Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beşiktaş dün akşam iyi miydi, tabii ki eski ofansif görüntüsünden çok uzaktı... Ama şu bir gerçek ki; vasat da olsa Türkiye standartlarının üzerinde bir takım Beşiktaş. İyi de kötü de gözükse, istediği zaman rakibini boğan bir yapısı var.

        Dünkü gibi oyunlar, bu yarışta her zaman olacaktır ve zorluk dereceleri de hep yüksek olacaktır. En önemli rakiplerine tarihi fark atmış bir takım, karşında da düşme korkusunu iliklerine kadar hisseden bir ekip... Bütün bunları birleşince oyunun inişli-çıkışlı olması gayet doğal. Buna bir de bekleyen zorlu Olympiakos maçı eklenince mazeretler gösterilebilir. Ancak Şenol Hoca mazeretleri hiç sevmez. Zaten riski sevmediğini de çıkardığı 11’le gördük. Beşiktaş aslında her zamanki iştahı ile başladı oyuna ama alıştığımız tempoyu yükseltemeyince kapanan Rizespor önünde pozisyon fakirliği yaşadı. Rakibe de zaman zaman kontra fırsatları verdiler. Ama hücum gücü sadece Kweuke olan bir takımın ofansta yapabilecekleri de sınırlıydı. Buna rağmen özellikle ilk yarı Edomwonyi ile soldan gelmeye çalıştılar. Rizespor’un en iyisi ve dün en çok koşanı olan Recep Niyaz’ın ortadaki çabukluğu ile sürpriz atak kovaladılar. Bunların çoğunda da Atiba-Marcelo duvarına çarptılar.

        Beşiktaş maçın genelinde topa çok fazla sahip olsa da bunu tabelaya yansıtamadı. Dengesiz girişler ve anlaşılmaz gerginlik yüzünden çıkan kartlarla da Gökhan Gönül ve Q7 cezalı duruma düştü. Şenol Güneş belki de Quaresma’yı ikinci sarıdan atılmasını önlemek için kenara aldı ama Portekizli bu karardan yine memnun değildi.

        Aslına bakarsanız çıkana kadar Kartal’ı ileriye taşıyan en önemli isim Ricardo’ydu. O çıktıktan sonra Rize daha çok korkusuzca yüklenmeye başladı. Ne olursa olsun Quaresma’nın hocasına küsüp o tavırları yapması yakışık almaz. Haklıyken haksız konumuna düşüyor. G.Saray derbisinden sonra dün de takımın en iyisi Adriano’ydu. Kalitesini ve tecrübesini konuşturuyor. Gökhan’a attırdığı goldeki asisti de harikaydı.

        Atiba yine bildiğimiz gibiydi, maşallahı var. Maç seçmeden işini tüm gücüyle yapmaya devam ediyor. Yıllardır stoper konusunda sıkıntılı olan Beşiktaş için Marcelo ise piyangodan büyük ikramiye kazanmak gibi bir şey. Yerden, havadan geçit vermiyor. Yalnız en büyük handikabı bazen çaktırmadan yaptığı kartlık hareketler. Bu başına iş açabilir. Dün de böyle bir pozisyonda hakem görse kartı çekerdi.

        Beşiktaş artık kompakt bir takım. Kim oynasa farketmiyor. Ancak Oğuzhan’ın haftalardır süren istikrarsız performansı sürüyor. Bir türlü toparlayamadı. İlk yarı biraz kıpırdanır gibiydi, ikinci devrede hızı kesildi. Bu kadar kaliteli bir ayağın üstüne koyacağına geriye gitmesi insanı üzüyor. Bunların arkasında ne var bilmiyoruz ama bu performans onu Beşiktaş’ta geleceğe taşımaz.

        Sonuçta Beşiktaş etkisiz de olsa hak ettiği bir galibiyeti zar zor aldı, ama bu Süper Lig’in en iyi takımı olduğu gerçeğini değiştirmez. Sadece Beşiktaş taraftarına biraz heyecan yaptırır, yoksa bu gidişin sonu belli!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar