Terör Dönemi Fransası'nda katı yasalar ve şiddet uygulanması yoluyla toplumun kökten radikal bir biçimde dönüştürülmesini ifade eder. Kral yanlısı ve karşı devrimci olduğu düşünülen yaklaşık 20 bin kişinin giyotine gönderildiği bu dönemde Jakoben kulüpleri ülkenin idari mekanizmasının bir parçası haline gelmiş ve yerel memurlar kulüp üyeleri arasından atanmıştır.
Devrimden sonra monarşinin meşruti biçimde devam ettiği ilk yıllarda (1789-1792) Jakobenler, "Üçüncü Tabaka" olarak da bilinen köylüler, işçiler ve orta sınıfların temsilcilerinden oluşan ve siyasal alanda söz sahibi olmayı hedefleyen "ılımlı anayasalcı" bir hareketi temsil etmiştir. Adını Fransız Devrimi sırasında kurulan bir politik grup olan ve ülke çapına yayılan Jakoben kulüplerinden almıştır. Monarşinin kaldırılıp cumhuriyetin ilan edilmesini takip eden "Terör Dönemi"ndeyse (1793-1794) sahip olduğu üye ağıyla devrim ve cumhuriyete muhalif olarak gelişebilecek bir aristokratik tepki ihtimaline karşı giderek radikal cumhuriyetçi bir anlayışa evrilmiştir. Jakobenizm, 1794 karşı devrimi ve terör döneminin sona ererek Jakoben liderlerin idam edilmesiyle bir siyasal hareket olarak son bulmuştur.
Jakoben eylemler, fikirsel olarak Rousseau'nun "genel irade" kavramı üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılır. Ancak Jakobenlere göre halk cehalet içinde olduğu için cumhuriyetin ve devrimlerin amaçlarını kavrayacak bir bilince sahip değildir. Dolayısıyla, iradesini ortaya koyabilme yetkinliğine de henüz sahip değildir. O halde Jakoben görüş açısından halk yerine ve halk adına eyleme geçilmesi gereklidir. Tiranlığın yeniden kurulması ihtimaline karşı ve halkın özgürleştirilmesi adına Jakobenizm, "halka rağmen ve halk için" ifadesinde şekillenen bir yöntemin benimsenmesini devrimin amaçlarına ulaşabilmesi için zorunlu görür. Bu açıdan Jakobenizm terimini günümüzde bir siyasal zihniyet biçimini ya da siyaset yapma üslubunu betimleyen bir tür otoriter-seçkinci "aydın despotizmi" olarak kavramak mümkündür.
YAZAR
İnanç Özekmekçi