Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ERKEN başlayan atraksiyonlarıyla sürprizlerle dolu geçeceği şimdiden anlaşılan bir seçime doğru gidiyoruz. Dananın kuyruğu aday listelerinin açıklandığı gün kopacak; onun öncesinde, partiler, son sürprizlerinin hazırlıklarıyla meşgul.

        AK Parti’de listelerde büyük çoğunluğu yepyeni isimlerin teşkil edeceği şimdiden belli. Üç dönem kuralı yüzünden 70’in üzerinde milletvekili liste dışı kalacak; karar vericilere yakın kaynaklar, halen Meclis’te bulunan fakat kurala takılmayanlardan 100- 150 arasındaki milletvekilinin daha liste dışı kalabileceğini kulaklara fısıldıyor...

        Büyük çapta yenilenecek AK Parti...

        Önseçimle kendine güvenini artıran CHP, kontenjan sıralarını nasıl isimlerle dolduracak? Eskilerle mi, yoksa önseçimde ön sıralara tırmanmayı başarmış genç-kadın ağırlığını daha da artıracak yeni yüzlerle mi? Yüzler yenilenecekse, CHP’nin geleneksel kitlesi dışından seçmenlerin de ilgi duyabileceği isimler mi tercih edilecek?

        HDP bu seçimin en iddialı partisi. Selahattin Demirtaş yüzde 10 barajına duyulan tepkinin kendilerine oy olarak döneceğinden emin; “Baraj yüzde 20 olsaydı, oyumuz yüzde 25’i bulurdu” demesi bundan... Yine de toplumun geneline hitap edeceği düşünülen aday arayışları HDP’de sürüyor. Denilen, HDP’nin listelerdeki bölge-genel dengesini, oyları artıracak biçimde kullanacağı...

        Peki MHP’de ne oluyor?

        MHP, partiye yakın olanlara göre, seçimde sandık sürprizi gerçekleştirebilecek... Her yeni olay MHP’nin işine yarıyor. Çeşitli sebeplerle iktidar partisinden, eski yüzlerin tasfiyesi yüzünden CHP’den kaçabilecek, HDP’ye gitmesi imkânsız seçmenlerin adresi olarak görüyor MHP kendisini...

        O sebeple de “Baraja takılacak yakın partilerle ittifak yap; BBP’yi, SP’yi yanına al” çağrılarına kulak tıkıyor MHP...

        Bunda, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin elinde bulunan parti tabanının “ittifak” istemediğine işaret sayılan kamuoyu yoklamasının da etkisi var.

        “İttifak” MHP’ye sevimsiz gelebilecek bir sözcük değil... Oy oranının barajın yarısına bile yaklaşmadığı günlerde (1991), Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi’yle girilen “ittifak”tan en fazla yararlanan partiydi çünkü... Sonrasındaki bütün seçimlerde MHP, -çok özel şartlarda yapılan 2002 seçimi hariç- Meclis’e hep güçlü bir grupla girebildi.

        Şu sıralarda MHP’ye “ittifak” baskısı yapanlar, eski deneyimi yakından yaşamış olanlar...

        1991’de de, sonunda başarıya ulaşan “ittifak” arayışına en fazla karşı çıkan parti, yine MHP’ydi; rahmetli Alparslan Türkeş uzun süre direndi ve seçim listelerinin YSK’ya tesliminden saatler önce “Evet” diyebildi. CHP nasıl önseçimde kazananlara belli sıralara “kontenjan” adayları serpiştirecekse, RP de, kendi listesinde önceden belirlenmiş yerlere, MHP ve IDP’li adayları yerleştirmişti 1991’de...

        Listelerde gerçekleşen “ittifak” RP’ye 40, MHP’ye 20, IDP’ye 3 milletvekili olarak döndü.

        Eldeki ankette MHP’li seçmenin ittifak istemediği görülüyor, ama bir şey daha fark ediliyor: “BBP ve SP ile ittifak yaparsa MHP’ye oy verir misiniz?” sorusuna MHP’li seçmenin neredeyse bütünü “Evet” dediği gibi, formül MHP’ye küçümsenmeyecek yeni oylar da getiriyor.

        Sandıkta “sürpriz” yapması beklenen MHP, 1991’de olduğu gibi, son dakikada YSK’ya sunduğu listelerde de “ittifak sürprizi” yapabilir.

        Ankara’da bu sürprize şans tanıyanlar hâlâ var.

        Galiba şimdiden söylenebilecek olan şu: 7 Haziran 2015 genel seçimi, Türkiye’de siyasetin yüzlerinin büyük çapta değişeceği bir seçim olacak...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar