Ne kadar yerliyse o kadar kârlı
Dijital platformlar yoluyla filmlere ulaşmanın giderek daha da kolaylaştığı bir dönem yaşıyoruz. Bırakın evden çıkmayı, televizyondaki filmlere, dizilere yetişemiyoruz. Ve işte bu yüzden sinema salonlarını doldurmak eskisinden daha fazla gayret gerektiriyor. Geçtiğimiz hafta, Nuri Bilge Ceylan’ın çok konuşulan filmi Ahlat Ağacı 197 salonda birden vizyona girdi. Film, izledikten günler sonra bile bitmiyor, diyaloglar insanın kafasında sürüp gidiyor. “Umarım salonlar dolar” diye düşünürken sektördeki son duruma bir bakalım istedim.
2014-2016 yılları arasında sektörde yaşanan küçülmenin ardından 2016 Eylül’den itibaren sektör büyümeye başladı. CGV Mars Entertainment Group CEO’su Dong Won Kwak ile sohbet ettik. Hatırlanacaktır, 18 yıl önce Menderes Utku ve Muzaffer Yıldırım tarafından kurulan Mars Cinema, 2015 yılında 800 milyon dolara Güney Koreli CJ CGV Co’ya satılmıştı. Kwak, Türkiye pazarının yüzde 22 büyüdüğü 2016- 2017 döneminde Mars Entertainment’in yüzde 26 büyüdüğünü anlattı. “Yerli filmlere senaryo yazım aşamasından başlayarak, sonrasında da dağıtım ve salon desteği veriyoruz. Avrupa pazarına baktığımızda yerli filmlerin Hollywood filmlerinden daha çok izlendiği, tercih edildiği tek ülkenin de Türkiye olduğunu görüyoruz” dedi.
99 lokasyon, 36 şehir ve 867 perde ile hizmet veren Mars Entertainment Group önümüzdeki 5 yıl içinde 200 milyon dolarlık yatırımla özellikle Anadolu’da büyüyecek. Sinema salonlarında da, bazen sponsor desteğiyle yenilikler yapılarak izleyicinin rahat koltuklarda ve deneyim yaşayarak filmden daha fazla keyif alması sağlanacak. Kwak, hareketli koltuklar ve yataklı sinema salonlarıyla 50 yaş üstünü de salonlara çekmeye başladıklarını söyledi. Özellikle uzun filmler için, ne kadar da önemli.
‘TÜRK SİNEMASINDA DAHA KALİTELİ YAPIM SAYISININ ARTMASI LAZIM’
Yapımcılığını üstlendiği son film Ahlat Ağacı ile gündemde olan Nulook Production’ın sahibi Muzaffer Yıldırım dijital dünyanın son yıllarda çok büyük gelişme gösterdiğini ancak kalabalıklarla beraber film izleme zevkinin hiç bitmeyeceğini söyledi. Yıldırım, “Ayrıca tüm film endüstrisinin sac ayağı yarattıkları içerik, ticari olarak bir anlam kazanmak için önce sinemada çıkıp hasılat yaratır. Mobil, vod, pay TV ve açık kanal platformlarında izleyiciyle buluşmaya devam eder. Bu işin mümkün olan ve yapılabilir iş planı budur. Dijital dünyanın bize açtığı en büyük problem; artık eskiden korsan ile mücadele ederdik şimdi dijital ile mücadele etmek zorundayız” dedi. Yıldırım, sinema endüstrisinin büyümesi için Türk sinemasında daha kaliteli yapımların sayısının artması gerektiğini vurguladı ve ekledi: “Endüstrinin büyümesi için ayrıca sinema bileti üzerinden alınan yüzde 10 + yüzde 8 KDV oranlarında düzenleme yapılması da önemlidir. Bu oranlar Avrupa’nın hiçbir yerinde uygulanmamakta ve bir sanat aktivitesi olarak rüsumun kalkması, KDV’sinin düşmesi hem tüketici hem yapımcı açısından çok değerlidir.”
- Zengin, fakir, market sahibi ekmek herkesin derdi5 yıl önce
- Gençlik para orta yaş anlam peşinde5 yıl önce
- 'Benim torun bienale katılıyor'5 yıl önce
- Ana gibi yâr, baba gibi diyar yokmuş5 yıl önce
- 'Süt spora yakıştı sponsorluğumuz kısa süreli değil'5 yıl önce
- Dünyayı güzellik kurtaracak bir de sosyal girişimler6 yıl önce
- Telefona sığmayan parmak eski sevgiliyi 'like'lamış olabilir6 yıl önce
- Doğu ve Güneydoğu gecelerinin sosyalleşme alanı e-ticaret oldu6 yıl önce
- Lüks tüketimi sosyal medya büyütüyor6 yıl önce
- Etiketi bırak gramaja bak6 yıl önce