Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Özbek yönetiminin verdiği en büyük zarar, dostluk ve kulüpdaş olma duygusunu bozması oldu. Ufak tefek kırgınlıklar bir müddet daha sürecektir ama G.Saray fabrika ayarlarına dönme yoluna girdi diyebilirim.”

        - G.Saray’da bir kongre yaşandı bitti. Artık üç yıl başkan belli. İleriye bakma zamanı. Sizce de öyle mi, aradaki tartışmalar uzar mı? Dostluklar yeniden kurulur mu?

        - Biraz Ünal Aysal ama asıl olarak Dursun Özbek yönetiminin G.Saray’a verdiği en büyük zarar, G.Saray’da ezelden beri egemen olan dostluk ve kulüpdaş olma duygusunu bozması oldu. Rahmetli Özhan Canaydın, G.Saray’da liseli- lisesiz ayrımı yapardı ama G.Saray’ı iyi bildiği için bunu belirli bir dengede tutmayı başarır ve bunun düşmanlığa dönüşmesine izin vermezdi. Özbek hiçbir vasfı ve G.Saray bilgisi olmadığı için bunu düşmanlık söylemine dönüştürdü. Ancak bu şimdiden ortadan kalkmaya başladı. Birkaç kendini bilmez dışında, G.Saray’da iç barış yeniden tesis edilme yoluna girdi. Elbette genel kurul sırasında oluşan bazı ufak tefek kırgınlıklar bir müddet daha sürecektir ama G.Saray fabrika ayarlarına dönme yoluna girdi diyebilirim.

        KATILIM, BÖYLE ÖNEMLİ BİR SEÇİM İÇİN AZDI

        - 4 adaylı seçim ama 4 bin kişi geliyor. Bu sayı böyle bir seçim için az değil mi?

        - 4 bin değil, 4800 küsur kişi geldi. Yani 5 bin. Benim beklentim 4400 idi. Bunu 400 kişi geçti. Dursun Özbek ekibi ise 3000 civarı bir katılım bekliyordu. Bu katılım iyi bir katılım ama dediğiniz gibi önemli bir seçim için az gibi duruyor. Aslında tüzüğe üst üste 3 genel kurula katılmayan üyenin üyeliği dondurulur diye bir kayıt koymak lazım belki de... Genel Kurul’a gelmeyeceksen, aidat ödemiyorsan, niye üyesin bu kulübe kardeşim!

        ÜYELER DE AYNI ZAMANDA TARAFTAR DEĞİL Mİ?

        - Galatasaray’da taraftar istemiyor hoca gidiyor. Terim’i istiyor, Terim geliyor. Şu başkan seçilsin diyor, o seçiliyor. Bu iyi bir şey mi? Başka kulüplerde ciddiye bile alınmıyorlar. Sizin yorumunuz nedir?

        - Burada yanıldığınız bir şey var. Galatasaray Genel Kurul üyeleri aynı zamanda bu kulübün taraftarı değil mi? Demek ki, genel kuruldaki taraftarlar, genel kurula üye olmayan taraftarlarla aynı görüşte ve bu iyi bir tablo. Uyumu ve temsilin doğruluğunu gösteriyor. Taraftarımızdan kopuk ve ters düşen bir genel kurulumuz yok demek ki!

        MÜTEVAZILIK İYİDİR AMA...

        - Mustafa Cengiz sorunların altından kalkabilecek kapasite bir başkan mı? Mütevazılığı yeterli olabilir mi?

        - Bu suali ayıp sayarım. 4 aylık yönetiminde hata yapmadı. Sorunların altından kalkabilecek başkan, organizatör başkandır. Mustafa Bey, G.Saray’ı iyi organize ederse altından kalkar. Mütevazılık iyidir ama fazlası iyi değildir.

        MALİ DİSİPLİNLE İLGİLİ YASAK GELME İHTİMALİ VAR

        - UEFA yaptırımları, Şampiyonlar Ligi’nin ne kadarını etkiler? Yoksa G.Saray önce geleceğini mi kurmalı?

        - Dursun Özbek seçilmeyince ve Galatasaray şampiyon olunca UEFA’nın rahatladığını düşünüyorum. Mali disiplinle ilgili yasaklar gelme ihtimali var. Ben akıllı yönetilirse bunların Galatasaray’ın aleyhine olacağını zannetmiyorum. Sonuçta elinizde Terim gibi hoca var.

        ÖZBEK’İN KULÜBE 30-32 MİLYON TL BORCU VAR

        - Dursun Özbek’in alacakları konusunda Mustafa Cengiz ne yapmalı?

        - Mustafa Cengiz yönetimi, Dursun Özbek’i defalarca mutabakata çağırdı. Faturalar var ama o faturalar gerçek mi, yönetim kurulu kararları var mı o harcamalar için bilmiyoruz. Bazıları için olmadığı kesin. Dursun Özbek şimdiye kadar bu mutabakat çağrılarına yanıt vermedi, gelmedi. Çünkü bir daha seçilirim ve yaptığım yolsuzluk ya da usulsüzlüklerin üzerine kapatırım diye düşündü. Artık bu mümkün değil. Özbek’in seçimden sonra aldığı usulsüz kararlar. Evrakta sahtecilikler var. Bu işlemler iptal edilmeli. Galatasaray’a kullandırdığı bir para var. Sonra “Bu kredi idi. Kendi adıma aldım ama Galatasaray’a kullandırdım” dediği. Bu kredi ile ilgili bir yönetim kurulu kararı yok. Gelsin anlatsın bakalım bu krediyi bankalardan hangi faiz oranıyla çekmiş, Galatasaray’a hangi faiz oranıyla kullandırmış? Yapılması gereken öncelikle alacak miktarını netleştirmek. Ayrıca Dursun Özbek’in alacaklarının yanı sıra kulübe yaklaşık 30-32 milyon TL borcu var. Kur artışı nedeniyle bu borç bugün bu noktaya geldi. Dursun Özbek’e alacağı ödenirken bu borcu da düşülür. Yapacak bir şey yok bu noktada. SPK böyle emrediyor. Bu alacağı Özbek’ten almayan Başkan suç işlemiş olur.

        TERİM’İ, SPORTİF A.Ş. YÖNETİMİNE MURAHHAS AZA OLARAK ALIRDIM

        - Mustafa Cengiz artık ne yapmalı? Üç yılı nasıl kurmalı? Ekibi bunun için yeterli mi?

        - G.Saray Başkanı’na ne yapması gerektiğini ben söyleyecek değilim. Ama “Siz başkan olsaydınız ne yapardınız?” diyecek olursanız, o zaman anlatırım. G.Saray’ın iki farklı sorunu ya da meselesi var. Bir kısa vadeli, günlük diyebileceğimiz meseleler. Bunun en başında sportif başarılar ve organizasyon geliyor. Tabii bir de bunun mali yükü. Bir de uzun vadeli sorunu var, borç alacak farkı ve krediler. Ben olsam iki ayrı çalışma grubu kurarım ya da iki farklı icra komitesi. Biri günlük meselelerle uğraşırken, bir diğeri uzun vadeli sorunları çözecek iki ayrı grup. Önce bir iş planı yapmak, yıllık değil, üç yıllık bir bütçe hazırlamak lazım. Bunun alt yapısı neredeyse hazır. Burak Elmas, Sportif A.Ş.’de yönetici iken bununla ilgili çok güzel bir çalışma yapmıştı. Sonra tercihen bir kamu bankası veya kamu bankaları konsorsiyumu ile oturur hazırlanan G.Saray projesi için iki yılı ödemesiz bir proje kredisi alır ve borçları konsolide ederdim. Bunu gerekirse yurt dışından da yapmak mümkün.

