Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Meğer ne zormuş...

Meğer bildiklerim, duyduklarım, tüm sözler, cümleler, laflar ne kadar yetersizmiş, eksikmiş. Meğer yaşamadan anlaşılmazmış babayı kaybetmek, babayı toprağa vermek...

Yıllardır, "Babanı kaybettiğin gün büyürsün" sözünü duyarım. Ama işittiğimde de bu kadar anlamlı olacağını hissetmiyormuşum meğer.

Oysa ki ben babamı buz gibi morgda, ardından gasilhane ve daha sonra da en büyük, en zor sınav toprağa verirken büyüyecekmişim de haberim yokmuş. Ne zor bir yolmuş o yol. Ah ne zormuş, meğer hiç haberim yokmuş.

Ben hala babamın en küçük kızıymışım. O güne kadar da hiç büyümemişim meğer!!!

Evet iki senedir hastaydı babam. Fakat son yedi aydır kötüydü. Beni, bizleri hiç hatırlamıyordu. Bir tek annemi hatırlıyordu. Annem de, "Beni unuttuğu gün" dediği gün var ya... İşte o gün de babam gitmeye karar verdi.

Ama yine babamız, dağ gibi orada duruyordu işte. Hatırlamasa ne olacak. O dağ gibi kuvvetiyle oradaydı. Sanki hiç gitmeyecek gibi. Bir cuma günü yoğun bakım ile başlayan sınavımız babamın, "Yoruldum benden bu kadar" diyerek gitmesiyle son buldu. Ve giderken de yine derslerini vererek, öğreterek bizi silkeleyerek gitti...

Birçok arkadaşım, "Babanın hasta olduğundan bile haberimiz yoktu" diye kızdı bana. Haklılar!!!

Fakat ben yakıştıramadım ki, dağ gibi babama bu durumu nasıl söylerim. Ben konduramadım ki, babacığıma bu durumu nasıl anlatayım. Hep bir umut vardı işte! İyileşecek yine gelip o balkonda köşesinde oturacaktı. Ah babacığımın acısını nasıl paylaşayım, kimlere anlatayım, nasıl yazayım.

Önce ben, biz kabul edemedik ki!!!

Velhasıl her canlının yaşayacağı durumu ben de yaşadım ve babamı kaybettim. Benim babam her zaman bizlerin arkasında dağ gibi duran, güçlü iradesiyle bizi ülkesine, milletine bağlı, sadık, çalışkan evlatlar yetiştirdi. Babam olduğu için gurur duyuyorum.

Yeri geldi pazarcılık yaptı ama bizi kimseye muhtaç etmedi.

Ve benim babam bir kere bile; "Siz kızsınız yapamazsınız" demedi. Bir kez bile ağzından "Siz kızsınız oturun oturduğunuz yerde" demedi. Ve;

-Kız kısmı çok konuşmaz.

-Kızlar bilmez.

-Kızlar yapamaz.

-Kadınlar evinde oturur.

-Kadın kısmının aklı kıttır.

Demedi... Benim babam tam aksine;

-Benim kızlarım her türlü zorluğun üstesinden gelir.

-Benim kızlarım yapar.

-Benim kızlarım başarır.

-Karışmayın benim kızlarıma.

-Ben kızlarımın her koşulda yanındayım, arkasındayım.

-Siz hata bile yapsan ben yanındayım kızlarım.

Derdi...

Evet biz de hata yaptık, kırdık, döktük. Ama bizi hiç bırakmadı. Hem de en zorlu yıllarda aslanlar gibi, kendi ayakları üzerinde duran, önce kız çocukları sonra da güçlü kadınlar yaptı bizleri.

Sadece bize değil, çok kişiye de faydası oldu. Anası, babası olmayana, tanıdığı, tanımadığına yardımı dokundu babamın. Ve o gün de, ona veda ederken, ektiklerini biçti. Resmen yağdı, babam için gerek yardım, gerek birçok yere bağış yağdı.

Herkese ama herkese sonsuz teşekkürler. Meğer ne önemliymiş böyle günlerde, böyle dost eli. Meğer ne önemliymiş bir can bir nefes hissetmek. Meğer ne önemliymiş sevildiğini bilmek.

***

Bizler babamızdan razıyız

Gasilhanede ve sonrasında babamın tüm gün boyunca son yolculuğunda bize eşlik eden Mustafa hocam, "Bizler işimiz gereği çok aileye tanık oluyoruz. Bir babanın arkasından böyle konuşan evlatlar olması ne kıymetli. Araya erkek evlat girmeden beş kız çocuğunu en zorlu şartlarda, en iyi şekilde büyüten adam çok huzurludur. Siz içinizi rahat tutun" demesi ile içimiz rahat ettirmeye çalışsak da, gitti babamız.

Evet biz beş kız babamızdan razıyız. Özellikle son yıllarda tanık olduğum, gördüğüm, gözlemlediğim babaları düşünürsek babamızdan nasıl razı olmayalım. Meğer ne şanslı çocuklarmışız.

Son anına kadar da dibinden, yanından ayrılmadık. İnşallah o da bizden razıdır.

***

Şimdi daha çok çalışma ve ayakta durma zamanı

Babam tembel insan hiç sevmezdi.

Çalışan, üreten insan severdi. Artık bizim için daha çok çalışma, üretme zamanı.

Tanıdığım, tanımadığım, arayan, soran, ulaşan, ulaşamayan herkese sonsuz ama sonsuz minnettarım. Bu günlerde gerçekten çok önemliymiş bunu hissetmek. Ne desem az.

Bu kadar sevildiğimi inanın bilmiyordum. Acımı benimle yaşayan insanlar var. Babama son yolculuğunda hak ettiği bir veda yaptık. Ne desem az. Çok ama çok teşekkür ederim.

***

Ah Metin sana da veda edeceğim hiç aklıma gelmezdi

Tam da babama üzüldüğüm, acı duyduğum günlerde Metin Arolat'ı kaybettiğimiz haberi geldi.

Ne desem az.

Korkunç üzgünüm. Güle güle Metin. Nur içinde yat güzel yürek.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar