Papaz efendi ve 'Helal olsun Marina'
ŞİMDİ kaç kişiler bilmiyorum ama birkaç yıl önce Hürriyet'ten Ersin Kalkan, Türkiye'de yaşayan Rumları saymış ve "1244 kişi kaldı" diye yazmıştı. Şimdi daha da azalan bu Rum asıllı vatandaşlardan ikisi günlerdir manşetlerde. Biri, "Türkiye'de kendimi çarmıha gerilmiş hissediyorum" dediği için. Öteki de, İstiklal Marşı'nı en iyi okuyan ilköğretim okulu öğrencisi seçildiği için. Bu denli çelişkili iki haberin çakışması da inanılır gibi değil, sanki ilahi bir güç alay ediyor gibi.
*
Gazeteler, haberleri ise farklı başlıklarla yayınladılar. İstiklal Marşı'nı güzel okuyan Rum asıllı Marina için "İşte Örnek Türk Vatandaşı", "Bravo Marina", "Helal Olsun Sana Marina" ve "Korkma Sönmez Bu Vatan Sevgisi" başlıkları atıldı. "Türkiye'de çarmıha gerilmiş hissediyorum" diyen Patrik için ise, "Haddini Bil Papaz Efendi", "Çarmıh Kavgası", "Umarım Dili Sürçtü" gibi eleştirel yazılar çıktı. Aslında bu iki yaklaşım, zaten sorunun kendisini açıkça ortaya seriyor.
*
Mesela Türkiye, Rum asıllıları yüzde 100 vatandaşı sayıyorsa, dini okullarını neden kapatır? İmam hatipler için yer gök inletilirken, Ortodoks din adamı yetiştirecek okuldan neden kaçınılır? Eğer Rum asıllılar ülkenin asli unsuru ise, el konulan mallarının önündeki engeller neden kaldırılmaz? Ve tüm dünyanın saygı gösterdiği, 300 milyon Ortodoks'un ruhani lideri Patrik, neden Eyüp Kaymakamı ile muhatap kabul edilerek aşağılanmaya çalışılır? Bu ülkenin "Örnek Türk Vatandaşı" olmak için, farklı etnik ve dini kimliğe sahip insanların, kendi kimliklerini ve dinlerini unutmaları mı gerekir? Bu soruların yanıtı yok. Ayrıca şu sorunun yanıtı da yok: Ortodoks Patrikhanesi yüzyıllardır orada, patriklerin asıldığı, kılıcın geçerli olduğu asırlarda bile İstanbul'u terk etmeyi düşünmedi, 21'inci yüzyılda, AB üyesi olmak isteyen çağdaş Türkiye'den mi çekilecek?
*
Herkesin bildiğini yazalım: Patrik seçilebilmek için Türk vatandaşı olmak şart. Belli ki birileri, Ruhban Okulu'nu 40 yıl, 50 yıl kapalı tutup, ortada Ortodoks din adamı bırakmayarak Patrikhane'yi yok etmeye çalışıyor. Sanıyorlar ki, Türk asıllı Ortodoks din adamı kalmazsa, bu Patrikhane de kapanır. Ama kazın ayağı öyle değil. İşte görüyorsunuz, 12 yaşında Rum asıllı bir Türk vatandaşı çıkıyor, akranlarını İstiklal Marşı okumada bile geçiyor. O yüzden gelin, gizli hesapları bir kenara bırakın, bu Patrikhane'yi yok etme amacını çöpe atın, bırakın Ortodoks din adamı da yetişsin. Ve Patrikhane'nin 300 milyonu etkileyen ruhani gücünü, Türkiye'nin çıkarları için kullanmaya çalışın. Bakın daha bir hafta önce ABD'de, "Din Özgürlüğü" ile ilgili bir rapor yayınlandı. Raporda, Türkiye, Yunanistan ve İsrail, demokrasiye sahip olan ancak dini özgürlükleri yüksek oranda kısıtlayan ülkeler ilan edildi. Herkes durumu görüyor, artık mızrak çuvala sığmıyor. Birbirimizi kandırmayalım.