu tartışmaya açtık...

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Bu tür kişilere tüm dünyada yazmaları için para verilir

        Katil de olsa, üçkâğıtçı da olsa böyle kişilere yazdıkları için para verilmesi bir gerçektir. Belki de hayatın dayatması, çünkü okunuyorlar

        Eski Ombudsman, Gazete HABERTÜRK Genel Yayın Yön. Yrd. DOĞAN SATMIŞ: GEÇTİĞİMİZ yıllarda ünlü New York Times Gazetesi’nde asparagasçı bir muhabir çıkmıştı. Jayson Blair adlı bu muhabir, asparagas haberleriyle New York Times’e çok ağır darbe vurdu. Dönemin genel yayın yönetmeni ile yardımcısının da işlerinden olmasına neden oldu. Çünkü geriye doğru yazdığı neredeyse tüm haberler ya yalan, ya aşırma, ya da hayaliydi. New York Times Gazetesi bu muhabiri hemen işten attı ve yıllarca karşı çıktığı halde “Ombudsman” tayin etti. Ama ne oldu biliyor musunuz, Jayson Blair, gazetecilik yaşamını anlattığı bir kitap yazdı, kitap için milyon dolarlık ücret aldı, satıştan kazandıklarını ise bilmiyorum. İngiliz The Guardian Gazetesi ise, hapisteki bir katili köşe yazarı yapmıştı, yıllarca yazılarını yayınladı. Bugünlerde yaşadığımız Apo olayını zaten biliyorsunuz, bir İtalyan gazetesi Öcalan’ın günlük yazılarını yayınlama kararı aldı. Kısaca, katil de olsa, üçkâğıtçı, tecavüzcü de olsa, bu tür kişilere yazdıkları için para veriliyor, bu gerçek. Belki de hayatın dayatması, çünkü okunuyorlar. Dolayısıyla Ağca da, hem para alıp zengin olabilir, hem teklif gelirse filmde oynayabilir.

        Ağca’yı televizyona çıkarmak için 2 kuruş bile vermem

        Kitap yazarsa okurum ama herkese açık gazete veya televizyonda böyle birinin yer almasını asla onaylamam

        CNN Türk Medya Mahallesi Programı Yapımcısı AYŞENUR ARSLAN: İLK olarak, Mehmet Ali Ağca’nın serbest kaldığında gerçeği, doğruyu söyleyeceğine asla inanmıyorum. Kitabında anlatacaklarının yakın tarihe ışık tutacağı kanaatinde değilim. Bugüne kadar yaptığı sadece akıl karıştırmaktı. Üstelik aradan geçen sürede kendi aklının da iyice karışık olduğu ortada. Dolayısıyla her şeyi birlikte düşünürseniz yazdıklarının neresinin doğru, neresinin yanlış olduğundan da emin olamazsınız. Ama Ağca bir kitap yazdığında ben bunu alır ve okurum her şeye rağmen. Böyle kitapların pek çok örneği var. Haluk Kırcı’nın yazdığı kitabı aldım ve fevkalade ilgiyle okudum. Ben kitabı okurum, bu kitabı basanları ve para verip onu alanları ilgilendirir. Ama herkese açık, kamusal bir görev yaptığına inandığım televizyonda, haberler veya programlarda böyle bir kişinin yer almasını asla onaylamam. Yönetici olsam da değil 2 milyon dolar, 2 kuruş bile vermem. Filmi yapılır, bilimkurgu izler gibi izlersiniz, kitap yazılır isteyen parasını verip alır ama gazete veya televizyon düzeyinde haber girilmemesi gerekir.

        Ağca’nın kitabı yararlı olur, tarihin karanlık yüzünü aydınlatabilir

        Eski İnsan Hakları Danışma Kurulu Bşk. Marmara Üni. Hukuk Fak. Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Bşk. Prof. Dr. İBRAHİM KABOĞLU: MEHMET Ali Ağca nihayet cezasını çeken biri. Bu açıdan serbest bırakıldıktan sonra anılarını yazmasında ve bunun için 5 milyon dolar gibi rakam istemesinde hukuki bir sakınca yok. Böyle bir proje yayınevlerini canlandırabilir bile. 25 yıl kadar önce Almanya’da bir gazeteci tarafından Türklerle ilgili “En alttakiler” isimli bir kitap yazıldı. Yazarıyla konuştuğumda, kitabın yayınevi olan La decouverte’i iflasın eşiğinden döndürdüğünü söyledi. Ağca’nın anılarını İtalyan ya da başka bir yayınevinin paraya çevirmesi ne kadar doğru bunu etik açıdan sorgulamak için biraz daha beklemek ve görmek lazım. Yaşadıklarını ne kadar yansıtacak, çarpıtacak mı, ne kadar çarpıtacak bunlar çok önemli... Bu kişi, cinayet işlemiş bir kişi, en sıkı yönetim altında askeri cezaevindeyken kaçan, kaçırılan bir kişi... Ağca Türkiye’nin o dönemki durumunu yazabilecek mi? Yazabilir ve bu bizim açımızdan yararlı olur aslında. Hapishaneden kaçışa kimlerin ön ayak olduğu, bugün tartışılan kontrgerillalarla bir bağlantısı var mı gibi konular yakın tarihimiz açısından önemli. Tüm bunları yazabilecekse gerçekleri görmek adına olumlu bir girişim, ne kadar para istediği de yayınevlerinin sorunu. Bizim gibi darbelerle sarsılan, darbe sendromlu bir toplum olarak 30 yıl sonra Ağca yakın tarihimizin karanlık kalan kısımlarına ışık tutabilir, bugünkü “Asker mi sivil mi daha temiz?” tartışmalarını aydınlatmayı başarabilirse önemli ve tarihi bir girişim olur.

        ‘Yazma’ diyecek halimiz yok ama okuyacaklara şaşarım!

        Marmara Üni. Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğr. Üy. Prof. Dr. AHMET GÖKÇEN: NEREDEYSE 30 senedir cezaevlerinde yatan bir adamın yazdıkları, yazacakları ne kadar değerli olur, insanlar bunda ne bulur ve okur bilemiyorum. Ağca’ya yazma diyemeyiz, asıl onun yazacaklarını alacak olanlara şaşmak lazım. Ama hukuki anlamda, cezası bittiğinde yapacakları, yazacaklarını kriminal suçtan maddi çıkar sağlamak olarak yorumlamak yanlış olur. Ama eğer yazdıklarında suçu öven, eylemlerini detaylı anlatan bir üslup olursa mahkeme kitabı toplatma hakkına sahiptir. Bu olayın hukuki anlamda bir suç teşkil etmesinden çok, etik boyutunun ağır bastığını düşünüyorum. 18 yaşında bir kızın 60 yaşında bir erkekle evlenmesi nasıl hukuki bir suç teşkil etmiyor ama etik anlamda tartışılabiliyorsa, Ağca’nın anılarından maddi kazanç elde edecek olması da daha çok bu boyutuyla irdelenmelidir. Kendisi sonuç olarak hukuken bir ferttir ve tercihini yapmakta özgürdür.

        Rakam yüksek ama iş yapar

        Doğan Kitap Yayın Direktörü DENİZ YÜCE BAŞARIR: Ağca’nın hayatına biçtiği rakam komik elbette. Ama şunu da kabul edelim ki Ağca, negatif anlamda da olsa, tarihe mal olmuş bir karakter. Onunla ilgili kitapların belli oranda ilgi göreceğini düşünüyorum. Eğer bugüne kadar söylenmemiş bir şeyler içerirse, elbette... Sanırım, biri onunla konuşsa daha gerçekçi ve etkileyici olur. Çünkü işinin ehli bir gazeteci ya da yazarın yapacağı bir nehir söyleşi, tek boyutlu olmayacak, tam tersine tarihe önemli bir not düşecektir. Suçluların, seri katillerin, birçok olumsuz karakterin hakkında yazılmış kitaplar var.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar