Hande Ataizi'nin Ahmet Mümtaz Taylan'ın programında "Sevgilim benden 20 yaş büyük olsaydı uğraşamazdım. Ben mutlu olmak üzerine yaşıyorum. Beni mutlu etsin yeter. Hala umutları bitmemiş, hayalleri olan birisinden palavra bile dinlemek, başarılı bir işadamının kaprislerinden iyidir" demesi kadınları ikiye böldü.
Bu hafta hangi masaya otursam, hangi ortama girsem kadınlar, Hande Ataizi'nin açıklamalarını konuşuyordu.
Kimisi;
-Hande'ye yüzde 100 katılıyorum. Ben de bıktım bilmiş, egolu tiplerden.
-Paraları var diye havalarından geçilmeyen bazı tiplerden çok sıkıldım. Kendilerini bir şey zannediyorlar. Bazılarının kaç sevgilisi var o bile belli değil.
-Hande yüzde 100 doğru söylüyor. Yaşları geçmiş çapkınlar her kadına sulanıyorlar.
-"Kadını yaşatmak üzerine umutları bitmiş ama çapkınlık yapmak için umutları bitmemiş tipler" diyorum ben bunlara. Alacaklarını alıp doğru düzgün ilişki yaşamıyorlar bile.
-Sürekli iş kaprisi, sıkıntı, bitiklik. İşlerinde hep sorun var. Ailelerinde sorunlular, istemem.
-Sürekli trip, sıkıntı, kapris, naz hiç çekilmiyorlar.
-Bak Seda Sayan'a bir bildiği var demek. Bundan sonra kendimden büyük biriyle asla birlikte olmam. Uğraşamam hayalleri, umutları, heyecanı bitmiş bir adamla. Doğru düzgün sarılmıyorlar bile. Sarılmayı bırak ağızlarından güzel bir cümle dökülmüyor bile.
Diyerek yaşadıkları sıkıntıları dile getirirken
Kimisi de;
-Aman beni yaşatsın umurumda değil kaprisleri.
-Evet kaprisli ve sıkıntılılar ama olsun paraları var. Küçüklerin parası, işleri, kariyerleri yok.
-Böyle adamları çekmek için sürekli entrika, oyun, kovalamak gerekiyor. Zor ama ben çekiyorum.
-Hayalleri bitmiş, bıkkınlar tamam. Sürekli göz çapkınlıkları var. Kadınlara bakıp duruyorlar. Benimki de öyle, görmüyorum zannediyor ama umurumda değil. Gezdiriyor, istediğim tatile götürüyor. Ben de idare ediyorum.
-Evet bu tipleri sürekli idare etmek gerekiyor. Yaşları geçtiği için geç kalmamak için hala kovalıyor benimki de ama ne yapalım. Görmemezlikten geliyorum.
Diye diye duygu ve düşüncelerini dile getirdi.
Hal ve durum bu.
Dinledim, güldüm, şaşırdım ve vardığım nokta şu oldu; her iki tarafta da duygu, aşk, büyük sevgi yok aslında. Sadece menfaat üzerine kurulu ilişkiler yaşıyor çoğunluk.
Her iki tarafta kendi istekleri doğrultusunda mutlu olmak ve yalnız kalmamak peşinde. Kadın için; yeter ki, biri olsun yanında. Erkek için ise; evet yanında biri olsun. Ama başka kadınlar da olsun.
Her iki tarafta karşı cins ile ilişki yaşarken en çok da kendini düşünüyor.
Bana göre ilişki demek; bir olmak, kendini düşünürken hayatındaki kişiyi de düşünmektir. Entrika, oyun, yalan-dolan çok başaramayan benim için zor bu tarz ilişki ve bakış açısı.
Ben ve benim gibi kadınların anlaması zor çünkü genelde bizler "Bam bam bam" yani içinde hiçbir şeyi saklayamayan, görmemezlikten gelemeyen, o an ne hissediyorsa söyleyen, entrika, oyun çeviremeyen tipleriz. Mutluluk ve huzur peşinde koştuğumuz için ne oluyor, neler oluyor, neler dönüyor pek ilgilenmiyoruz. "An"ı yaşamak üzerine kurulu olduğumuz için de olan oluyor zaten.
Şahsen kendi adıma konuşacak olursam yaşa takılmam. Kim kiminle hangi yaştan insanla mutlu oluyorsa onunla olsun. Hande Ataizi'nin de sevgilisi ile çok mutlu olduğunu gördüm, görüyorum. Sadece söylediği "Palavra dinlemek" sözüne katılıyorum. Evet ben de palavrayı hemen anlar ve huysuzlaşırım.
Ki evet belli bir yaş erkeğinde de palavra maalesef çok.
O yüzdendir ki, kadınlar ikiye ayrılıyor. Yani Hande'nin cesur açıklaması sonrası bu kadar çok konuşulması ve gündem olması da gayet doğal!!!
Yıllardır bitmeyen kadın-erkek konuları gibi!!!
***
Benim tavsiyem
-Kendiniz olun.
-Kiminle mutluysanız onunla olun.
-Huzur en önemlisi. Huzursuz ortamlarda illa ki, para-pul, kariyer için kalmayın.
-Sevmediği bir kadınla ömür geçiren erkekler kadar sevmediği bir erkekle ömür geçiren kadınlardan olmayın.
-Unutmayın hayat çok kısa. Mutlu olmadığınız yerde zorla durmayın.
-Aşk güzel şey ama geçici. Sevgi ise bulunmaz bir nimet. Sevginiz büyükse onun peşinde koşun.