Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

20’leri tüketip 30’lu yaşlara girdiğiniz gibi, bünyenizde dizginlenemeyen bir, halen daha genç olup olmadığınızı sorgulama alışkanlığı peydah oluyor.

Fiziksel olarak ne ergen, ne de orta yaşlısınız. Fakat ruh ile beyin, garson boy kimliğini korumaya devam ediyor. Bir taraf küçük, diğer taraf da bir gömlek büyük geliyor. Bir nevi araf diyebiliriz. İlla kötü tarafından bakmayın, canım. Güzel tarafları da var.

Mesela artık zevkleriniz nihayet kendini buluyor, yerini biliyor, oturuyor. Yeme- içme, gezme- tozma alışkanlıklarınız, önceki yıllara oranla daha aklı başında hareket ediyor. Bana da aynen böyle oldu. Hatta dün karar verdim; benim sinema zevkim de oturmuş. Bir kaç farklı kapısı olan hikayeleri seviyorum. Hangi kapıdan girerseniz, o tarafın filmi olabilecek filmleri. Mesela “Yol Ayrımı” gibi...

Film için yarası kanayana merhem, ya da halihazırda yarası olana, gocunma için sıkı bir neden diyebiliriz. Tüm hayatı işten ibaret sananlar, çok afedersiniz eşek kadar olup halen daha ebeveynleri tarafından yönetilmeye çalışılanlar, Türkiye’nin kanayan yarası olan üçüncü kuşağa geçince katiyen yönetilemeyen aile şirketlerinin bir parçası olanlar, dostluğun tadını unutup iş işten geçene kadar hatırlamayanlar, hayattan neyi yapmaktan keyif aldığına dair hiçbir fikri olmayanlar, kim olduğunun farkına dahi varamayanlar ve sosyalistler, hepiniz buraya!

Çünkü hepiniz için bir şeyler var. En can alıcı kısımsa, parçası olduğumuz sistemin öngördüğü biçimde yapmak zorunda olduklarımız ve bize keyif vermesine rağmen yapmaya imkan bulamadıklarımız. Fakat açıkçası ben en çok Rutkay Aziz’in hayat verdiği Altan karakterinden etkilendim.

Galiba yol ayrımına en yoğun biçimde, arkadaşlık konusunda girdim.

HEP DAHA FAZLASI LÜTFEN

İnsanoğlu çok unutkan. Ya da belki de, hayat insanları unutkan yapıyor. Hepimiz küçükken bir paket çikolataya, top oynadığımız bir saatlik zaman dilimine, uyduruk bir bisiklete mest olan, şaşkın birer çocuktuk.

Ne oldu da, daha fazlasını istedik, isterken de bizi neyin mutlu ettiğini unuttuk, bilemiyorum. Pastanın kremasından bir parmak alıp yalamak bile yeterliyken, biz üç katlı düğün pastası peşinde bütün bir ömür koştuk.

İşte eski arkadaşlıkları da sanıyorum tam bu arada unuttuk. Hala bizimle olanlar var ama olmayanlar da bir o kadar! Bir Yavuz Turgul ve Şener Şen işbirliğinin daha, müthiş sarsıcı bir başarıyla vizyona girdiğini söylemekten gurur duyuyorum. Mutlaka izlemenizi tavsiye ediyor, sizin yol ayrımınız nerede olacak merak ediyorum.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar