Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Seda Zeynep Köse, Fransa'nın başkenti Paris'e gitti, Eyfel kulesi, Louvre müzesi, Paris Montmartre tepesini sizler için ziyaret etti.

SEDA ZEYNEP KÖSE AŞIKLAR ŞEHRİ PARİS'TE

Tatilstil ile çıkmış olduğum Benelüx turumuzda, nihayet Paris'teyiz. Paris, daha önce de ziyaret etmiş olduğum bir şehir olmasına rağmen, tekrar kendisine adeta aşık eden bu şehirde olmak farklı hissettirdi. Bu ziyaret, aramın iyi olmadığı Paris'le yeni bir başlangıç yapacağımızdan, benim için çok daha anlamlı. Paris, her zaman ki gibi çok güzel ve şehre girişimizin hemen ardından turumuza Les Invalides ile başlıyoruz. Burası, aslında Fransa'nın askeri tarihiyle ilintili olan bir anıt ve 1670 yılında, XIV. Louis'nin emriyle yapılmış. İçinde çok sayıda nekropol ve müze bulunan yapı, en çok Napolyon'un mezarı olarak biliniyor. Anlatılan göre, 1821 yılında mahkum olduğu adada ölen Napolyon'un naaşı, 19 yıl sonra Fransa Kralı Louis-Philippe ve İngiltere Kraliçesi Victoria’nın izniyle Fransa’ya getirilmiş, ve buradaki anıt mezara yerleştirilmiş.

Işık şehri 'Paris'

Panoromik Paris turunun ardından, Rosny'de bulunan otelimize gidiyoruz. Ertesi gün, otelimizdeki kahvaltının ardından, Paris turumuz başlıyor. Önce Notre Damme Katedrali'ni ziyaret ediyoruz. Katedral, Meryem Ana'ya adanarak yapılmış. Adının hikayesi de ilginç. Paris'in sembollerinden biri haline gelmiş olan katedral için, 19. yüzyılın başlarında yıkım kararı alınmış. Devamını, katedralin içinden anlatmama ne dersiniz?

Tatilstil Benelux Paris turları için tıklayınız

Notre Damme sonrasında, havanın da güneşli olmasından son derece memnun olarak, Seine Nehri'ndeki tekne gezisini yapmak üzere, tekneye bineceğimiz Bateaux Mouches'a geçiyoruz. Tekne gezisi için 14 Euro ödüyorsunuz ve yaklaşık 1 saat 15 dakika sürüyor. Tüm Paris'i en güzel haliyle görebiliyorsunuz.

Bu enfes tekne gezisi sonrasında, rotamızı yine Paris'in olmazsa olmaz tarih duraklarından biri olan Louvre Müzesine çeviriyoruz. Louvre, 13. yüzyılın başlarında, Philippe Auguste inşâ ettirilmiş. Adını ise, İngilizce'de kuvvet, güç anlamına gelen “Lower” kelimesinden almış. Aslında saray olarak inşa ettirilen yapı, 1793 yılında müze haline gelmiş. 1932 yılında ise, bugünkü son şeklini almış.

Louvre'dan çıkıp, Paris'le özdeşleşen kafelerinden birinde,verdiğimiz kahve molasının ardından, hızımızı hiç kesmeyip, Eyfel'e doğru yola çıkıyoruz. Eyfel Kulesi'ni daha önce de ziyaret etmiştim, ama, kuleye çıkmamıştım. Bu yüzden, Paris'i kuşbakışı göreceğim için ben de, ilk kez ziyaret ediyormuş gibi hissetmedim değil. Biletlerimizi aldıktan sonra (bilet 11 Euro) asansörlerle kuleye çıkıyoruz. Evet, Paris, buradan bir başka güzel görünüyor, kabul ediyorum.

Gün batımına yakın, ressamlar tepesine yani Montmartre gidiyoruz. Paris'in dünyaca ünlü kabaresi Moulin Rouge'da yolumuzun üzerinde olduğundan, görme şansını yakalıyoruz. Montemartre'a fünikülerle çıkıyoruz. Paris'in en yüksek rakımlı yerleşim bölgesi olan Montmartre, Paris manzarasını en iyi izleyebileceğiniz noktalardan biri.

Burada, göremeniz gereken en önemli yapı, Sacré-Coeur Bazilikası. Notre Damme katedralinden sonra en çok ziyaret edilen anıt olma özelliğine sahip yapı, "Kutsal Kalp Bazilikası" anlamına geliyor. Montmartre, sanat anlamında önemli bir nokta olduğundan, pek çok sanatçıya da ilham kaynağı olmuş. Pablo Picasso, Salvador Dali, Claude Monet, Vincent van Gogh ve Amedeo Modigliani bu tepede çalışmış olan bu ünlü sanatçılardan bazıları. Ayrıca, Jean-Pierre Jeunet'nin ödüllü filmi Le Fabuleux Destin d'Amélie Poulain burada çekilmiş. Place Du Tertre'de resminizi yaptırabilir, Fransız mutfağının ünlü lezzeti soğan çorbasını tadabilirsiniz.

Ve adına şarkılar bestelenmiş Champs-Élysées. Paris'in en önemli caddesi. Moda ve lüksün simgesi cadde, kafeleri ile, dünyaca ünlü markaların mağazaları ile donanmış özel bir lokasyon. Concorde Meydanı, Zafer Takı ve Champs-Élysées. Bu üç noktayı görmediyseniz ki; bu neredeyse olanaksız, Paris'e gittim diyemezsiniz.

 

Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayınız

Paris, yaşamakla da, anlatmakla da bitmeyen şehir. Defalarca gidilesi, her gidişte ayrı tat veren bu dünya başkentinden, kendisini daha çok severek ayrılıyor, bir sonraki heyecan verici lokasyonda buluşmak üzere diyorum. Bir sonraki ve son durağımız Belçika olacak.

GÖRMEDEN DÖNMEYİN

Musée de la Musique (Paris Müzik Müzesi)

Disneyland

Madeleine Kilisesi

Versailles Sarayı (Versay Sarayı)

Pantheon

Musee d'Orsay (Orsay Müzesi)

Lüxemburg Bahçesi

YEMEDEN GELMEYİN

Soğan çorbası

Baget ekmeği

Kaz ciğeri

Creme Brulee (Krem brule)