Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Yakin Nedir?

        Tasavvuf terminolojisinde yakin, şüphenin ortadan kalkması ve bunun sonucu olarak kalpte açığa çıkan inançla birlikte bilinmeyene (gayb) dair sükûn ve itminan oluşması şeklinde tarif edilmektedir. Kimi durumlarda bilginin bir sıfatı olarak kabul edilen yakin, kendisiyle ilişkili olduğu düşünülen marifet ve dirayet gibi ilimlerin üzerinde bir konuma yerleştirilir. Bu nedenle ilmin saliki amele yönelttiği ve yakinin de onu taşıdığı dile getirilir. Marifeti üç başlık altında ele alan bazı sûfilere göre dilin marifeti ikrar, kalbin marifeti tasdik ve rûhun marifeti de yakin olarak isimlendirilir. Bozulmayan ve başkalaşmayan bir ilmin kalpte mukim olması ve saf kalple gaybı temaşa durumunda şüphelerin ortadan kalkarak bir teslimiyet halinin hasıl olmasına işaret eden yakin, hüccet ile değil iman nûru ile görmek, görülenin gerçekliğinden huzur ve güven duymak şeklinde de tarif edilir. Başlangıcı mükaşefe olup onu muayene ve müşahede izler. Yakin terimini haber, delalet ve müşahede olarak tasnif edenler olduğu gibi yakinin Allah'ın taksimine gösterilen rıza oranınca inkişaf edeceği kanaatinde olanlar da vardır. Yakine erişmenin anahtarı, Hakk'ı her şeye (siva) tercih etmektir. Yakin, Kur'an-ı Kerim'de imandaki kesinlik ve gerçekleşeceği kesin olarak bilinen şey anlamındaki kullanımlarına ilaveten ilme'l-yakin, ayne'l-yakin ve hakka'l-yakin şeklinde terkip olarak da geçmektedir. Sûfiler, bu terkiplerden hareketle yakini üç seviye bağlamında ele almışlardır. İlme'l-yakin, bilinmeyen hakkında herhangi bir izaha gerek olmaksızın şüphe barındırmayan akli ve nakli bilginin ya da delilin sağladığı kesinlik olarak tarif edilir. İlme'l-yakinin ardından müşahede ve mükaşefenin bir getirisi olarak zuhûr eden ayne'l-yakin, gözlem yoluyla gerçekleşip idrak ve yönelimlerin bir araya gelişiyle ortaya çıkan, gözün (ayn) marifet nazarıyla ve kalp safiyetiyle gayba bakarak eşyaya sinmiş birliği temaşa etmesiyle delile muhtaç kalmadığı kesinliktir. Bazı sûfiler, ayne'l-yakini beka ile ilişkilendirerek Allah'ın vasıtasız olarak kalplerdeki sırra nakşettiği hidayet nûru olarak tanımlamaktadırlar. Hakka'l-yakin ise diğer iki yakin türünün bir araya gelmesiyle hasıl olup sebebi bilmeyle alakalı kesinliktir. Müşahede yoluyla ulaşılmak istenen bilginin kalpte tahakkuk etmesi olarak da tanımlanabilir. Bazılarına göre hakka'l-yakine ulaşmanın herhangi bir yolu bulunmamaktadır. Akli ve nakli bilgiyi içermesi bakımından ilme'l-yakin alimlere, şuhûdi ve keşfi bilgiyi içermeleri bakımından ayne'l-yakin ve hakka'l-yakin ise nebi ve velilere izafe edilir.

        YAZAR

        Nurullah Koltaş

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa