Gençlerbirliği nasıl çöktü?
Takım düştü... Paralar suyunu çekti... Camia birbirine girdi.
Nedir bu? Murat Cavcav’ın 1,5 yıllık icraatı.
Evet... İlhan Cavcav’ın vefatının ardından başkanlık koltuğuna oturan oğlu Murat Cavcav, 1,5 yıl içinde Gençlerbirliği’ne tarihi bir hüsran yaşattı.
Aslında güzel bir miras devralmıştı Murat Cavcav... İşler tıkır tıkır gidiyordu. Takımın iskeleti iyiydi. Kasada 70 milyon lira civarında para vardı. Yönetim kurulu da uyum içinde çalışıyordu.
Önce takımın iskeleti bozuldu. Çok sayıda oyuncuya yol verildi. Kötü bir transfer politikası izlendi. Berbat futbolcular transfer edildi. Sabıkalı bazı cambaz menajerlerle iş yapıldı. Tonla para kaptırıldı.
Sezona Ümit Özat’la başlandı, Mesut Bakkal’la devam edildi, tekrar Ümit Özat getirildi.
Yönetim kurulunda bulunan bazı isimler bile “Böyle yönetim olmaz” diye istifa etti.
Ligin ilk yarısında kadroda 16 yabancı futbolcu vardı. Önemli bölümü sırtüstü yattı. 14’üne lisans çıkartılabildiği için de... Geri kalan 2’si Ankara Etlik’te bulunan tesislerde keyif çattı.
Taraftar küstürüldü. Huzursuzluk had safhaya ulaştı. Taraftarlarla Ümit Özat sık sık kapıştı.
Harcanan paraları biliyor musunuz! Önümdeki listeye bakarak söylüyorum. Feci... Yıllık maaş, imza parası, menajerlik ücreti, derken... Kötü kadroya karşılık, ortada yüklü bir fatura var.
Şu isimleri duydunuz mu? Agon Mehmeti, Numan Soysal, Mehmet Taş, Renato Bady, Jonathan Ring, Erdi Şehit, Etien Velikonja... Kim mi bu arkadaşlar? Boş yere alınan futbolcular! Koca sezon boyunca kimi 3 dakika oynadı, kimi 6 dakika... Aralarında sıfır çekenler bile oldu.
Mevcut bazı futbolcular bile adam yokluğundan dolayı forma giydi.
Paralar uçtu gitti. Kasanın dibi göründü.
Sezon bitmeden Gençlerbirliği bitti!
Şimdi neye yanmak gerekir bilemiyorum! İlhan Cavcav Sezonu’nda Gençlerbirliği’nin küme düşmesine mi! Kasadaki paranın yok olup gitmesine mi! Şanlı geçmişi bulunan bu camianın üzülmesine mi! Gençlerbirliği’nin göz göre göre erimesine mi!
Daha ötesi... Ortada öyle bir iddia var ki, yenilir yutulur cinsten değil.
Kulüp başkanlığına adaylığını açıklayan Arda Çakmak, 2 gün önce Ankara’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
- “Kim, bankalara gidip, nakit paralar yatırmış? Kim, banka kredilerini vadelerinden önce kapatmış? Kim, akrabalarının üzerine gayrimenkul satın almış? Ben dahil herkesin maddi durumu aileleriyle birlikte incelensin. Başkanlık seçimini kazanayım veya kaybedeyim, Cumhuriyet Savcılığına gideceğim.”
Evet... Arda Çakmak’ın sözleri bunlar. Hatırlatırım. Arda Çakmak 8 ay öncesine kadar Gençlerbirliği’nde asbaşkanlık koltuğunda oturuyordu. Murat Cavcav’ın en yakınındaki isimlerden biriydi. 4 arkadaşıyla birlikte toplu halde istifa etmişti.
Şimdi! Yapılması gereken şu: Gençlerbirliği’nin tüm yöneticileri ve de organik bağı bulunan tüm görevlileri... Bu korkunç iddiaların takipçisi olmalıdır. Herkes üstüne düşeni yapmalıdır.
Arda Çakmak hakkında gerekirse dava açılmalıdır. Hesap sorulmalıdır.
Sorumluluk bunu gerektirir.
Çakmak da sözünün arkasında durmalıdır.
Acaba... Çakmak hangi yöneticileri, menajerleri ya da görevlileri işaret etti?
Gerçekler ortaya çıkartılmalıdır.
Yani! Bu saatten sonra kimsenin susma hakkı olamaz.