Altı aydır evden çıkmıyordum
Önceki gün tanıştığım birisi şu durumdaydı:
“Altı aydır evden çıkmıyorum. Daha doğrusu belki üç-beş kere markete çıkmışımdır. Önceki gün ilk kez çıktım ve kendimi uzayda gibi hissettim. Sonra hemen eve koşarak gittim. Çünkü kendimi çok berbat hissettim. Tüm vücudum titremeye başladı. Eve gidince uzun bir süre ağladım. Çok ama çok mutsuz oldum. Ben böyle yaşayamam. Normalde inanılmaz sosyal, insanlarla mutlu olan biriyim. Ama asla insan görmek istemiyorum. Doktora gitmem lazım. Bu travmadan kurtulamayacağım diye korkuyorum” diye dert yanıyordu.
Ben şaşırmadım elbet bu cümleleri çok uzun süredir duyuyorum.
Korona sonrasında yaşanan durum bu.
Ve yaşanan gerginlik gün geçtikçe çoğalıyor.
Peki ne olacak?
Özellikle yeni jenerasyon 20’leri, 30’ları geldiği zaman nasıl baş edecek bu durumla?
Bu konuda doktor bir arkadaşım ile konuştum, şöyle söyledi: “Şu an yapılan diziler bizim son birkaç aydır dinlediğimiz hikayelerin yanında çok sönük kalır. İnsanların ruh halleri korkunç durumda. Şu an yaşanan travmaları anlatacak kelime bulmakta bizler bile zorluk çekiyoruz” dedi.
Kendi adıma son bir kaç seferdir Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını dinlerken içim ve yüreğim umut dolu oluyor.
Gerçekten bu illet geldiğinden bu yana Koca, ilk kez umutlu konuşmalar yapıyor.
En azından Haziran sonrasında yasakların azaltılarak maske, mesafe kuralı ile devam edeceğimi belirtiyor.
Ki maskeyi bile takmayacağımız yerler olabileceğini anlatıyor.
Sizi bilmem son bir yıldır ilk kez Fahrettin Koca’nın açıklama yaparken yüzünün güldüğünü bile gördüğüm için mutlu oluyorum.
İçim umut dolu oluyor.
Sonuçta bitecek.
Kurtulacağız bu illetten.