Final-Four genlerinde var
Fenerbahçe Doğuş, Avrupa basketbolunun en büyük liginde üst üste 4. kez son 4 takım arasına kalarak Final-Four’u “gelenek” haline getirmeyi başardı.
Sezon başlarken Obradovic, ‘şampiyon’ apoletiyle Euroleague’deki tüm takımların hedefinde olacaklarına, tüm rakiplerin kendilerine karşı farklı bir motivasyonla sahaya çıkacaklarına dikkati çekmişti; öyle de oldu. Bunun olumsuzluklarını zaman zaman da yaşadılar. Ancak şu da bir gerçek ki şampiyonluk, Sarı-Lacivertli takıma özgüven ve soğukkanlılık anlamında da çok şey kattı bu sene... Omuzlardaki o şampiyonluk apoleti, dün de bu işte bu yüzden ‘pırıl pırıl’ parlıyordu.
Kanarya’da yeni oyunculardan bazıları hala adaptasyon sürecini hala tam olarak aşabilmiş değil belki. Wanamaker ve Thompson’ın -ki dün bence serinin en iyi maçını oynadı- istikrar konusunda hala zamana ihtiyaçları var. Ancak Melli ve Guduric sanki “doğuştan şampiyon!”. Sarı-Lacivertliler’in kötü başladığı oyunda Obradovic krize 5 dakikada son verirken, onun erken müdahalesiyle değişen rotasyonla maçı Baskonia’nın elinden alıp Kanarya’ya getiren 5’te bu ikili başrolü oynuyordu. Şampiyon kadrodan Kalinic’in savunmayı ateşlediği, Sloukas’ın da direksiyona geçtiği, Thompson’ın da nihayet kusursuza yakın oynadığı bu beşle Obradovic, önce Baskonia’nın ‘baskınını’ ardından da seyirciyi susturdu. Ve Fenerbahçe bu sene geçen yıldan farkı olan ‘alabildiğine geniş’ rotasyonun avantajını belki de en net şekilde bu maçta kullandı.
F.Bahçe’nin savunmayı kendi standartlarına çekmesi gerektiğini, seriyi bu şekilde bitireceğini hatırlatmış, çok yönlü skorerleri bolca mevcut rakibe coşma izni vermememiz gerektiğinin altını çizmiştik. Dün de Kanarya bu bilinçle müthiş yardımlaşmalı değişken savunmayı ‘duvara’ dönüştürüp balyozu Baskonia’nın başına vurdu. Motivasyonu ve soğukkanlılığı bir an olsun elden bırakmadılar. Kalinic, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi yine ‘Play- Off benden sorulur’ dedi. Adeta üç kişilik oynadı Sırp forvet... Melli’nin ve Guduric’in üçlükleri Baskonia’nın geri gelmek için yaptığı her girişimi püskürtürken, Sloukas da yine oyunu nakış gibi işledi. Kısacası F.Bahçe, Baskonia’ya ‘buraya kadar’ mesajını her anında hissettirdiği mücadeleyi rahat kazanarak hak ettiği Final- Four’a yükseldi.
BU ‘ON’UR OBRA’IN
Ve tabii yine övgülerin en büyüğü haklı olarak Zeljko Obradovic’e... Kariyerinde ilk kez üst üste 4. Final-Four’unu yakalarken, üst üste 2. şampiyonluğa da sadece 2 maç uzakta Obra... Dileriz; 1992’de İstanbul’da kaldırdığı ilk kupadan tam 26 yıl sonra bu kez bir Türk takımının başında 10’uncu kupayı havaya kaldırır.