Hem korkarım hem de yerim
Halkın yüksek yüzdelerle ifade ettiği endişe gıda tüketimine aynı oranda yansımıyor. Örneğin, yüzde 55’i tavuk tüketirken ‘huzursuz’. Ancak yüzde 92’si buna rağmen tüketmeye devam ediyor, yüzde 80’inde bu sıklık haftada en az bir-ikiye çıkıyor.
“Endişeli tüketici” son dönemin en belirgin trendi. Gıda ile başlayan, ardından ayakkabıya, çoraba, tencereye, tüketilen hemen her şeye sıçrayan bir sorgulama, şüphe etme dönemindeyiz. Haklıyız da. Tüketici artık sadece fiyata değil, güvenliğe de duyarlı olunca, alışveriş alışkanlıklarına yönelik araştırmaların da rotası değişti.
Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında, Era Araştırma ve Danışmanlık ile Dörtok İletişim tarafından oluşturulan Güncel Gıda Araştırmaları Platformu, gündelik yaşama dair, gıda tüketicilerinin algı ve davranışlarını incelemek üzere bir dizi araştırma gerçekleştirdi. Türkiye kent nüfusunu temsil edecek şekilde, 12 ilde 18 yaş ve üzeri 612 kişi ile telefonla görüşme yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmalarda tüketicide bilgiden çok korku ve endişenin yaygın olduğu, buna rağmen tüketimin küçük değişiklikler ve sapmalar haricinde devam ettiği görüldü. Araştırmalarda ortaya çıkan en önemli sonuçlardan biri, halkın yüksek yüzdelere ulaşan “endişe” ettiği gıdaları dahi tüketmekten kaçınmadığı oldu.
Dörtok İletişim Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aydın Dörtok, araştırmalardan elde edilen sonuçları şöyle sıraladı:
■ Sebze ve meyveden sonra tüketicilerin en çok endişe duydukları ürünlerin başında yüzde 55 ile tavuk geliyor. Ancak bu durum tüketim rakamlarına aynı oranda yansımıyor. Tüketicilerin yüzde 92’si tavuk ürünleri tükettiğini ifade ederken, yüzde 80’i de haftada en az biriki kez tavuk yediğini söylüyor. Tüketiciler, tavuk ürünlerini satın alırken yüzde 17 ile en çok markalı olmasına dikkat ediyor. Tüketicilere göre en sağlıklı tavuk yüzde 62 ile köy tavuğu.
■ Katılımcıların yüzde 75’i paketli ve markalı yumurtayı tercih ediyor. Yumurtayla ilgili endişe taşıyanların oranı yüzde 36. Endişelerin başında da yüzde 55 ile hormon geliyor.
■ Tüketicilerde sebze ve meyveler doğal ya da organik değilse hormonludur algısı yüzde 51 düzeyinde. Tüketicilerin yüzde 91’i organik kavramının ne anlama geldiğini bildiğini belirtiyor. Görüşülen kişilerin yüzde 78 gibi büyük bir çoğunluğu organik veya doğal olmayan sebze ve meyvelerin insan sağlığına zararlı maddeler içerdiğini düşünüyor. Hormonlar yüzde 66 ile en zararlı madde olarak öne çıkıyor.
■ Et ve kıymayı güvendiğimiz kasaptan alıyoruz. Tüketicilerin yüzde 94’ü kırmızı et ve kıyma tükettiğini ve satın alırken de yüzde 60 ile kasaplarını tercih ettiklerini belirtiyor. Katılımcılar haftada ortalama 1.17 kg kırmızı et-kıyma tükettiklerini belirtirken, yüzde 37’si haftada 1-2 gün et tüketiyor. En çok tercih edilen yüzde 75 ile dana eti.
■ Tüketiciler sütü yüzde 68 ile marketten alıyor. Sütçüden süt aldığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 29. Yüzde 39 ile en çok uzun ömürlü süt (UHT) tüketiliyor. Pastörize-günlük süt tüketim oranı yüzde 32. Haftalık ortalama hane süt tüketimi 3.8 litre. Tüketicilerin yüzde 97’si ise süt tüketimi ile ilgili olarak sağlık açısından bir endişe duymuyor. Endişe duyanların yüzde 89’unun endişe duyma nedeni koruyucu katkı maddesi içermesi.
ORGANİK İSTERİM DİĞERLERİNİ DE REDDEDEMEM
Organik ürün arayışı 10 yıl öncesine göre hızlı bir yükselişte. Ancak genel bir tutum olarak tüketici, organik veya doğal olmayan markaları elinin tersiyle itmiyor ve aksine halen tüketiyor.
‘Sadece gıda üretmek yetmez tüketici bilgi de görmek istiyor’
tüketicinin kaygılarını giderecek, sağlıklı gıda seçimi konusunda bilgi veren, kaygılarını gideren, açık ve dürüst olup sağlık dilinden konuşan markalar, geleceğin gıda markaları olacak. Halkın kavramlar konusunda aydınlatılması hatta bu yönde halkın anlayacağı dilde ‘gıda okur-yazarlığı’/ ‘Gıda Sözlüğü’ projelerinin hayata geçirilmesi bir ihtiyaç.
Gıda üreticisi ve gıda tüketicisi arasında yaşanan iletişim zaaflarının giderilmesi ve kavram kargaşasının ortadan kaldırılması gerek. Tüketicinin organik gıda, doğal gıda, iyi tarım, katkı maddesi, koruyucular, gübreler, antibiyotik kullanımı gibi pek çok kavram konusunda eğitimi ve gıda satın alımı konusunda bilinçli tercih yetkinliklerinin geliştirilmesi önem kazanıyor.