Öfke baldan tatlıdır
Seçim sonrası ilk kez toplanan Meclis’te, seçimden en büyük kayıpla çıkan partinin liderinin, grup konuşmasına kulak verdim; “Acaba sadra şifa bir yorum işitir miyim?” merakıyla...
Kızgınlık, öfke, kendinden başka herkesi suçlama hâkimdi MHP Lideri’nin konuşmasına...
Üzüldüm.
En büyük üzüntüyü ise, konuşmasının “Seçimlerden partimizin çıkaracağı dersler vardır” diye başlayıp “Oyun içinde oyun vardır” cümlesiyle tamamlanan bölümünde yaşadım.
Sorduğu birbiriyle geçişli önemli 2 soruyu cevapsız bıraktığı için...
Devlet Bahçeli’nin soruları şuydu: “7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar MHP ne yapmamıştır da desteği kaybetmiştir? 4 ay 23 günde AKP ne başarmıştır da tek başına iktidar olmuştur?”
Güzel ve doğru sorular bunlar; ancak MHP Lideri Bahçeli sorduğu sorulara konuşmasında cevap vermedi.
Oysa çevremdeki MHP için yanıp tutuşan dostlardan biliyorum; MHP’liler aynı soruları soruyor ve sandıktan çıkan sonuca ışık tutabilecek cevaplar veriyorlar. Bahçeli’nin 1 Kasım seçimi için hazırlandığını söylediği “MHP’yi barajın altında bırakma projesi”nin bir sonraki seçimde sonuç verebileceğinden de endişeli o insanlar...
7 Haziran seçiminden sonra mesaisine başlayan Meclis’te yüzde 10 barajını makul bir düzeye indirecek yasal düzenleme yapma imkânı vardı; bu imkânı da kullanmak istemedi MHP...
Neyse... MHP Lideri’nin gündeme taşıyıp cevaplamadığı 2 soruya ben cevap vereyim.
MHP 7 Haziran seçiminden başarıyla çıkmış 2 partiden biriydi; o seçimde en büyük kaybı yaşayan ise 1 Kasım seçiminde tek başına iktidar olma başarısı gösteren AK Parti’ydi.
Millet, 7 Haziran’da, partilere “Hiçbirinizin tek başına iktidar olmanızı istemiyorum; konuşun, anlaşın ve bir koalisyon oluşturun” mesajını vermişti.
İstese AK Parti’yi muhalefette bırakacak bir hükümette yer alabilirdi MHP; hadi, onu istemedi, AK Parti’yi kendisiyle hükümet kurmaya zorlayabilir, hatta dışarıdan destekli bir hükümeti CHP ile de kurabilirdi.
Daha ilk günden AK Parti ile hükümet kurmaya “Hayır” diyerek partisini hesap dışı bırakmayı yeğledi Bahçeli... Meclis’te aynı sıraları paylaşacağı HDP’yi “istenmeyen parti” ilan ederek seçimin yenilenmesini ve partisinin dördüncü sıraya düşmesini getiren yolu o açtı.
Onun keskin “Hayır” tavrı, AK Parti’yi, içinde risk barındırsa da seçimin yenilenmesini tercihe sürükledi.
AK Parti ne yaptı 4 ay 23 günde? Fazla bir şey yapmadı aslında: Seçmeni “istikrar” ile “kaos” seçenekleri karşısında çaresiz bırakan muhalefetin tavrını sürekli hatırlattı AK Parti... Riskliydi yaptığı, ancak daha önce kendisine oy vermiş seçmeni yeniden yanına çekmeyi başardığı gibi, bazı MHP’lileri de AK Parti’ye oy verebilecek hale getirdi...
“Bu kutlu davayı kimseye yedirmeyiz” diyen MHP Lideri, konuşmasında icraatını ağız dolusu eleştirdiği AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesine izin verdi.
Sayesinde, AK Parti önceki seçimde kaybettiği 9 puanı geri aldı.
Kötü mü yaptı?
Yaşananlar, seçim sonucunun milleti rahatlattığını gösteriyor; ekonomik göstergelere de yansıyan bir rahatlama bu... Dünya liderleri de Türkiye’nin tercihini hazmetmiş işte, gördük... Bugün Meclis yeminlerle açıldı, yarın yeni hükümet oluşacak...
Her şey yolunda. Kızgın ve öfkeli duruşunu sürdüren yalnızca MHP Lideri. Partisinin oylarını baraja yaklaştırdığı için olmalı o öfke ve kızgınlık...
Geçecektir umarım.
- Batı ile değişen rollerimiz8 yıl önce
- Yangın daha da yayılmadan...8 yıl önce
- Biz birbirimizi yerken...8 yıl önce
- Seçim sonrası Türkiye tablosu8 yıl önce
- Yeni yıl dilekleri yerine...8 yıl önce
- Anakronizm8 yıl önce
- Silah ve demokrasi bir arada olmaz8 yıl önce
- O fotoğraf yanlış8 yıl önce
- Tarih bizde hep tekerrür eder8 yıl önce
- Olana bir de bu gözle bakın8 yıl önce