Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Salonuyla, taraftarıyla, yönetimiyle, teknik ekibiyle, basketbola uzun yıllardır yaptığı yatırımla ve de en önemlisi vizyonuyla Türk basketbolunun “lokomotifi” Fenerbahçe Doğuş...

        Tüm bu unsurları sayarken, son yıllarda, taraftar başta olmak üzere, her birinin “kalite” olarak, bırakın Türkiye’yi, Avrupa’daki örneklerinin bir değil, birkaç adım önüne çıktığını söylemekte fayda var...

        Dün Ülker Salonu’nda üst üste üçüncü, toplamda 9. şampiyonluğu kucaklayan Sarı-Lacivertli takımın, maçın sonunda sanki daha önce “hiçbir şey kazanmamışçasına” yaşadığı coşku ve sevinç, çok şey anlatıyor...

        Obradovic’le başlayan Fenerbahçe devriminin şu an geldiği nokta, Sarı-Lacivertliler adına geleceğin de garantisi bir bakıma...

        Aziz Yıldırım’dan bayrağı devralan Ali Koç’un da üzerine koyarak Fenerbahçe’yi daha ileriye taşıyacağından da hiç kuşkumuz yok...

        Fenerbahçe Doğuş, seri başlamadan önce de kağıt üzerinde “banko” favoriydi. Sarı-Lacivertliler, seriyi sürprize izin vermeden kazanarak şampiyonluk hanesine bir çentik daha attılar. Euroleague’de son 3 yılda final oynuyor olmanın getirdiği özgüven ve tecrübe, kadro kalitesinin yanında tüm rakiplerine karşı onları bir adım öne çıkaran faktörler... Bunu da seri boyunca en iyi şekilde kullandılar ve şampiyonluk kupasını da bileklerinin hakkıyla kaldırdılar.

        Tofaş da tıpkı Fenerbahçe’nin izlediği yolun başında... Bursa temsilcisi de çok güzel bir salon ve seyircinin yanında son derece kaliteli bir teknik ve idari ekiple bundan yıllar önce başlattığı “yeniden yapılanmanın” ilk meyvesi olarak finalde Fenerbahçe Doğuş’un karşısına çıktı. Seri boyunca da, düne kadar hiç geri adım atmadan kapasitelerinin sınırlarını zorlayarak kora kor mücadele edip, alkışı da fazlasıyla hak ettiler. Fenerbahçeli taraftarlar da onları salondan hak ettikleri alkışla uğurladılar.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar