Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Kader ortaklarımızı yalnız bırakmamak
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ne zaman Türkiye kendi iç gündemine boğulsa, etrafımızda olup bitene dair ilgi ve faaliyetlerimiz bundan zarar görüyor. Kafamızı kaldırıp bir şekilde kaderi bizimle ortak olan coğrafyaya bakmak bu nedenle çok değerli. Bunu canlı tutabilmenin kalıcı yolu, ilginizi çok farklı araçlarla zenginleştirmek, özellikle de ekonomi ve kültür hayatıyla oralarda var olabilmek.

        Balkan coğrafyasının bu anlamda hem tarihimizde ve hem de hala kalbimizde ayrı bir yeri var. Ecdadımızın izleri, aradan ne kadar zaman geçse ve yazık ki sıkça vandalca yıkımlara uğrasa da oralarda hep canlı. Verdiğiniz selamın bu kadar candan karşılık bulduğu bir yere nasıl kayıtsız kalınabilir ki.

        Son birkaç günümü Bosna-Hersek’te geçirdim. Son derece önemli bir gelişme vesilesiyle. Pegasus Havayolları, Bosna’daki Tuzla kantonuna İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçuşlar başlattı. İlk uçuştaki heyette olmak bize de kısmet oldu. Yapılan çok stratejik bir hamle. En başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve tüm ekibine, ayrıca emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekiyor.

        Neden stratejik bir hamle kısaca aktarmak istiyorum.

        TUZLA’NIN ÖNEMİ

        Tuzla, yüzyıllarca Osmanlı yönetiminde olan ve adını o dönemde işletilen tuz madenlerinden alan bir bölge. Camiler, tarihi mirasımızın eşsiz eserleri ve doğal güzellikleriyle gerçek bir cazibe merkezi. Açıkçası Osmanlı mirasının doğru dürüst korunduğu ender şehirlerden. Tuzla Camii, mimarisiyle bunun muhteşem bir örneği.

        Tuzla Gölü Avrupa’nın tek tuz gölü. Hem yerelde, hem de turistler için çok tercih edilen harika bir bölge. Bölgedeki tuz madenleri ve termal kaynaklar, aynı zamanda sağlık turizmini de öne çıkarıyor. Sanayisinin yanı sıra, bu alanda da ciddi yatırımlara ilgi göstermek gerekiyor.

        Tuzla’ya İstanbul’dan hat açılması, hem bu alana dair ilgileri daha da kolaylaştıracak, hem de Türkiye’nin bölgeye dair ilgisine yeni fırsat alanları açacak bir hamle.

        Seyahat boyunca Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt, Sivil Havacılık Genel Müdürü Kemal Yüksek ve beraberindeki heyet, pek çok önemli temasta bulundu. Bosna Hersek'in Tuzla Kantonu Başbakanı İrfan Halilagic ile Tuzla Kantonu’ndan hükümet yetkilileri de onlara eşlik etti. Türkiye'nin her adımı samimi bir destek buluyor. Bu çok önemli ve üzerinde daha fazla düşünmemiz gereken bir konu.

        SIRADA MOSTAR VAR

        Bu temasların devamında çok önemli ve stratejik bir hamle daha gerçekleşecek. Yeni hedef İstanbul-Mostar seferlerinin başlatılması.

        Resmî heyetle birlikte Türkiye’den gelen meslektaşlarımızın da katılımıyla Mostar’ı ziyaret ettik. Türkiye tarafından restore edilen tarihi Mostar Köprüsü’ne nazır Yunus Emre Enstitüsü merkezinde çay içtik. Pek çoğu yıkılmasına rağmen ayakta kalan camileri ve medreseleri ziyaret ettik. Bosna’ya defalara gittim. Ama Mostar’ın büyüleyici havası bambaşka.

        Burada heyetimiz Mostar Belediye Başkanı Mario Kordic, Hersek Neretva Kantonu (HNK) Başbakanı Marija Buhac’la görüşmeler yaptı. Açılacak yeni uçuş hattını bizden çok daha büyük heyecanla bekliyor ve destekliyorlar.

        Bu gerçekleştiği takdirde Sarajevo, Tuzla ve Mostar’la birlikte üç ayrı hatta uçuşlar gerçekleşecek. Muazzam bir akış ve beraberinde ticari ve kültürel anlamda yeni adımlar sağlanacak. Elbette iyi planlanması gerekiyor ve daha da önemlisi süreklilik. Bunları taşıyacak nitelikte resmî ya da gönüllü kadrolara ihtiyaç var. Gönüllü kısmının altını çiziyorum. Çünkü ancak bir tarih bilinci ve kalbî bir yaklaşımla aşılabilir bu zorluklar. (Resmî kadrolar konusunu, daha geniş bir yazıda ve Türkiye'nin kendi gönül coğrafyasındaki insan gücümüzle birlikte ayrıca ele almak istiyorum. Büyük gayretler var, ama eksikliklerimizi de görmek zorundayız.)

        Türkiye’nin bu coğrafyaya dair her adımında karşısında hayli kararlı ve geniş kaynaklar harcayan rakipleri var. Bunların neler yapıp ettiğini de dikkatle izlemek lazım. Şunu unutmadan. Attığı her adım gönülden karşılanan ve desteklenen ülke daima Türkiye. Ama hayatta hiçbir şey boşluk kaldırmıyor ve oralarda bıkmadan yorulmadan yapmamız gereken çok iş var.

        ALİYA’NIN MİRASI

        Merhum Aliya İzzetbegoviç’in kabrinin hemen yanında iki gece geçirdik. Heyetimizdeki herkesi derinden etkiledi bu durum. Kendisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hasta yatağındayken söylediği “Bosna'mı koru, Bosna'ma sahip çık. Buralar hep Evlad-ı Fatihan’dır, o size emanettir" sözlerini hatırladık. Rahmetle anıyoruz bir kez daha.

        Onun mücadelesini yakından takip edip bizlere ilk aktaran isimlerden, sevgili ağabeyim Süleyman Gündüz’ün anlatımıyla tamamlayalım:

        “Aşağılanan, tahkir edilen, ülkesinden sürülmek istenen bir topluma liderlik yapmış ve o toplum idealleri için canından vazgeçebilecek bir dünyanın inşacısı olmuştur. Aliya bir kitle heykeltıraşıdır. Tıpkı bir heykeltıraş, bir mermer bloku nasıl yontarak bir eser çıkarmışsa Aliya da bizim önümüze Bosna gibi bir eser çıkarmıştır."