Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıl 1977... Henüz 12 yaşındadır Salim.

        Yoksul bir ailenin çocuğudur. İş hayatına çabuk atılır. Hem okumak, hem de çalışmak zorundadır çünkü...

        Çalışma yeri neresidir, diye soracak olursanız eğer... Mezarlık! Ankara Cebeci Asri Mezarlığı... Görevi mi? Mezar sulamak, çiçek ekmek.

        Harçlığının peşindedir. Mezar sahiplerinin gönlünden ne koparsa artık.

        Çok mutludur.

        Her sabah 7’de işbaşı yapar. Öğlene kadar... Sonra okul.

        Çalışkanlığı sayesinde çok sevilir.

        Müşteri sayısında patlama olur. 50 daimi müşterisi vardır artık.

        Allah bereket versin, iyi kazanmaktadır.

        Kazanmaktadır ama... Mezarlıkta yaşamanın kolay olduğunu mu sanıyorsunuz siz!

        *

        Bir gün... Mezarlıkta işbaşındayken... 4 bıçkın genç çıkar Salim’in karşısına... Aleni bir şekilde, “Defol git... Buralar bizden sorulur. Artık sana yer yok” derler.

        Salim, efendice diklenmeye çalışır.

        Yer misin, yemez misin! Eşek sudan gelene kadar dayak yer. Kırılmadık yeri kalmaz.

        Ama bu iş de böyle kalmaz... Der ve... Hayatını değiştirecek kararı alır. Tekvandoya başlar.

        Kendisini savunması gerekmektedir çünkü.

        Ara verir mezarlık işine... İş hayatına çekirdek satarak devam eder.

        Ankara Çinçinbağları’nda bulunan tekvando salonuna gider. Çinçinbağları dedim de... Bilir misiniz siz Çinçinbağları’nı... Ya da Yenidoğan’ı, Gülveren’i, Atıfbey’i!

        İç içe aynı bölgede bulunur hepsi... Ve bu bölgeden... Yüreği ve bileği güçlü insanlar çıkar hep.

        Şöyle 1 yıllık çalışmanın ardından... Tekrar Cebeci Asri Mezarlığı’na gider. O 4 bıçkın genç ile ayrı ayrı hesaplaşır.

        4’ünün de özel ifadesini alır.

        Salim artık mezarlıkta söz sahibidir.

        *

        Sonra... Madem başladım, der... Devam eder. Kick boksa da el atar...

        Tekvandoda siyah kuşak 5. dan’a, kick boksta ise siyah kuşak 7. dan’a kadar yükselir.

        Bilmeyenler için söyleyeyim, her iki mertebe, her babayiğidin geleceği mertebeler değildir.

        Üniversiteyi de aradan çıkartır bu arada... İşletme tahsili yapar. İngilizce’sini ilerletir. Çatır çatır konuşur hale gelir.

        Babası erken yaşta vefat ettiği için de... Ailesine gözü gibi bakar. Kardeşlerini de gayet güzel okutur.

        Tekvandoda ve kick boksta çok sayıda şampiyonluk kazanır. Sporculuğu bıraktıktan sonra hakemliğe ve antrenörlüğe başlar. Yaşamı sporun içinde geçer.

        Camiada çok sevilir ve sayılır.

        2007 Nisan ayına gelindiğinde... Ne olur bizim Salim biliyor musunuz? Kick Boks Federasyonu Başkanı...

        Evet... Artık Kick Boks Federasyonu başkanıdır Salim Kayıcı!

        Belirteyim. Salim Kayıcı’nın başkanlığı döneminde Kick Boks Federasyonu adeta çağ atlar. İnanılmaz başarılar sağlanır.

        Salim Kayıcı zirveye göz dikmiştir artık. Ne mi olur? Dünya Kick Boks Organizasyonları Birliği (WAKO) yönetim kurulu üyesi... Bu da yetmez! WAKO’da asbaşkan olur.

        Evet... Ekmeğini kazanabilmek... Kendisini savunabilmek... Mezarlıkta çalışabilmek için tekvandoya başlayan Salim Kayıcı, kick boksta dünyanın en önemli görevlerinden birine seçilir.

        Halen de bu koltukta büyük bir onur, gurur ve mutlulukla oturuyor.

        *

        Sıradan bir başarı öyküsü değildir elbet bu.

        Mezarlıkta hayata teslim olmadan...

        Yaşam savaşının kazanılmasıdır bu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar