Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, Burdur'da konuştu:

İl Başkanı Sami Sinan Candeğer ile bir süre sohbet eden Özdağ, gazetecilere, Tefenni Belediye Başkanı Ümit Alagöz ve beraberindekilerin partisine katılması sebebiyle ilçedeki rozet takma törenine katılacağını söyledi.

Ankara'da 8 Aralık'ta ikinci olağan büyük kongrelerini yapacaklarını ifade eden Özdağ, kongrede yeni genel idare kurulu ve merkez disiplin kurullarının seçileceğini kaydetti.

Özdağ, partisinin yeni genel idare kurulunda kamuoyunun tanıdığı isimlerin yer alacağını vurgulayarak, "Eski Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, 15 Temmuz FETÖ'cü darbesini Ankara'da bastıran il emniyet müdürü genel idare kurulu üyemiz olacak. Türk Dışişleri Bakanlığının saygın isimlerinden emekli büyükelçi Halil Akıncı yine Zafer Partisi Genel İdare Kurulunda yer alacak." diye konuştu.

Partisine, ekonomi ve bürokrasi dünyasından önemli isimlerin de yapacakları görüşmelerde katılacağını dile getiren Özdağ, şöyle devam etti:

"Tefenni Belediye Başkanımız adaşım Ümit kardeşim Zafer Partisine katıldı. Önümüzdeki süreçte başka belediye başkanlarının da Zafer Partisi saflarında yer alacağını düşünüyorum. Sadece belediyelerden katılım olacağı inancında değilim. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden de Zafer Partisine katılımlar görürseniz şaşırmayın. Bu konudaki görüşmeler de devam ediyor. Kamuoyuyla ilk kez Burdur'da paylaşıyorum. Olumlu gelişen bazı görüşmelerimiz var zamana bağlı ama olacak inşallah."

- "Türkiye'nin menfaatlerini temsil etmiyor"

Bir gazetecinin Suriye'deki gelişmelere ilişkin sorusu üzerine Özdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bazı trol kaynakları Halep'in Türkiye'nin eline geçtiğini söylüyorlar, Allah akıl fikir versin. Allah zeka versin. Bu saldırıdan 6 saat önce Esad'ın Netanyahu tarafından tehdit edildiğini unutmayalım. Bu operasyon, HTŞ tarafından başladıktan sonra Özgür Suriye Ordusu birliklerinin PKK'nın mevzi kazanmaması için yapmış olduğu hamle bakımından taktik bir öneme sahiptir. Bunun dışında Türkiye'nin menfaatlerini temsil etmiyor. Aslında bu, PYD'nin daha sonra HTŞ'nin kontrol ettiği bölgeler üzerinden Akdeniz'e açılım stratejisinin zemininin hazırlanmasıdır. Ne yazık ki hadiselerin Türkiye'nin lehine geliştiğini ifade etmek mümkün değil. Bizim açımızdan önemli olan, milli çıkarlarımızı temsil edecek olan şey Suriye'nin bölünmemesidir."