Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Adana Altın Koza Film Festivali'nde 'Onur Ödülleri’ verildi
        • 1
        • 2

          Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar başkanlığında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında 30'uncu kez sinemaseverlerle buluşan Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde 'Onur Ödülleri' sahiplerini buldu. Gani Müjde'nin sunumuyla gerçekleşen törende 'Onur Ödülleri' Perran Kutman ile Cihan Ünal'a takdim edildi.

           

          Açılış konuşmasına; sanatçıları, sinema emekçilerini ve konukları selamlayarak başlayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar; Altın Koza'yı marka haline sanatçıların getirdiğini belirterek, minnettarlıklarını ifade etti ve "Adana sanatı benimseyen, bilen ve seven insanların yaşadığı, çok sanatçı yetiştiren bir şehir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk sanata ne kadar önem veriyor ve seviyorsa, Adanalılar da sanatı o kadar seviyor. Adanalı olmaktan gurur duyuyorum. İlelebet payidar kalacak Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında, Adana Altın Koza Film Festivali'nin 30'uncusunu yapıyoruz. Festivalimiz her yıl bir öncekinden daha iyi oluyor. Türk sinemasına, tiyatrosuna ömürlerini veren, büyük başarılara imza atan, çok sevilen sanatçılarımız Perran Kutman ve Cihan Ünal'a, onur ödülünü kabul ettikleri için teşekkür ediyorum." dedi.

        • 3

          Perran Kutman'a ödülünü, Halil Ergün takdim etti.
          Perran Kutman: Sinemamızın bir emekçisi olmak benim için onurların en büyüğü. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında sinema adına yapılan bu organizasyonun bir parçası olmak o kadar mutluluk verici ki. Güzel insan demek Adanalı demek benim için. Sinemaya tutkulu insanların şehri demek. Pamuk demek, sanat demek, bereket, barış ve sevgi demek... Tüm Adanalılara, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 

        • 4

          Cihan Ünal'ın ödülünü, Zeydan Karalar ile Biket İlhan verdi.
          Cihan Ünal: Eylül ayının son günlerinde, sonbahar yapraklarıyla örtülü bahçemizde rengarenk çiçekler açtı bu anlamlı ödülle. Altın Koza'da emeği geçen, başta sevgili, değerli belediye başkanımız Zeydan Karalar olmak üzere, tüm jüri üyelerine, etkinliğe katılan sanatçılara ve sanatseverlere sonsuz teşekkürler.

        • 5

          Yönetmenin ilk filmi: 'Kıyıda'
          Büşra Bilginer:
          Bocaladığım, zorlandığım, film içinde çok şey öğrendiğim bir süreç oldu.
          Mimar Sinan Güzel Sanatlar'dan geçen sene ay mezun oldum. Üniversitede birinci sınıfta hikâyeyi yazmıştım. Tamamen bir ailenin içinde herkesin ne kadar farklı yaralar alabildiğini yazdım. Hikâye zamanla evrilerek bu hale geldi. Karakterler çevremde gördüğüm tipler. Çok iyi tanıdığım karakterler üzerine hikâye yazdım. Babanın yokluğunun daha güçlü olacağını düşündük. Varlığını görmektense yokluğunu görmenin daha güçlü olacağını düşündük. Aslında mezuniyet projesi olarak başladım. Sonra mezuniyet projesinin ötesinde bir şey yapmak istedim. Sınırları zorlamak istedim. Boyumdan büyük işlere kalkıştım ama çok şanslıyım ki çok harika bir ekiple çalıştım. Herkes ben bu işin içindeyim diyerek destek oldu. Bocaladığım, zorlandığım, filmin içinde çok şey öğrendiğim bir süreç oldu" dedi.

        • 6

          'Annesinin Kuzusu'... Siz annenizin kuzusu musunuz, yoksa kurbanı mı? 

          Feride Çiçekoğlu: Acılarımızın büyük kısmını aile içinde ediniyoruz ve bunları konuşmuyoruz. Alışılmışın dışına çıkmak istedik ama bunu kavramsal bir yerden yapmadık. Hikayenin sahici yanları da var ve bunu cesaretle yazmak istedik ve cesareti için yönetmenimizi kutluyorum. Bize çok çile çektirdiğini düşündüğümüz bir sözümüz var. Kol kırılır yen içinde kalır. Bizim acımızdır bu. Aile çok övülüyor, çok baş tacı yapılıyor. Acılarımızın büyük kısmını aile içinde ediniyoruz ve bunları konuşmuyoruz. Filmimiz kurmaca bir hikâye ama çoğumuz kendimizden izler bulmuşuzdur.
          Umut Evirgen: Aslında bir taraf tutmamaya çalıştım. Anneyi, babayı, çocuğu masum ya da suçlu göstermemeye çalıştım. Ben filmler daha çok bana değsin, benimle alakalı olsun istiyorum. Travma diye adlandırmak istemiyorum ama gözlemlediğim, maruz kaldığım, maruz bıraktığım şeyleri anlatmak istiyorum. Bu sebeple böyle bir film tercih ettim. Bu filmde annemle ilgili uğraştım, belki bir sonraki filmde babamla ilgili uğraşırım. Akışı çok gerçekçi kurmadık. Tabii ki kurmaca ama bende bıraktığı hisler, duygular gerçek aslında.

        • 7

          Dünyadaki 650 milyon çocuğun hikâyesi: 'Ceylin'
          Tufan Şimşekcan:
          Orhan Kemal'in Bir Zamanlar Çukurova'da hikâyesinden bu yana, hatta daha öncelerinden hiç değişmeyen bir sürece tanık olduk, paylaştık. Filmimizle bu farkındalığı umarım oluşturabiliriz. Çünkü çok acı. Orhan Kemal'in Bir Zamanlar Çukurova'da hikayesinden bu yana, hatta daha öncelerinden hiç değişmeyen bir sürece tanık olduk, paylaştık. Adana'nın pek çok bölgesinde binlerce çadır var. Pek çok çadır kent var. Özellikle kız çocukları 12-17 yaş arasında başka bir çadıra götürüyorlar. Bu çadırlarda da erken yaşta zorla evlendiriliyorlar. Çocuk doğurmaya zorlanıyorlar. Orada bir çocuk, bir yevmiye demek. Çok acı duruma tanık olduk. Binlerce çadırda bu süreç devam ediyor. Bir nevi ortaçağ gibi yaşanıyor aslında. Bizler fark edemiyoruz belki ama filmle farkındalık yaratmak istiyoruz.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa