Tempo yapsa fark olurdu

Beşiktaş maça temkinli ve kendi yarı sahasını daha çok kontrol eden bir anlayışla başlamasaydı iş çoktan bitmiş olacaktı. Çünkü Olympiakos kalite anlamında Beşiktaş’ın yanına bile yaklaşamaz. Zaten Siyah-Beyazlı oyuncular da bunun bilincinde olacak ki ilk yarıda kendilerini çok sıkmadılar. İleriyi de düşünmediler. Quaresma bile çoğu zaman geride Gökhan Gönül’ün açıklarını kapattı. Bir ara orada çakılı bile durdu. Zaten ofansta etkisiz görünmelerinin de sebebi buydu. Kanatlar hiç kullanılmadı. Babel ise geldiğinden beri en kötü gününde olunca o bölge tamamen düştü.

Aradaki bu kalite farkını Yunan takımı ancak kora kor mücadele ve Beşiktaş’a boş alan vermemekle kapatmak istedi. Bunda ilk yarıda başarılı oldular. Attıkları gol ise Tosic ile başlayan savunma hatalarının topyekün hediyesiydi. Şenol Güneş devreden sonra kırmızı kart görme ihtimali yüksek Tolgay’ı kenara alıp Oğuzhan’ı sahaya sürünce orta alana canlılık geldi. Quaresma da bu kez inisiyatifi alınca Beşiktaş golü atacağının sinyallerini vermeye başladı. Bu kez tıpkı Tosic’te olduğu gibi Olympiakos kalecisi Leali’nin Aboubakar’a “Al da at” dediği topla takımımız turun kapısını araladı. Olympiakos, Avrupa kupalarında oynamaya alışkın bir takım. Bu konuda tecrübeliler ancak güçlerinden çok şey kaybetmişler. Beşiktaş oyuna bildiğimiz tempoda başlasaydı, buradan farklı bir skorla dönüp tur biletini cebine koyardı. Ama anlamsız bir biçimde o baskıyı kuramayıp defansif anlayışı benimsemek işin burada bitirilmesine engel oldu. Yine de tebrikler Kartal’ım... Bir futbol şanssızlığı yaşanmazsa çeyrek finale çıktık diyebiliriz. Ancak şunu da belirtmekte yarar var, futbol ciddiyet işidir. O ilk yarıdaki savunma laubaliliğinin bir daha yaşanması, ileride korkulu rüyalar görülmesine yol açabilir.