Bir haftadır gündemde Milli atıcımız ve tüm dünyanın o meşhur pozuyla bildiği Yusuf Dikeç'in annesi ile fotoğrafı ve söylenenler var.
İnanın okuduğum andan bu yana bu konuya aşırı gerginim. Konu bile etmek istemiyorum böyle saçma sapan insanları, söylenenleri. Bu düpedüz zorbalık...
Ama her gün önüme düşüyor, illa ki, birileri paylaşıyor ve bu konu maalesef her masada konuşuluyor.
Neymiş efendim Yusuf Dikeç annesi ile paylaştığı fotoğraf sonrası densizin biri; "Maalesef yine rezil olduk dünyaya. Keşke annenizi paylaşmasaydınız. Elbette kendisine saygı duyuyorum, sonuçta o da bir insan" diye saçma bir paylaşım yaptı.
Nasıl kirli, çirkin, kötü bir zihniyet!!! Sen kimsin ve kime rezil oluyoruz!!!
İnanın bu zihniyetten nefret etmek bile onları önemsemek aslında.
Çünkü bu insanların zihni kirli, pis, kötü.
Pardon da; Sen kimsin de, kimi beğenmiyorsun ya da beğenmiyorsunuz?
Ben bu insanları tanımıyorum. Bu insanlar ile aynı memlekette yaşıyor, aynı havayı kokluyor olamayız. Sanırım bu korona aşıları bazı kirli zihinleri daha da ortaya çıkarttı. İyiden iyiye memleketi daha da kirletiyorlar düşünceleri ile.
Allah bizi bu kötü insanlardan korusun. Lütfen bir bitin, bir gidin, bir yok olun. Hatta memleketi terk edin. Hatta gidin o rezil olduğunuzu düşündüğünüz memleketlerde mutlu mesut yaşayınız.
***
Hiç cevap vermeye değmez
Yusuf Dikeç o yorumlara “Annesinden utanan ülkesinden utanır” diye yanıt vermiş.
Böyle kirli zihinler laftan anlar mı Allah aşkına. Yanıt vermeye bile gerek yok bu tiplere.
Yok saymak gerek...
Yaşamıyorlarmış gibi...
***
Son yıllarda
Maalesef özellikle son 10 senedir, "Bilmem kimin ailesi, bilmem kimin babası, annesi" diye diye insanların ağzından bir şeyler duyuyorum. Ve birileri yüzünden utanmaktan gerçekten yoruldum.
Bizler de bu memlekette çocuk olduk, genç olduk. Okullara gittik, ortamlara girdik. Bizler neden hiç böyle çirkin saldırılara denk gelmedik. Bizler öyle çocuklardık ki, birbirimizin dinine, diline, rengine, parasına, üzerine giydiği kıyafete, evine, koltuğuna, arabasına bakmadık.
Bizler zenginiyle, fakiriyle, kapıcı çocuğu ile, doktor, hakim, öğretmen çocukları ile oynadık sek sek oynayıp, ip atladık. Kirlendik, kapının önünden avazımız çıktığı kadar "Anneeee" diye bağırdık.
Birbirimizi hiç küçümsemeden, ayrıştırmadan, küçümsemeden yaşadık.
Hatta birbirimizin evine girip, ekmek arası bir şeyler yedik.
Aşımıza ortak olduk.
Ama bu çirkinliği yaşamadık. Şimdi millet birbirinin anasını-babasını, kıyafetini, arabasını, evini beğenmez olmuş, laf ediyor.
Hadi oradan!!!
Siz kimsiniz arkadaş da kimi beğenmiyorsunuz. Eğer "Nefret" diye bir duygu varsa bu insanlardan da ötürü içimizde kocaman bir nefret oluştu.
Bu dönem nefretle hatırlanacak bu reziller yüzünden.