Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ cumhurbaşkanını seçtik, şimdi sıra yeni hükümette... Başbakanın kim olacağına, hükümette kimlerin yer alacağına dair haberler gazeteleri süslüyor. Her gazetenin muhtemel bakanlar listesi kaynağa göre farklılıklar gösterse bile hepsinde değişmeyen isimler de var.

        On gün sonra, 12. Cumhurbaşkanı yemin edip görevine başladığında, merakımız bütünüyle giderilmiş olacak.

        Esas üzerinde durulması gereken konu farklı aslında: AK Parti’nin bütünüyle değişeceği gerçeği... 12. Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan’ın seçilmesiyle birlikte, AK Parti, adeta yepyeni bir parti halini alıyor...

        Değişim bir sonraki genel seçimde “üç dönem ilkesi” ile tamamlanacak.

        AK Parti’de mevcut konumların birbiri ardına üç dönemden daha fazla işgal edilemeyeceğine dair “ilke” ilk kez önümüzdeki genel seçimde uygulanacak ve 70’ten fazla milletvekili yeniden aday olamayıp Meclis dışında kalacak.

        Sıradan isimler değil bunlar; çok uzun yıllardan beri siyasi hayatın içinden isimler, parti kurucuları, hükümetin vazgeçilmez sayılan üyeleri de aralarında bulunuyor...

        İlkenin etkisini anlayasınız diye kaydediyorum: Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmeseydi ilke gereği o da Meclis dışında kalacaktı.

        Şu sırada en fazla merak edilen, dokuz ay sonra sandık başına gidildiğinde AK Parti listelerinde isimlerini görmeyeceğimiz uzun süreli bakanların yeni hükümette yerlerini koruyup korumayacakları... Bülent Arınç? Beşir Atalay? Ali Babacan? Diğerleri?..

        Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan ile görevi tevdi edeceği yeni başbakan herhalde en fazla bu soru üzerinde kafa yormakta.

        Hükümette eski yüzlerden tek bir isim bulunmazsa, bu, kimse için sürpriz olmamalı. Sürpriz olmamalı, çünkü ilk kez halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla yola çıkılmış ve “Kendi teamüllerimizi oluşturacağız” anlayışı oturtulma gayreti içerisine girilmişken, bakanlar kurulu koltukları da büyük çapta yeni yüzlere tahsis edilebilir.

        Bir sebep daha var: Yeni dönem, yalnız teamülleşmesi ve ardından sistem değişikliği zamanı geldiğinde geçişi kolaylaştırması arzulanan yeni uygulamalara kapı aralamayacak, şimdiye kadar izlenen çizgiden olağanüstü farklı olmasını beklediğim yeni politikaları da gündeme taşıyacaktır.

        Neden böyle bir beklenti içerisinde olduğumu biraz açayım.

        Dışarıdan bakıldığında görünen ne: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün AK Parti tarafından Meclis’ten geçirilmiş yasaların büyük çoğunluğunu -neredeyse hepsinionayladığı... Hiçbir yasayı iptali için Anayasa Mahkemesi’ne sevk etmediği...

        “Noter gibi” eleştirilerine maruz kalmadı mı bu yüzden?

        Kendisi zaman zaman anlatmaya çalışsa bile pek dikkate alınmayan gerçek ise görünenden farklı: Özellikle toplumsal, siyasal ve ekonomik dengeleri bozacağına şahsen inandığı noktalarda devreye girdi Cumhurbaşkanı Gül ve kimini teklif haline getirilmesini engelleyerek kimini ise yasalaşma süreci içerisinde değişmesini sağlayarak müdahalelerde bulundu.

        Yeni dönemde geçmişte müdahalelere maruz kalmış konuların yeniden gündeme gelmesini bekleyebiliriz.

        Cumhurbaşkanı Gül’ün izin vermeyeceği düşünülerek girişimde bulunulmamış ekonomiyi, siyaseti ve sosyal hayatı etkileyecek başka konular varsa, onların da...

        “Başbakan kim olacak, hükümette kimler yer alacak?” sorularına cevap arayan haberler ve onlara dayanan yorumlar elbette merak gıdıklayıcı, ama hem o sorulara doğru cevaplar bulabilmenin hem de önümüzdeki dönemi daha sağlıklı değerlendirmenin yolu temel tercihleri keşfetmekten geçiyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar