Bir ahlak terimi olarak "üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belalar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet" gibi manalara gelmektedir.
Şikayet etmeksizin zorluklara dayanmayı ve onunla mücadele etmeyi gerektiren sabır, hadiseler karşısında bilişsel ve davranışsal açıdan yapılması gerekenleri yapmadan pasifçe beklemek ve tahammül etmek değildir. Bilakis sabır; her türlü zorluk, tehdit, kayıp karşısında gönüllü bir şekilde dayanma, direnme, göğüs germe ve sonucu bekleme eğilimi olup duygusal, bilişsel, davranışsal boyutlarıyla yaşanan aktif, çözümleyici psikolojik bir süreçtir. Sabır çaba ile elde edilir ve daha çok bireyin iç benliğinin kontrolünü ve büyük bir yoğunlaşmayı içermektedir.
Sabır kavramı psikolojik perspektiften değerlendirildiğinde, duygu unsuru kuvvetli olmakla birlikte bilişsel unsuru ağır basan, davranışsal boyutta gözlemlenebilen bir tutum olarak tanımlanabilir. Sabır duygusu, sabır tutumunun duygusal ögesini oluştururken sabrın insani, ahlaki, dini bir değer olması, erdemler sınıfına dahil edilmesi, yararlarının kabul edilmesi, toplumsal bir desteğe sahip olması, hatta atasözlerine konu olması nedeniyle kültürel bir altyapısının olması gibi faktörler onun bilişsel temelini oluşturmaktadır.
Bireysel ve toplumsal hayatın her alanında sabrı görmek mümkündür. Öyle ki hayatın sadece zor ve acı tarafıyla karşılaşıldığında değil, güzellikleri elde etmek için çabalarken veya güzelliklere kavuşmayı beklerken de sabırlı olmak gerekmektedir. Dini geleneklere ve bazı psikoloji yaklaşımlarına göre sabır, güçlü ve gelişmiş kişiliğin özelliklerinden biridir. Ayrıca sabır, hayatın sorunlarıyla başa çıkmak zorunda olan bireyin hem dünyevi hem de dini başa çıkma araçlarından biridir. İnsanlığın ortak tecrübesi göstermiştir ki her durumda sabreden birey genellikle olumlu sonuçlarla karşılaşmakta ve sabrının karşılığını almaktadır. Araştırmalar da sabrın psikolojik iyi oluşla pozitif yönlü ilişkisini ortaya koymaktadır.
Genel olarak dinlerin önemli bulduğu, hatta "erdem" olarak nitelendirdiği sabır, dinsel doğası nedeniyle manevi-dini gelişimin doğal unsurlarından biridir. Sabır ve dini hayat adeta yoldaştır. Dindarlık sabrı geliştirdiği gibi sabır da dindarlığı geliştirmekte, böylece birey hem dini hem de kişisel gelişimde ivme kazanmaktadır. İslam dininde "imanın yarısı" olarak nitelendirilen ve imanın asli bir boyutunu temsil eden sabır, Kur'an'da sıklıkla zikredilir. Müslümanlara sabırlı olmaları ısrarla tavsiye edilir, sabırlı davrananlar övülür, sabır dünya ve ahiret için adeta bir kurtuluş reçetesi olarak öne çıkarılır (Sad 38/44; Asr 103/3). Hz. Peygamber'in hadislerinde buna ilaveten sabır olgun müminin özellikleri arasında zikredilmekte ve zorunlu değil, iradeli bir sabır önerilmektedir (Müslim, Zühd 64).
YAZAR
Mebrure Doğan