Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

HABERTURK.COM

30 Mart seçimleri öncesi son durum ne? Yasa dışı dinlemelerle ilgili hangi adımlar atılıyor? Yargı ve Emniyet'teki yer değiştirmeler sürecek mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan A Haber – Atv ortak canlı yayınında Sabah Gazetesi yazarları Mehmet Barlas, Mahmut Övür, Rasim Ozan Kütahyalı ve Erdal Şafak'ın sorularını yanıtladı.

İnternet Yasası'nın ardından yeni adımlar atacaklarını belirten Erdoğan, "O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var. Acaba dünya ne der falan... Benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yedirmeyiz." dedi. "Kapatılmaları da dahil mi?" sorusuna ise "Evet kapatılmaları da dahil" şeklinde yanıt verdi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:

Meydanları nasıl görüyorsunuz? Yasa dışı dinlemeler, paralel yapı tartışmaları oy tabanınızı nasıl etkiliyor? Seçim öncesi bir provokasyon riski görüyor musunuz?

Elazığ'da bugün bambaşka bir coşku vardı. Bugün Elazığ'a Başbakan olarak 16'ıncı gidişimdi. Biliyorsunuz gakkoşların heyecanı farklıdır. Çok açık ve net onu gösterdiler. O coşku bir şeyi gösteriyordu, bu paralel yapı meselesi halkı birbirine çok farklı bir şekilde kenetlemiş. Malatya'ya geldik, Malatya tarih yazdı bugün. Emniyet'in söylediği rakamlar 100 bin dediler. Paralel yapıya girmeden meydan birinci ikinci dediğiniz zaman üç kafadarın üçüncüsünü demeden halk hemen tepkisini koyuyor. vatandaş enteresan sloganlar uydurmuş. İnsan bunları görünce o duygu o tepki çok çok farklı. Öbür taraftan bakınca muhalefet montaj diyor. Bunların montaj tekniği çok farklı. Onlar onunla oyalana dursunlar biz yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz. Milli irade sandıkta en güzel şekilde tecelli ederek en güzel cevabı verecek.

SARIGÜL'ÜN BİR VATANDAŞA YUMRUK ATMASI: HAZIMSIZLIK

Doğrusu ben provakasyon beklemiyorum. Ama olmaz da diyemeyiz niye çünkü gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin İstanbul'da Trabzonlular gecesi düşünün sizi kabullenmiyor toplum, siz çıkarken oradan birisi belki size laf da atmış olabilir. Ama kalkıp siz ona yumruk atarsanız bir siyasetçi olarak, bunun nasıl bir hazımsızlığı ortaya koyduğunu görmüş oluyoruz.

Bu şunu getirir demekki, yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında vs. beklediği neticeyi göremeyince artık bir hırçınlaşma başladı. Ertesi gün mesela yine Eyüp'te konuşma yaparken bir tane vatandaş alkışlamıyor, alkışlamayınca teneke gibi orada ne duruyorsun çek git diyor. Alkışlar veya alkışlamaz. Ondan sonra bugünkü açıklamalarını gazetelerde okuyoruz, "O zaten Ak Partili, Fatih Belediyesi'ndeki Ak Partili Belediye Başkan Yardımcısının kardeşi diyor. Olabilir adam Trabzonlu. Adamlar Trabzonlular gecesine geldi, CHP'liler gecesine gelmedi ki. Ama sen İstanbul'a Belediye Başkanı olmaya karar verdiysen sen tüm İstanbulluların Belediye Başkanı olacaksın CHP'lilerin Belediye Başkanı olmayacaksın. Dolayısıyla mesajını da buna göre vermek zorundasın. Ama sen daha ilk elde kaybettin işi. Niye? Dedi ki "O Ak Partililerin" Sen Ak Partililerin Belediye Başkanı olmayacak mısın? Böyle bir mantık olmaz.

MUSTAFA KOÇ ERDOĞAN'DAN RANDEVU ALMAK İÇİN BARZANİ'DEN ARACI OLMASINI İSTEDİ Mİ?

MEHMET BARLAS: Bildiğim kadarıyla sizden randevu isteyenler kuyrukta bekliyor. Mesela ünlü medya patronuna randevu vermeyeceğinizi söylediniz. Mustafa Koç'a da şu ana kadar hiç randevu vermiyordunuz. Sonra pazar günü Mustafa koç'un Fethullah Gülen'le neler konuştuğunu anlattığı röportajı Hürriyet'te yayınlandığı gün siz de onu Ankara'da kabul ettiniz. Bir söylenti duydum doğru olabilir mi; sizden randevu alabilmek için bir dış ülkedeki kişiden aracılık istemişler. Doğru mu?

Doğru ama ismini benden almayın.

M. Barlas: Ben söylesem olur mu? Barzani. Mustafa Koç'un sizinle görüşmesi için Barzani aracı olmuş.

Kendileri de böyle bir ricada bulundular. Şöyle söyleyeyim, Koç Grubu'nun Kuzey Irak'ta da yatırımları var. Dolayısıyla bu yatırımlar nedeniyle herhalde bağlantıları oluyor. Ama bizim randevu olayı Ali Bey'den geldi. Ali Bey'den gelince dedim ki büyük ihtimal Ali Bey son zamanlarda gerek Fenerbahçe gerek vs. bu gibi konularla benle görüşecek dedim. Mustafa Bey ile ilgili konu da daha önceden olunca özel kalemime abi kardeş ikisi beraber gelsinler dedim. Geldiklerinde açıkçası Hürriyet'teki o söyleyişiye de hiç girmedim.Sadece orada özellikle yapacakları yatırımlar noktasında konuşmalarımız oldu. Hatta Kuzey Irak ile ilgili konulara da girmedik. Ağırlıklı olarak şu anda Kocaeli Yeniköy'de büyük bir yatırımlarından bahsetti.

Aydın Doğan da Barzani'yi ararsa sizden randevu alabilir mi?

Yok. Aydın'ın işi zorlaştı. Onun daha farklı yerleri devreye sokmak lazım. Çünkü şu andaki yayın politikalarıyla çok çok ahlaki olmayan yollara giriyorlar. Özellikle köşe yazarlarıyla hiç ahlak şu bu yok. Ben zaten paralel yapının adeta bir yayın organı gibi bir çalışmanın içindeler. Köşe yazarları da aynı şekilde öyle. Geçenlerde içlerinden bir tanesini deşifre ettim biliyorsunuz. Mesela yasa ihlalleri oluyor. Ve bunu savunuyor. Bunu savunan gazete ile nereye gidersiniz? Meclis'te bu yayınlar yapılıyor, kalkıyor bunu savunuyor. Anayasa ihlalleri yapılıyor bunları savunuyorlar. Bu insanlara kalkıp da buyurun gelsinler konuşalım diyemem. Benim yaradılışıma ters.

"BİR KISIM YARGI ADİL KARAR VERECEK DURUMDA DEĞİL"

MAHMUT ÖVÜR: Başbakan dinleniyor, Başbakan'ın Bakan ile konuşması dinleniyor. Ve siz bunu meydanlarda casusluk diye tanımlıyorsunuz. Peki bunun karşısında ne yapıyorsunuz? Bunun müeyyidesi nedir? Toplum bunu merak ediyor?

Mahmut Bey bunun müeyyidesi çok ağır. Casusluğa, ajanlığa giriyor bu dinlemeler. Fakat şu anda bir kısım yargı henüz adil bir karar verecek durumda değil. Hukuki yarıyı da o şekilde dizayn etmişler. Bir defa bunun bir düzene sokulması lazım. Biz olaya neden HSYK'dan başladık? Çünkü alt derece mahkemelerde herhangi bir cezai müeyyide uygulayamıyorsunuz. Kapanın elinde kalıyor. İsteyen istediğini istediği zaman istediği şekilde dinleyebiliyor. Sadece dinleme değil, ortam, görüntüleme hepsi var. Bunların hepsini yapıyorlar. Açıklanan onbinlerce yüzbinlerce insan dinlendi. Geçenlerde biliyorsunuz, Başsavcı bu rakam 3 bin falan değil dedi.

"30 MART SONRASI YARGIDA DÜZENLEME ŞART"

Bunun daha geleceği var dedi. Niye? çünkü açıldıkça ve yaptıkları atamalar neticesinde göreve başlayan savcılar bir de bakıyorlar ki karıştırdıkça başka şeyler çıkıyor. Bu arada birçok şeyler de CD'ler vs. kaçırılmış durumda. Bir taraftan da iz sürülüyor. İş burada bitmiyor ki. Bir üst mahkeme var. Şimdi yargıdaki durum ne olacak? Yargıya geldiğiniz zaman orada da farklı bir düzenleme var. Dolayısıyla adil bir düzenleme yapmadığınız sürece netice almak mümküm değil. Adam kalkıyor diyor ki; hakarete ağırlaştırılmış eleştiri diyor. veya dinlemelerle ilgili, dinlemedi diyebilir. Çok zor bir şey değil. Bizim başımızda bilirkişi denilen bir bela var mesela. Yani nasıl bir bilirkişiye gönderecek bunu? Gönderdiği bir bilirkişi kalkıp istedikleri istikamette bir rapor hazırladığı anda her şey bitmiştir. Kendini de ajanı da casusu da kurtarıyor. Ve casusluk olayının müeyyidesi de tabi çok ama çok ağır. Dolayısıyla bizim şu anda şu 30 Mart'ı atlattıktan sonra önümüze çok farklı bakmak zorundayız. Yargıda bir düzenlemenin yapılması şart. Bunun adımlarını atmadğımız sürece ulusal güvenliğimiz tehdir altındadır. İlk adımını bunu attık. Ben inanıyorum ki vatandaşım rahatlayacaktır.

"KRİPTOLU TELEFON KULLANMAYI BIRAKTIM"

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak Bakanlarınızla ya da devletin önemli isimleriyle mesela MİT Müsteşarı ile dinlenme riski olmadan konuşabilecek durumda mısınız?

Hayır şu anda değil. Şu anda güvenilir hat denilen kriptolu telefonları kullanmıyorum bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum, dinlerseniz dinleyin diyorum. Bu işin rezilliği çıktı.

Bu durumdan nasıl kurtulunacak devlet için risk bu.

Şu anda TÜBİTAK vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz, buraları temizleyeceğiz. Bu işin lamı cimi yok öyle hafiften geçemeyiz. Ve mutlaka bunun hesabını en kararlı ve ciddi şekilde soracağız. Bunların inlerine gireceğiz derken bunları söylüyorum. Ve bunun ortakları içinde ana muhalefet de var, diğerleri de var. Niye? onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadeleyi vermiyorlar onlar da bunun hesabını verecekler.

ERDAL ŞAFAK: Yargıda ve Emniyet'te paralel yapının elemanlarınca şantaja ve baskıya maruz kalma korkusu var. Bu korkuları gidermek için nasıl bir adım atmayı düşünüyorsunuz?

"GEREKİRSE YOUTUBE VE FACEBOOK'U KAPATIRIZ"

İnternet yasasına malum çevreler itiraz ettiler. Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var. Acaba dünya ne der falan... Benim ve bazı arkadaşlarımın bu konuda kararlılığımız var. Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yedirmeyiz. Kapatılmaları da dahil. Çünkü bu insanlar kazançları için her türlü ahlaksızlığı, ajanlığı, casusluğu teşvik ediyorlar. Bunun bir sınırı yok. Böyle bir özgürlük anlayışı olamaz. Bizim ilk etaptaki hedefimiz karar mekanizmalarını temizlemek. Çünkü temizlediğimiz takdirde yavaş yavaş aşağıya doğru inecektir. Ondan sonra asıl korku onları alacak. Çünkü karar mekanizmalarındaki ağabeyler yok olunca o zaman korku bacayı saracak. Bir de yargı mekanizması onların düşündüğü şekilde oluşmayınca o da tabi onları ciddi manada vuracaktır.

MEHMET BARLAS: Kırım konusunda bizim net tutumumuz nedir?

Bu konu ile ilgili bizi bağlayan bazı ulusalararsı bazı anlaşmalar var. Her şeyden önce bir NATO ülkesiyiz. Öğrendiğim kadarıyla bir özerk cumhuriyet olarak böyle bir referandum kararı verme yetkileri de yok. Dolayısıyla bu Ukrayna'yı çok zor bir yöne doğru götürür. Putin'le ağırlıklı olarak Kırım Özerk Cumhuriyeti hakkında konuştuk. Ayrıca Putin ile yaptığım görüşmede, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü korumak için bütün gayretimizi göstermek zorundayız diye belirttim ve o da bu görüşüme katıldı.

"UKRAYNA'YA YAZIK OLUR"

ABD'nin bu tavrı ne denli devam eder tabi onu da bilemiyorum. Biz Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılmasını düşünemiyoruz. Ukrayna'ya yazık olur. Ukrayna'daki sokaka gösterileri merkezden yönetildi. Bizdeki Gezi olaylarındaki aynı şeyler Ukrayna ve Mısır'da da vardı. Kırım hiç bir zaman sağlıklı bir yaşama kavuşamadı. Bizim Tatar kardeşlerimize çok ciddi desteklerimiz oldu. Okul yaptırdık, tarihi eserleri restore ettik, özgüvenleri gelişsin diye...

"OBAMA İLE GÖRÜŞMEMDEN UMUTLUYUM"

Obama’ya ne gerekiyorsa hepsini söyledim. Benim ülkemdeki huzursuzluğun sorumlusu sizin ülkenizde dedim. Ne gerekiyorsa yapacaktır. Bu konuda umutluyum.

"YEREL SEÇİMDEN HABERLERİ YOK"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerel seçimi konuşmuyor. "Sen Çankaya Köşkü'ne çıkamayacaksın" diyor. Biz burada yerel seçimi konuşuyoruz. Adam yerel seçimi konuşmuyor. Milletimiz matematik hesap yapıyor. Ya bu yerel seçim, neyin hesabını yapıyorsunuz. Haberleri yok. Meydanların diline çok önem veririm. Diğerleri meydanlara çıkamayacak. Mahalle aralarında seçim koordinasyonları kuruyorlar. Şu anki planımız 55-60 şehir. 55 şehiri alacağımızı düşünüyorum.

"AÇIK ARA BİRİNCİ OLMAK İSTİYORUZ"

Şu andaki hedefimiz açık ara birinci parti olmak istiyoruz. En fazla büyükşehir belediyesi almak istiyoruz. Çünkü 30 büyük şehir yüzde 70 seçmeni temsil ediyor. Bu yüzden çok önemli.

'PARÇA PARÇA BİRLEŞTİRİLMİŞ, BENCE BİR MONTAJ'

Eski adalet bakanı Sadullah Ergin'le yaptığınız konuşmayla ilgili açıklamalarınız muhalefette ve bazı basın organlarında çeşitlitartışmalara yol açtı. Sayın Kılıçdaroğlu sizin adaleti arka bahçeniz haline getirdiğinizi iddia etti veaçıklamalarınızı itiraf olarak değerlendirdi. Ne dersiniz bütün bunlara?

Adalet Bakanı ile yaptığım konuşma da yine parça parça birleştirilmiş. Şu anda Adalet Bakanı'mın Alevi ifadesi de bence bir montaj. Hatay'da bir kritik seçim süreci var. Bu durum da sayın Kılıçdaroğlu'nun çok hoşuna gider. Dinlenmemiz anayasaya aykırı. Bu medya onurlu olsa bunları yayınlamaz. Kim dinliyor? Paralel yapı... Bunu nereden dinliyor, aramaya gerek yok; TÜBİTAK."

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