        Aynı anda Emlak Konut ile yapılan sözleşmeleri de gözden geçirir ve gerekli gördüğüm bazı düzeltmelerin yapılması için masaya otururdum. Bu arada kulübe yeni gayrimenkuller kazandırmak için de çalışmaya başlardım. Diğer taraftan da sportif bir icra komitesi ile amatör branşların organizasyonu çalışmasını yürütürdüm. Sportif A.Ş.’de, yani futbol takımında ise Terim’i Sportif A.Ş. yönetimine murahhas aza olarak alırdım. Pazarlama için ayrı bir birim oluşturur, bunun başına güçlü bir profesyonel getirir ve kulübün tüm pazarlama faaliyetlerini burudan yürütürdü. Mağazacılık A.Ş.’yi de bu pazarlama biriminin altına konumlandırırdım. Tüm bunlarda üç kilit isim var. Elbette başkan önemlidir ve koordinasyonu o yapacaktır. Ancak Abdurrahim Albayrak ve Yusuf Günay da bu noktada önemli isimler. ‘Ekibi yeterli mi’ sorusu ise en basit soru. G.Saray Başkanı’nın altında 8 bin kişilik bir ekip var. Tüm genel kurul üyeleri başkanın emrinde. Ben bunu daha önce de başkanlara önerdim. Her yönetim kurulu üyesine 3-5 arası genç kongre üyelerinden yardımcı alınmalı. Bu gençler hem yöneticilere yardım edecek, onları ekibi olacak hem de ileriye dönük Galatasaray eğitiminden geçmiş, tecrübe kazanmış olacak ve gelecekte Galatasaray’ın yönetici adayları olacaklar.

        TERİM’İN GÜCÜ VARDIR AMA BAŞKAN CENGİZ’DİR

        - “Artık Galatasaray’ın başkanı Fatih Terim” deniyor. Bu çok konuşulan bir konu. Siz katılıyor musunuz?

        - Galatasaray’ın Başkanı Mustafa Cengiz’dir. Terim’in etkisi ve gücü vardır ama başkan Cengiz’dir. Terim, başkan ise bankalarla ilişkileri, borçları, alacakları, ödemeleri kim yapacak? Terim mi?

        TARAFTAR BURAK ELMAS’A AYIP EDİYOR

        - Taraftarın sevgilisi Burak Elmas, Ozan Korkut listesine girince birdenbire taraftardan büyük tepki gördü, normal mi bu durum?

        - Tabii ki, normal değil. Burak Elmas, Galatasaray’da önemli bir isim ve gelecekte de çok önemli hizmetleri olacaktır. Demokratik hakkını kullanarak bir yönetimde yer aldı. Kim ne diyebilir? Oyları bölüp, Özbek’i yeniden kulübün başına bela etme olasılığından ben de çekindim ama Burak Elmas’ın da “Ben adaylardan hiç birine güvenmedim ve aday oldum” deme hakkı vardı ve bu hakkı kullandı. Taraftar, Burak’a ayıp ediyor. Gerçi tüm taraftar demek de yanlış olur. Sosyal medyadaki bir grup diyelim. Bence Burak’ın tek hatası Adnan Öztürk gibi, kendi egosu dışında hiçbir şey düşünmeyen birinin “kukla başkan” diye çıkardığı Ozan Korkut’un altına girmek yerine, kendisinin aday olmasıydı. Hatta Ozan Korkut’u da yanına alabilirdi. Oradaki tek ayıp Adnan Öztürk’tür.

        ***********

        ALİ KOÇ BİZİM KABUSUMUZDU!

        - Fenerbahçe’de tarihi bir seçim var. Önceki gün Ali Koç bizi ziyaret etti. Gözlemlerinizi anlatabilir misiniz?

        - Ali Koç tanıdığım en fanatik Fenerbahçeli’dir. Ancak ziyaretinde gördüğüm çok aklı başında, fanatizmini biraz da olsa törpülemiş, akılcı bir başkan adayıydı. Nasıl bir Fenerbahçe arzuladığını anlatırken, çok etkilendim çünkü benim kendi kulübüm için düşündüklerimi, rakip kulübün adayı kendi camiası için söylüyordu. Olimpiyatlarda en fazla madalyayı Fenerbahçeli sporcular kazanmalı demesine bayıldım. Çok iyi bir ekibi var ve kurumsal kültüre sahip bir başkan adayı. Üstelik kaynak yaratma gücü kendi cebiyle de sınırlı değil. Uzun zamandır UEFA’da, dünyadaki tüm spor yönetişim toplantılarında Ali Koç’un bir temsilcisine, bir ekip arkadaşına, bir profesyoneline rastlıyorum. Çok ciddi çalışan, çok iyi organize olmuş bir hali var ve bunu görüyorum yer yer. Tüm bunları görünce tek dileğim var: “İnşallah seçilmez.” Bir Galatasaraylı olarak seçilmemesini isterim. Bir sporsever olarak ise “Keşke böyle bir başkan olsa” diye düşünürüm. Dün gece geç saatte G.Saraylı arkadaşlarımla bir toplantıdaydık. Benim Ali Koç’u destekler tavrıma şaşmışlar ve kızmışlar. Ben de onlara şunu dedim: Rakibimizin yönetim kalite çıtasını yukarı çekmesi, bizim de kalite çıtasını yukarı çekmemizi sağlar. Tabii eğer akıllı isek. Toplam kaliteyi arttırmak lazım.

        ‘BATI TİPİ’ BİR BAŞKAN ADAYI

        - Aziz Bey ile aralarında ne gibi farklar var?

        - Aziz Bey’in tecrübesi var. Ama bu tecrübe bir katkı sağlamıyor kulübe. Kanıksanmış bir yarı başarılı yönetim tarzı oluştu Fenerbahçe’de. Aziz Bey “Doğu tipi” bir başkan, Ali Koç ise “Batı tipi” bir başkan adayı. Önceki gün Ali Koç’a da söylediğim bir şey var. Bizim Faruk Süren ile 20 yıllık kabusumuzdu Ali Koç’un Fenerbahçe’ye başkan olması. Bunu 10-12 yıl kadar önce evindeki bir yemekte Rahmetli ve Sevgili Mustafa Koç’a da söylemiştim. O da “Korkma bizim aile bu işlere girmez” demişti. Ama girdi Ali Bey.

        F.BAHÇE DEĞİŞMESİN, BÖYLE KALSIN!

        - Fenerbahçe’nin değişime ihtiyacı var mı?

        - Bence yok. Böyle kalmaları iyi. En azından bir üç sene daha böyle kalsınlar ki, biz de Galatasaray’ı daha rahat toparlayalım.

        DAHA FAZLA ÇİRKİNLEŞTİRMESİNLER

        - Sizce artık aradaki köprüler atıldı mı?

        - Fenerbahçeli dostlarımıza tavsiyem bu seçim sürecini daha fazla germemeleri, daha fazla çirkinleştirmemeleri. Sonuçta hepsi aynı kulübün üyesi. Hepsi aynı formanın başarısını istiyor.

        YILDIRIM’I İSTEYEN SADECE G.SARAYLILAR DEĞİL

        - Siz de bütün G.Saraylılar gibi gibi Aziz beyi mi istiyorsunuz? Bu söylem bir başkan adayı için ağır bir söylem değil mi?

        - Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’a geçen hafta Galatasaray ve Fenerbahçe seçimleri için fikrini sordular. Şöyle bir yanıt verdi: “Aziz Dursun.” Yani Galatasaray’da Dursun Özbek olsun, Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım. Yani Aziz Yıldırım’ın devamını isteyen sadece Galatasaraylılar değil.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar