Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Seda Zeynep Köse Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye gitti, Macar mutfağının birbirinden özel lezzetlerini tattı, Tuna nehrinde tekne turu yaptı, bilinmeyenlerini sizler için keşfetti

Seda Zeynep KÖSE

szk@haberturk.com    

instagram/ tatildeyimdonucem

Habertürk & Tatilstil.com işbirliğinde gerçekleşen Orta Avrupa turunun, son durağı olan Budapeşte, her daim çok merak ettiğim ve tıpkı Prag gibi gitmek isteyip, bir türlü gidemediğim şehirlerden biri olmuştur. Çok yakın bir Macar dostum, Budapeşte için "özgürlüğün şehri" demişti. Aslında Budapeşte'nin bir çok adı var, bunlardan birisi de " Doğu'nun Paris'i". Yüksek beklenti içerisinde gittiğim şehir, kesinlikle beklentilerimin üzerinde çıktı.

Budapeşte " Doğu'nun Paris'i" olarak anılır

Prag'taki sabah kahvaltısının ardından çıktığımız Budapeşte yolculuğumuz yaklaşık 5 saat sürüyor. Şehir merkezine vardığımızda, şehrin en önemli caddelerinden biri olan Andrassy Caddesi üzerinden, Kahramanlar Meydanı'na varıyoruz. Havanın da kararmış olması nedeniyle, yine ışıl ışıl bir alan karşılıyor bizi.

Bu minik şehir turunun ardından, Çigan gecesine katılmak için, hazırlanmak üzere otelimize gidiyoruz.

ÇİGAN GECESİ

Gece, Buda tarafında yer alan, Vadaspark içerisindeki "Vadaspark Étterem" de gerçekleşiyor. Personel, karşılama çok sıcak ve samimi. Kapının hemen girişinde "pogaca" ve likör ikramında bulunuluyor. Pogaca, bildiğimiz "poğaça", girişte verilmesinin nedeni ise damak tadınız nötrleşsin diye ikram ediliyor, böylelikle, yemeklerin tadını daha iyi alabiliyorsunuz. İçerisi çok keyifli, dekorasyon, ambiyans, müzik abartısız muhteşem. Yemek servisi, Macarların ünlü lezzeti "gulaş" ile başlıyor. Gulaşın ardından et ve garnitürlerden oluşan zengin bir tabak, ardından ise nefis tatlılar servis ediliyor. Bu arada elbette folk ezgiler eşliğinde, Macar geleneksel danslarından örnekler izliyoruz, hatta, bir ara kendimizi sahnede buluyoruz. Anlatmakla olmayacak sanırım, iyisi mi video ile bir nebzede olsa yaşatayım size...

Çigan Gecesi'nin ardından otelimize dönüyor, dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah otelde aldığımız kahvaltının ardından, Estergom & Visedgrad ve Szentendre turu için yola çıkıyoruz. İlk durağımız Estergom (Estergon) kalesi oluyor. Budapeşte'ye yaklaşık 60 km. uzaklıktaki kale, hem tarihimiz (Osmanlı dönemi), hem de Macar'lar için büyük önem taşıyor. Estergon Kalesi, Moğol istilasına kadar, Macar Krallığı’nın idari ve dini merkezi imiş. Kral IV. Bela, başkenti Budin’e taşıyınca, kaleyi tamamen din adamlarına bırakmış. Günümüzde müze olarak kullanılan yapı, Kanuni Sultan Süleyman, ardından  Sokulluzade Lala Mehmed Paşa tarafından iki kez fethedilmiş. 2. Viyana Kuşatması'nın ardından ise tamamen kaybedilmiş.

 


Harika bir manzarası olan kalenin Maria Valeria köprüsü ve Tuna Nehri'ne bakan yüzü oldukça etkileyici. Hava biraz gri olsa da, gayet keyifli. Güzel manzaranın ardından, bazalikayı (basalica) ziyaret edip, kaleden ayrılıyoruz. Öğle yemeğini yemek üzere, Visegrad'a doğru yola çıkıyoruz. Yemeğimizi Visegrad Hotel'de alıyoruz. Doğa ile içiçe bir tesis burası. Personel ilgili ve profesyonel. Menümüzde ceylan çorbası, hindi ve soslu dana eti ve tatlı var. Yemekte, içecek olarak "Ginger Ale" yani zencefilli gazoz tercih ediyoruz. Ben yabancı değilim, denemiştim, ama, ilk kez deneyenler çok beğeniyor.

