CHP Genel Başkan Yardımcısı Nazlıaka, basın toplantısında 2024'ü değerlendirdi:

Kadınların kazanılmış haklarına dokunulmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Nazlıaka, Türk Medeni Kanunu'na müdahale edilmesine karşı geleceklerini ifade etti.

Nazlıaka, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içerisinde gelir eşitsizliğinin en yüksek ülke olduğunu, kadınların gelirinin, ortalama gelir seviyesinin altında yer aldığını öne sürdü.

Eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, HPV aşısının ücretsiz olacağına yönelik bir söz verdiğini hatırlatan Nazlıaka, "Ancak bu sözü tutmadı. Ülkemizde sırf 2020'de 2 bin 532 kadın rahim ağzı kanseri tanısı aldı. HPV aşısı, rutin aşı programına alınmalı ve ücretsiz olmalıdır. Bu hizmeti ücretsiz sunan CHP'li belediyeler örnek alınmalıdır." diye konuştu.

Aylin Nazlıaka, kadınların akademide temsilinin yüksek olduğunu ama eşitsizlik ve "cam tavan" sendromunun unvanlar yükseldikçe somut bir şekilde kadınların karşısına çıktığını anlattı.

DİSK Genel İş Sendikasının yayınladığı "Kadın Emeği Raporu"na göre Türkiye'de istihdamda cinsiyet açığının yüzde 34,6 olduğunu belirten Nazlıaka, "Her 10 kadından sadece 3'ü çalışma hayatı içerisinde yer alıyor. Kamuda istihdamın sadece yüzde 34'ünü kadınlar oluşturuyor. Geniş tanımlı kadın işsizliği 4,5 milyon civarında. 12 milyona kadın, ailevi, kişisel nedenler ve bakım yükü nedeniyle çalışma hayatına katılamıyor." ifadelerini kullandı.

- "100 kadının 72'si akşamları tek başına yürürken güvende hissetmiyor"

Nazlıaka, Türkiye'nin çekildiği "İstanbul Sözleşmesi"nden vazgeçmediklerini ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'unun "amasız" ve "fakatsız" uygulanması gerektiğini vurguladı.

Yapılan bir araştırmada, ücret farklılıklarının ve fırsat eşitliğinin önemli sorunlar arasında devam ettiğini düşünen kadın sayısında artış olduğunu bildiren Aylin Nazlıaka, "Cinsiyet eşitliğinin kendi işlerini kurmalarında engel olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 14'ten yüzde 20'ye yükseldi. Kadınların yüzde 35'i, cinsiyetleri nedeniyle iş yerlerinde kendilerini rahatsız; yüzde 17'si güvensiz hissediyor; yüzde 16'sı ise tacize uğradığını düşünüyor. 100 kadının 72'si akşamları dışarıda tek başına yürürken, yüzde 43'ü toplu taşıma araçlarına bindiğinde, yüzde 55'i ise taksiye tek başına bindiğinde kendini güvende hissetmiyor." dedi.

Ekim ayında Kadın Destek Uygulamasına (KADES) saatte en az 45 kadının ihbarda bulunduğu bilgisinin verildiğini söyleyen Nazlıaka, şöyle devam etti:

"Neredeyse her dakikada Türkiye'deki bir kadın yardım çığlığı atıyor. Devletten yardım istiyor da ne oluyor? 8 ayda en az 36 kadın, polis ve savcılığa başvurmasına rağmen göz göre göre katledildi. Kadına yönelik şiddetin sebebi eşitsizliktir, kadın erkek eşitliğine inanmayan uygulamalar ve politikalardır. Kadınlar göz göre göre katledilirken, 85 milyonluk Türkiye'de sadece, 83 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) var. Bu kabul edilemez."

- "Karar, içimizi soğutmamış; kamu vicdanını rahatlatmamıştır"

Soru üzerine Narin Güran cinayeti davasında açıklanan kararı değerlendiren Nazlıaka, şunları kaydetti:

"Bu kararı ve davayı bir utanç davası olarak değerlendiriyorum. Narin cinayetinin üzerindeki sis perdesi ortadan kaldırılamamış; birçok soru cevapsız kalmıştır. Katiller kimler, neden öldürdüler, olayın örgüsünde başka neler var, sürecin içerisinde başka neler yaşandı, hiçbirini bilmiyoruz. Gerçekten adalet tecelli etti mi, tüm suçlular cezalandırıldı mı, bu konuda çok ciddi şüphelerimiz var. Bu davaya sahip çıkmaya, takipçisi olmaya devam edeceğiz. Karar, içimizi soğutmamış; kamu vicdanını rahatlatmamıştır."