Hadisler
İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, Kabe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.
Tirmizi
Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: Ey Allah'ın Resülu, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim? diye sorduğumda Peygamber (s.a.v) şu duayı okumamı söyledi: Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affeedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi
Hz. Peygamber (s.a.v], Ramazan'ın bir gecesinde namaz kıldırdı. Abu Zer (r.a): Ey Allah'ın Resulü, gecenin kalan yarısında da bize namaz kıldırsaydınız. deyince, Hz. Peygamber (s.a.v) cevaben: İmam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak, bütün geceyi ihya etmeye eş değerdir. buyurmuştur.
Tirmizi
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Ashâb`ım!) Siz leyle-i Kadr`i ramazan`ın aşr-ı ahîrinde arayınız! Leyle-i Kadir, ya ramazan`dan dokuz (gece) kala, yâhud yedi (gece) kala, yâhud da beş (gece) kaladır.
Abdullah İbni Abbâs
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu; Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.
Müslim
İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: Resülullah (s.a.v) Hz. Muâz (r.a)’ı Yemen’e gönderdi. (Giderken) ona dedi ki: Sen EhI-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin llk şey Allah’a ibâdet olsun. Allah’ı tanıdılar mı, kendilerine Allah’ın zekatı farz kılmış olduğunu, zenginlerinden alınıp fakirlerine dağıtılacağını onlara haber ver. Onlar buna da ittaat ederlerse kendilerinden zekatı al. Zekat alırken halkın (nazarlarında) kıymetli olan mallarından sakın. Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira Allah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.
Buhârî
Hz. Ali (r.a) anlatıyor: Hz. Abbas (a.s)’a hayırda acele etmek maksadıyla daha senesi dolmadan, erken vakitte zekâtın verilmesi huşusunda sormuştu. Resülullah (s.a.v) bu hususta ona müsaade etti”
Tirmizi
Bir hadis-i şerifte, şu zenginlerin de zekât alabileceği bildirilmiştir: “Allah yolunda cihad eden, borçlu ve borcunu ödeyemeyen zengin, kendi memleketinde zengin olduğu halde, bulunduğu yerde parasız kalan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan Müslümanlar.”
Ebu Davud
Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez.
Buhârî
Kişinin fitnesi ehlinde, malında, çocuğunda, nefsinde ve komşusundadır. Oruç, namaz, sadaka, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker bu fitneye kefaret olur!
Tirmizi
Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin.
Buhârî
Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.
Müslim
Resûlullâh (s.a.v) buyurdu ki: Her kim Ramazan'da imanı sebebiyle ve (ecrini yalnız Allah'tan umarak) li-vechi'llâh (Terâvih ve sâire gibi) namaz kılarsa geçmiş günahları mağfur olur.
Ebu Hüreyre
Allaha ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allaha ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allaha ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun
Buhârî ve Müslim
Komşusunun aç olduğunu bildiği hâlde tok karnına yatan bana iman etmiş olamaz.
Müslim
Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz.
Tirmizi
Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.
Taberani
Ayakları Allah yolunda tozlanmış bir kula cehennem dokunmaz.
Buhârî
Amr ibni Âs (r.a)'ın rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (s.a.v) bu farkı şöyle bildirir: “Bizim orucumuzla Ehl-i Kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir.”
Müslim
Enes (r.a) rivayetine göre ise Resulullah (s.a.v) sahur yemeğini yememizi özel olarak tavsiye ederek şöyle buyururlar: “Sahur yemeği yiyin, zira sahur yemeğinde bereket vardır.”
Buhârî ve Müslim
Şüphesiz Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan'ı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur.
Buhârî
Oruçlarda riya yoktur. Aziz ve Celil olan Allah buyurdu ki: O benim içindir. Onun mükafatını bizzat ben veririm.
Buhârî
Kışın tutulan oruç zahmetsiz ganşmet gibidir.
Tirmizi
Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.
Tirmizi
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu; Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir.
Buhârî
Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.
Buhârî
Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez.
Tirmizi
Hilali gördüğünüz vakit, oruç tutunuz! Hilali gördüğünüz vakit, iftar ediniz! Eğer hilal hava kapalılığı sebebiyle gizlenirse, Şaban ayının sayısını otuza ikmal ediniz!
Buhârî
Peygamber (a.s) şöyle buyurdu; Üzerinize orucun farz kılındığı mübarek Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur
Müslim
İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, Kabe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.
Tirmizi
İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak, Kabe’ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.
Tirmizi
Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret sonu ateşten korur.
Buhârî
Hz. Peygamber (s.a.v], Ramazan'ın bir gecesinde namaz kıldırdı. Abu Zer (r.a): Ey Allah'ın Resulü, gecenin kalan yarısında da bize namaz kıldırsaydınız. deyince, Hz. Peygamber (s.a.v) cevaben: İmam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak, bütün geceyi ihya etmeye eş değerdir. buyurmuştur.
Tirmizi
Hz. Aişe (r.a) anlatıyor: Ey Allah'ın Resülu, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim? diye sorduğumda Peygamber (s.a.v) şu duayı okumamı söyledi: Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affeedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi
Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: (Ashâb`ım!) Siz leyle-i Kadr`i ramazan`ın aşr-ı ahîrinde arayınız! Leyle-i Kadir, ya ramazan`dan dokuz (gece) kala, yâhud yedi (gece) kala, yâhud da beş (gece) kaladır.
Abdullah İbni Abbâs
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu; Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.
Müslim
İbnu Abbâs (r.a) anlatıyor: Resülullah (s.a.v) Hz. Muâz (r.a)’ı Yemen’e gönderdi. (Giderken) ona dedi ki: Sen EhI-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin llk şey Allah’a ibâdet olsun. Allah’ı tanıdılar mı, kendilerine Allah’ın zekatı farz kılmış olduğunu, zenginlerinden alınıp fakirlerine dağıtılacağını onlara haber ver. Onlar buna da ittaat ederlerse kendilerinden zekatı al. Zekat alırken halkın (nazarlarında) kıymetli olan mallarından sakın. Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira Allah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.
Buhârî
Hz. Ali (r.a) anlatıyor: Hz. Abbas (a.s)’a hayırda acele etmek maksadıyla daha senesi dolmadan, erken vakitte zekâtın verilmesi huşusunda sormuştu. Resülullah (s.a.v) bu hususta ona müsaade etti”
Tirmizi