Tatlı ve kahve servisi ardından, Szetendre'ye geçiyoruz. Burası küçük, sevimli bir nehir şehri. Hediyelik eşyaları ile ünlü olan Szetendre'de alışveriş yapıyoruz. Burada, Türk işletmeler var, bazıları Türk lirası da alıyorlar. Hediyelik eşya almak için en iyi lokasyonlardan biri, fiyatlar diğer noktalara göre daha uygun ve çok daha fazla çeşit var. Alışverişimizi bitirip, tekrar Budapeşte'ye doğru yola çıkıyoruz. Akşamüstü yapacağımız tekne turuna kadar, şehir merkezini geziyoruz. St. Mathias Katedrali, Zincirli Köprü, Balıkçılar Kulesi Budapeşte'nin en görülmesi gereken yapılarının başında geliyor.


Vaci Utca Caddesi, Budapeşte'nin en popüler lokasyonlarından biri, bir nevi bizim İstiklal Caddesi gibi. Burada, ünlü markaların mağazaları, restaurant ve kafeler yer alıyor, oldukça kalabalık. Yorulduğumuz için, Budapeşte'nin olmaz olmazlarından biri olan Cafe Gerbaud'da bir kahve molası veriyoruz. Duyumlarımıza göre, eğer Budapeşte'ye geldiyseniz, burada kahve içmeden dönmemeliymişsiniz. Bizde söz dinledik ve gerekeni yaptık.

Kahvenin hemen ardından, muhteşem görüntülere şahit olacağımız nehir gezisi için, tekneye geçiyoruz. Teknede, bir çok dilde anlatım yapılıyor, kulaklıkları kullanırsanız, istediğiniz dilde dinleyebilirsiniz.  Tekne turunu es geçmemeniz gerektiğini, üzerine basa basa söylüyorum. Gece Budapeşte'ye en yakışan zaman olsa gerek, büyüleniyorsunuz. Margaret ve Arpad köprüleri, Parlemento binası, Tuna Nehri... İnanılmaz keyifli.

Bu harika gezinin ardından, otelimize geçiyor ve dönüş hazırlığına başlıyoruz. 13.35'teki uçağımızdan 2 saat öncesinde alanda oluyoruz. Check - in işlemlerinin ardından, alışveriş için Duty Free'ye giriyoruz. Hemen bir hatırlatma, bazı ürünler Türk Duty Free'sinde daha ucuz, dolayısıyla oradan taşımanızı tavsiye etmem. Yine, sorunsuz bir uçuşun ardından İstanbul Atatürk Havalimanı'na iniyor ve bu keyifli turu sonlandırıyoruz. Tüm konuklara, Tatilstil.com'a ve bizlere kusursuz bir tur yaşatan rehberimiz Hıdır Şatana'ya teşekkür ediyorum. Bir sonraki rotamızda görüşmek üzere. Şimdiden mutlu, seyahat dolu bir sene dilerim.

Tatilstil.com'u ziyaret etmek için

BUDAPEŞTE DİP NOTLAR

* Meydanın hemen arkasındaki dev buz pateni pistini gördüğümde, aklım kalmadı değil. Eğer buz pateni seviyorsanız ve vaktiniz olursa, lütfen benim için detadını çıkarın. Çok keyifli olacağından eminim.

* Szetendre'den, özel yapım ekmek ve Macar acı kırmızı biberi alın.

* Macar salamı almak isterseniz, süper marketlerden alın derim. Bunun dışındaki satış noktalarında satılanlar genellikle domuz etinden yapılan salamlar. Dana salamı istiyorsanız marketleri deneyin.

* "Tuna Kıyısındaki Ayakkabıları" yani  "Cipők a Duna-parton" u mutlaka görün. Burası bir Holokost anıtı. Anıt, 2. Dünya Savaşı esnasında, Oklu Haç Partisi yüzünden ölen Yahudiler'in anısına, heykeltraş Gyula Pauer ve Can Togay tarafından tasarlanmıştır. Oldukça ilginç, bence görülmesi gerekiyor.

* Macaristan'da Macar Forinti kullanıyorsunuz. 1 Euro 315 HUF'a denk geliyor. Euro ile alışveriş yapabileceğiniz yerler var tüm Avrupa'da olduğu gibi, ama, siz yine de yanınızda, bir miktar Macar Fronti bulundurun.