Kanserle mücadelede kitaplar en yakın arkadaşı oldu

Işkın, AA muhabirine, kitap okumayı çok sevdiğini belirterek, bu sayede hastalığın olumsuzluklarını unutarak tedaviden daha çabuk yanıt aldığına inandığını söyledi.

Kanser tanısı aldıktan sonra kemoterapiye başlandığını ve bu sürecin 63 gün sürdüğünü anlatan Işkın, "Tedaviye gittiğimde mutlaka elimde bir kitap olurdu. Kolumda serum, ilaç bağlıyken bile ben elimde kitabımı mutlaka okurdum. Kitap okumak rahatlatıyor beni. Aklımı kitaplara veriyorum, hastalığı düşünmemeye çalışıyorum. Psikolojik olarak bir rahatlık veriyor bana." dedi.

Işkın, iş yerinde, evde, otobüste yanında her zaman kitap veya dergi bulunduğuna işaret ederek, ne zaman boş kalsa okumaya çalıştığını, televizyon ya da sosyal medyayla çok fazla ilgilenmediğini aktardı.

- "Ebeveynler küçük yaştaki çocuklarının yanında kitap okusunlar"

Özellikle sosyal medya ve sanal iletişim platformlarından uzak kalmak için akıllı telefon dahi kullanmadığını dile getiren bir çocuk babası Işkın, şunları kaydetti:

"Sosyal medya insanı çok meşgul ediyor, sonu yok çünkü daldan dala atlar gidersin. Kitap da insanı daha çok meşgul ediyor ama sosyal medyadaki olay anlık, 5 dakika sonra aklına bile gelmiyor neye baktığın. Kitaptan o an bir şey kalmamış olabilir ama yarın öbür gün aklına gelir orada okuduğun şeyler."

Konu ayrımı yapmadan yılda yaklaşık 50 kitap okuduğunu ifade eden Işkın, ebeveynlere küçük yaştaki çocuklarının yanında kitap okumalarını, gençlere de sosyal medyayı daha kontrollü kullanıp bol bol kitap okumalarını önerdi.

İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencilerinden Nazlıcan Yılmaz da Işkın'ı sık sık kitap okurken gördüğünü söyledi.

Işkın'ın sürekli kitap okumasından olumlu yönde etkilendiğini belirten Yılmaz, "Kitap okuma aşkının hiçbir yaşta sönmediğini, kanser olduğunda bile kitap okumaya devam edip kendi hayatındaki kötü gidişattan arındığını düşünüyorum. Aynı zamanda öğrencilere de örnek oluyor, onu görüp kitap okumaya yönelen arkadaşlarımız da oldu." diye konuştu.