Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tam 20 önce yani 2000 yılında sokağa çıkma yasağında İstanbul sokaklarındaydım muhabir olarak görevliydim.

        Son olan Genel Nüfus Sayımı’nda uygulanan sokağa çıkma yasağında İstanbul Boğaz Köprüsü senin, Ortaköy benim, Taksim senin, Aksaray benim dolaşıp haber yaptım.

        Ardından bazı ünlü isimlerin kapısını çaldım.

        Hatta günler öncesinden izni çıkmış bazı ünlü isimlerle de röportaj yaptık sokaklarda.

        Kimisi Boğaz Köprüsü'ne götürdük. Kimisi ile Ortaköy de kuşlara yem attık.

        Benim de Boğaz Köprüsü’nün üzerinde oturmuşu, hatta yatmış fotoğraflarım vardı.

        Tabii o kadar sıradan bir olaydı yıllar içinde yok etmiş gitmişiz fotoğrafları.

        Benim arşivcilik yanımda olmadığı için yok olmuş.

        Neyse…

        Sanırım o dönem çalıştığım gazetenin arşivinde vardır.

        Varsın sağlık olsun.

        Ben önceki gün yine sokağa çıkma yasağında sokaklardaydım.

        Tek başıma olduğum için ve selfie çubuğum da olmadığı için zar zor çekim yaptım.

        Ki bisiklet kullanırken çekim yapmak çok zor.

        Sokağı çıkma yasağında Cumartesi saatler 10:00’u gösterdiğinde Nişantaşı’ndan yola çıktım.

        İstikamet Aksaray.

        Oradan Vatan Caddesi ve oradan Karaköy üzerinden Taksim’e ulaştım.

        Hatta gazeteye bile geldim.

        Peki neler mi gördüm?

        1- Polis memurları inanılmaz ilgili ve dikkatliydi.

        2- Sarı basın kartımı görmek istedi çoğu. Çoğu da “Basın mı geç” dedi.

        3- Yol boyunca defalarca durduruldum. Hatta on adım ilerde durdurulduğumu gören polis memuru bir kez daha durdurdu. Olsun varsın deyip kartımı yeniden gösterdim. Sonuç olarak bunu yapmaları gerekiyor görevleri.

        4- Sokağa çıkma yasağına uymayan, görevli olmayan kişilere anında ceza kestiler.

        5- Yollarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi arabaları, İGDAŞ, kurye, ekmek satanlar, su götürenleri gördüm.

        6- Yol bomboş ancak kırmızı ışıkta bekleyen arabalara denk geldim. Hiç kimse kuralları çiğnemedi.

        7- Yaşlıların evine ekmek, su gibi ihtiyaçları götüren polis memurlarını gördüm.

        8- Sokaklarda çoğunluk olarak kuş sesleri hakimdi. Özellikle karga sesleri baskındı.

        9- Bir tek Aksaray’da Çimlerin üzerinde 5-6 kişilik oturan gurupları gördüm. Onlara da polisi müdahale etti.

        10- Polislerle sohbet ettim. Çoğu İstanbul için “Hava çok iyi tertemiz siz de fark ediyormusunuz?” dediler.

        Evet hava gerçekten çok temizdi… Muhteşemdi hatta.

        Güzel İstanbul huzurlu ve çok ama çok güzeldi.

        KORONAVİRÜS SON DAKİKA HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ!
        Yazı Boyutu

        Bisiklet çok iyi fikirmiş

        Yol boyunca beni durduran polisler “Helal olsun bisiklet çok doğru tercih”, “Bisiklet iyi fikirmiş” gibi yorumlar yaptı.

        Hatta tam Galata Köprüsü’nün köşesinde karşılaştığım Hürriyet’ten muhabir arkadaşım “Bisiklet çok iyi fikirmiş” diye tebrik etti.

        Evet hem sağlık açısından güvenli hem de pratik.

        Ancak:

        İstanbul’da bisiklet kullanmak çok zor...

        Haliyle kondisyonsıfır.

        Uzun süredir bisiklet kullanmamışım.

        Ama şu ara araba ya da her hangi bir şeyden en güvenli araç bisiklet.

        E yol boş.

        Bir de hava güzel.

        Tam kıvamında yolculuk.

        Ancak İstanbul yedi tepe…

        Malum hiç beklenmedik yerlerde yokuş çıkıyor karşınıza.

        Bazı yerlerde pedal çevirmek imkansız. Hatta çok zor.

        Aramızda kalsın ama çoğu yokuşta bisikletimi itmek zorunda kaldım.

        Eve geldiğimde terden sırılsıklam olmuştum.

        Evet yorucu ama çok güzel….

        Diğer Yazılar