Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Fatih Bey, keyfiniz yerindedir. Bu hafta yine kazandınız ve zirveye yaklaştınız iyice.

        - 17 haftadır kazanıyoruz. Bunda garipsenecek bir şey yok. 26 maçta 25 galibiyet ve 1 beraberlikle 76 puandayız ve şampiyonluk garanti gibi. Şampiyonlar Ligi’nde de yolumuza devam ediyoruz. Tabii ki keyfim yerinde.

        - Şaka mı yapıyorsunuz? 3. sıradasınız, galibiyet serisi de 17 değil 6 maç!

        -Şaka yapmıyorum. Beni ciddiye alıp almadığınızı ölçüyorum. Geçen hafta artık Liverpool’u tutuyorum dedim. Ama siz beni hala Galatasaraylı olarak görüyorsunuz anladığım kadarıyla.

        KİMSEYİ GALATASARAY İLE FENERBAHÇE İLE BEŞİKTAŞ İLE KANDIRAMAZSINIZ

        -Değil misiniz yani!

        - Bakın ben size bir şey söyleyeyim. İletişimin sınırları kaldırdığı, ürünlerin küreselleştiği bir dünyada artık insanları kötüyle kandıramazsınız. Nasıl ki artık kuş serisi Tofaş’la, Renault 12 ile iktifa etmeyen bir toplum isek sporda da kimseyi Galatasaray ile Fenerbahçe ile Beşiktaş ile kandıramazsınız. İngiltere ligini izleyen bir gence, Türkiye liginin şahane bir lig olduğunu anlatamazsınız. Yemez, inanmaz. Ya yasaklayacaksınız bu liglerin televizyonlarda yayınlanmasını, Kuzey Kore gibi kendinizi palavra bir dünyaya inandıracaksınız ya da gören gözler iyiyi, güzeli arayacak. Bu futbolda da böyle, siyasette de, her türlü üründe de.

        - Sizi bugün mesaj kaygılı gördüm Fatih Bey. Madem öyle doğrudan sorayım. Bu haftanın karlı takımları Trabzonspor ve Galatasaray oldu. Trabzonspor zirveye yerleşti, Galatasaray 10 puanlık farkı 5 hafta içinde kapattı, liderle farkı 2’ye düşürüp üçüncü sıraya geldi.

        - Beklenmedik bir durum değildi bu. Sivas’ın ilanihaye liderlikte kalması ya da o puan farkını koruması beklenmiyordu herhalde. Takipçiler açısından önemli olan en az puan kaybı ile gitmekti. Bunu başaranlar Sivas’ın üzerine çıktı, başaramayanlar aşağıya indi. Galatasaray, ilk yarıya oranla çok daha derli toplu ve daha önemlisi çok çok daha hırslı bir oyun oynayarak üst üste kazanıyor. Takım gibi davranmaya başladı. Emre Akbaba çok katkı sağladı. Herkeste bir düzelme var. Takımın içindeki ayrık otu Belhanda’nın yokluğu bile olumlu etkiledi takımı ve açık söylemem gerekirse Belhanda hala önemli kupa maçında oyuna girince yarattığı farkı gördük. Belki artık takım arkadaşları ile iletişim kurup konuşmaya ve sahada da işini ciddiye almaya başlar. Ve o zaman çok da katkısı olur.

        BELHANDA KENDİ BAŞINA TAKILIYORDU

        - Anlamadım. Belhanda takımla konuşmuyor muydu?

        - Artık gazetecilik öldüğü için spor muhabiri arkadaşlar da işini yapmıyor. Evet açık söylüyorum size. Belhanda kamplarda, tesislerde diğer oyuncularla iletişim kurmuyordu. Kendi başına takılıyordu. Başarısız dönemler zaten takımlarda sıkıntılı geçer, herkes birbirini suçlar. Belhanda bunu abartılı bir biçimde yaşadı ama kimse pek öğrenemedi bunu. Terim’in Belhanda ısrarı bundandı. Kazandırmak istedi ama olmadı tam aksine kaybetti. Ama şimdi belki düzelir o da.

        - Malatya maçı için ne diyeceksiniz?

        - İte kaka kazandı. Kötü oynamadı Galatasaray ama Malatyaspor çok iyiydi. Bu takım nasıl peş peşe bu kadar maç kaybetmiş anlamak mümkün değil. Kemal Özdeş hangi takımla olursa olsun iyi top oynatan bir hoca. Çok beğeniyorum kendisinin futbol anlayışını ama bir şanssızlığı var sanki. Malatyaspor, Galatasaray'a kök söktürdü çok açık. Ve çok güzel maç oldu. Ama zaten ben maçtan önce böyle olacağını biliyordum. Galatasaray’da ise sağ bek Şener çok kötü idi. Linnes’in orijinalyeri orası iken niye Şener zaten anlamadım. Lemina yürekleri ağza getiren hareketler yapsa da çok iyi topçu ve çok iyi oyun kuruyor geriden. Seri bence kötü. Çok pas hatası. Çok zayıf. Ve adının aksine seri değil. Ya da hızlı değil. Fiziksel olarak kaybediyor belki. Ama takımın seviyesinin altında. Daha az fiziksel mücadelenin olduğu liglerin adamı gibi. Ama öyle ya da böyle Galatasaray artık şampiyonluk adayı.

        FENERBAHÇE'DE VEDAT'A YAZIK OLUYOR

        - Fenerbahçe düşmemek için mücadele eden Ankaragücü’ne kaybetti.

        - Sezon başında televizyon programında ne söylediysem o oluyor. Fenerbahçe ile ilgili iki şey söyledim. Fenerbahçe ilerleyen haftalarda kayrılan takım olma konusunda Trabzonspor ile kavga eder dedim birincisi, ikincisi Fenerbahçe güçsüz gibi görünen takımlara çok puan kaybeder dedim. İkisi de çıktı. Fenerbahçe’de yine televizyonda söylediğim için tekrarlıyorum Kruse ne kadar iyiyse takım o kadar iyi. Fenerbahçe kadro olarak kötü demek yanlış olur ama eksik bir takım. Birçok boşluğu var. Hasan Ali Kaldırım, geçen sezonun en iyi Fenerbahçe oyuncusu bu sezon nerede mesela! Ozan Tufan yine sahte oynamaya başladı. Galatasaray’ın yolladığı kadro dışı bıraktığı adamlarla ne yapmak istediklerini zaten anlamak mümkün değildi. Açık söyleyeyim Vedat’a yazık oluyor o takımda.

        - Başkan Ali Koç Trabzonspor’la kavga ediyor. Herkesle kavga ediyor aslında.

        - Bu başarısız yönetici taktiğidir. Savaş çıkar, kavga et, taraftarını toplumunu konsolide et. Seçilsin diye destek verdiği federasyonla kavga ediyor. Trabzonspor’la kavga ediyor. Geçmişte övdüğü, taleplerde bulunduğu ve taleplerini yerine getirdiği için teşekkür ettiği siyasetçi ile kavga ediyor. Ama taraftarı yemiyor artık. Çünkü kulübün sorunlarını çözmüyor. Manchester City’nin başına gelenler Fenerbahçe taraftarını iyice tedirgin ediyor. Vizyon vizyon deyip Ersun Yanal’ı getirirseniz böyle olur. Ben geçen sene söylediğim bir şeyi hatırlatayım. Fenerbahçe giderek bir basketbol kulübü haline geliyor demiştim. Durum bu galiba.

        -Trabzonspor’un kayrıldığı iddiasına inanmıyor musunuz?

        - İnanmaz olur muyum, bunu üç yıldır söylüyorum. Kayrılıyor. Özel ilgiye mazhar. Ama bu Berat Albayrak’tan önce de böyle idi. Yıllardır devlet Trabzonspor’a destek oluyor. Aslında herkese destek oluyor devlet ama Trabzon’a biraz daha fazla oluyor. Burada mesele şu: Trabzon’a destek veren devlete kızan Ali Koç, siyasetin bu işlere girmesine kızan Ali Koç aynı destekler Fenerbahçe’ye verilse hayır mı diyecekti? Madem siyaset bu işlerin dışında olsun istiyordu Cumhurbaşkanı’nın katıldığı Divan Kurulu neydi öyle? Oradaki gösteri sadece spor amaçlı mı idi! Bunu Trabzon yapsa idi şimdi Ali Koç neler saydırırdı Allah bilir. Ali Koç’un Trabzonspor öfkesi sanki “tam ben kendimi kayırtacaktım sen benden fazla kayrıldın” kızgınlığı gibi.

        ŞAMPİYONLUK GELİRSE ÜNAL KARAMAN'IN UNUTUR HERKES

        - Trabzonspor ise zirvede.

        - Aynen. Hocasını yolladı. Büyük isimli bir hoca getirmedi. Kendi bünyesinden Hüseyin ile devam etti. Tam Trabzon’a uygun bir durum aslında. Trabzonspor altyapısından yetişmiş, memleketin evladı. Trabzonspor hep böyle hocalarla başarılı oldu. Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı. Şimdi de Hüseyin Şimşir. Bir Şenol Güneş başarılı olamadı ama ona da iyi bir takım verilmedi doğrusu. Mesela bu takımla Şenol Hoca ne yapardı merak etmiyor değilim. Hüseyin Çimşir nasıl bir hocadır bilmem. Ama takım kadrosu iyi. Derinlik de kazandı. Sosa çok önemli işler yapıyor. Şampiyonluk yolunda son haftaya kadar yarışır gibi duruyor çok garip bir şey olmaz ise. Şampiyon olamazsa Ünal Karaman’ın yollanması mesele olur yeniden. Şampiyonluk gelirse Ünal Karaman’ı da unutur herkes.

        - Hakemler için ne diyeceksiniz?

        - Doğrusu iyiye bir gidiş var sanki. Hata yok mu? Var. Sürüyle ama her ligde hatalar oluyor. Sanki hakemler kendilerini biraz toparladılar. Daha güven veren bir hale geldiler sanki. Emin olamıyorum.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar