Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçim sonrası Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası’nın olağanüstü toplanarak faizi nasıl artırmışsa aynı şekilde düşürmesini istedi. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı bu çağrıya hemen uymak yerine 1994 krizini hatırlatarak yanıt verdi. Yani siyasi baskının eninde sonunda ters tepeceğine işaret etti. 1994’ün Başbakanı Tansu Çiller de krizi sadece faizin düşürülmesine indirgemenin sığ ve yanlış bir analiz olacağını açıkladı. Dönüp geçmişe bakınca 94 krizinin net bir şekilde “piyasaya müdahaleden” yaşandığını söylemek mümkün. 

        ■ 1993’te enflasyon yüzde 71, Hazine ihalelerinde oluşan ağırlıklı ortalama yıllık faiz yüzde 86.7 idi. Yüzde 9.1 reel faiz vardı. Faizdeki inatlaşma bu yüzde 9’luk reel faizden koptu. Yani birkaç puanlık faiz inadı yüzünden kriz yaşandı. Ekonomi yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetti, faizler de yıllık ağırlıklı ortalama olarak kendini katladı. Piyasaya yapılan müdahale tam anlamıyla ters tepti. 

        ■ Bitişikte cumhuriyet tarihi boyunca verilen en yüksek faizin gazete ilanını görüyorsunuz. Yüzde 71 enflasyon karşısında yüzde 87 faizi çok gören dönüp bir sonraki yıl yüzde 158 faiz ödemiş. Rekor faiz 26 Mayıs 1994’te satışa çıkan üç ay vadeli Hazine bonosuna aitti. Yüzde 406.25 yıllık bileşik faizin üç aylık neti yüzde 50 idi. Çılgın bir faiz verilmiş ve çılgınca bir taleple karşılaşmıştı. Miktar iki katına 20 trilyona çıkarılmasına karşılık bonolar yok sattı. Ancak bu süper faizle kilitlenen borçlanma piyasası yeniden açılabildi. 

        ■ Kilitlenmeye ilk adım ise Ağustos 1993’te Merkez Bankası üst yönetiminin Başbakan Çiller ile anlaşamayıp topluca istifa etmesiyle atıldı. Ardından Hazine ihalelerine siyasi müdahaleler başladı. Yetmedi yılın sonuna doğru arka arkaya 7 Hazine ihalesi faiz yüksek bulunarak iptal edildi. Bono piyasasındaki kuruma böyle başladı. 

        ■ Yaşanan gelişmelerin sonucunda 13 Ocak 1994’te Türkiye yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetti. Hazine ihalelerine gidemeyen para dövize yöneldi. Dolar 13.5 liradan 5 Nisan’da 40 liraya kadar yükseldi. Sonuçta 1980 sonrasının ilk devalüasyonu yapıldı ve yine ilk IMF anlaşması imzalanarak 5 Nisan Kararları açıklandı. 

        ■ 1994 krizinde kamu borcunun milli gelire oranı sadece yüzde 22 idi. Oran çok düşük olmasına rağmen Türkiye bir borçlanma krizine girdi. Yetmedi ülke yatırım yapılabilir reytingini kaybetti. Yapılan en büyük hata ise piyasaya dışarıdan müdahaleydi. Piyasalar dışarıdan müdahaleyi hiç sevmiyor, bunalıma giriyor. 

        ■ En azından böyle bir yaşanmışlıktan dolayı 94’ün tekrarı Türkiye’de olmaz. Ancak buna güvenerek de piyasalara aşırı dozda müdahale yapılırsa, depresyon bir başka yerden uç verebilir. Nereden ve nasıl, zamanını da bilemem ama piyasaların bunalım yaşaması kaçınılmaz hale gelir.

        SONUÇ: “Sorun olan sonuç değil, süreçtir.” Hasotani

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar